Edebiyat Öğretmenim

18.Bölüm

Multi: Toprak ve Deniz
Keyifle okumanız dileğiyle :)

Kızların yanına geri döndüm ve onları teker teker öptüm.

"Ben kaçtım, sizde orda burda sürtmeden eve gidin."

"Allah Allah, sen nereye gidiyorsun? Beraber birşeyler yapalım." dedi Cemre
"Nereye gidecek kızım, Deniz'inin yanına gidiyordur. Deniz var artık bizi ne yapsın?" dedi Zahide.

"Saçmalamayın ya evet şimdi Deniz'in yanına gidiyorum ama sizi ihmal edeceğim falan yok bebeklerim." öpücük attım. "Ama artık gitmem gerekiyor."

"Az önce arayan Deniz hocaydı değil mi, seni çağırıyor?" dedi Fatma.

"Evet." arkamı dönüp yürümeye başladım "Seviyorum sizi." diye seslendim ve oradan uzaklaştım daha fazla geç kalmamam en iyisi, hem çok özledim onu, o yüzden şimdi koşmak en iyisi yoksa cidden çok kızacak. Koş Toprak koş, koş, koş! Az ka- ahh! Düştüm! Aferin sana Toprak! Görmüyor musun önündeki kocaman taşı! Yaa bileğim çok acıyor ama, Off ya! Oha! E gelmişim ben! Çok güzel, Deniz'e rezil oldum ya! Ve Deniz şuan buraya doğru yürüyor.

"Düştüm." dedim dudaklarımı büzerek. Yanıma geldi.

"Sakar! Ne diye koşuyorsun ki?" elimin olduğu yere, bileğime baktı.

"Daha fazla geç kalırsam çok kızacaktın o yüzden koştum." bileğime dokundu.

"Ahh!" inlememle elini geri çekti.

"Kızarsam kızayım, 2 dakika söylenirim geçer gider, değdi mi koştuğuna?"

"Evet ama sen genede kızdın." dedim suratımı asarak ve başımı yere eğdim. Çenemden tutarak başımı kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Asma o suratını." yaklaştı, yaklaşıyor, yaklaşmaya devam ediyor! Aramızda artık hiç mesafe yok neredeyse! Boyun girintime kafasını iyice yaklaştırdı ve derince nefes alıp boynuma küçük bir öpücük kondurdu. Bir süre öyle bekledi sonra kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı.

"Çok acıyor mu?" kafamı salladım. Burnuma minicik bir öpücük bıraktı ve beni kucağına aldı.

"Başımın belası." gülümsedi.

"Tatlı bela." gülümsedim. Uzanıp burnumu ısırdı.

"Yaa" güldü ve arabaya doğru yürümeye devam etti.
Kucağında olmama rağmen tek bacağını arabaya yaslayıp beni de bacağına yasladı ve arka kapıyı açıp beni koltuğa oturttu. Kapıyı kapattı ve arabanın bagajından bir kutu aldı. Bir dakika ya Deniz benim yüzüme telefonu kapatmıştı değil mi? Şimdi göstereceğim ben sana gününü Deniz-,- Kapı açıldı ve Deniz koltuğa oturdu.

"Uzat ayağını."

"..."

"Uzatsana ayağını."

"..."

"Toprak?"

"..."

"Ya cevap versene!" omuz silktim. Yüzüne bakıp cevap vermemek ve sinirlenmesini keyifle izlemek ayy çok güzel :D

"Farkında olmadan bişey mi yaptım veya dedim? Noldu söylesene?" sakince sordu.

"Eve gitmek istiyorum." yüzüne bakmadan ve olabildiğince soğuk bir sesle söyledim.

"Neden?"

"..."

"Deli ediyorsun beni! Ne olduğunu söyle götüreyim evine!"

"Telefonu neden yüzüme kapattın?"

Güldü. "Ondan mıydı bu triplerin?"

"..." tekrar güldü ve uzanıp bileğimden tuttu ve ayağımı bacağının üzerine koydu bende sırtımı arabanın kapısına dayamak zorunda kaldım.
Ayakkabımı, çorabımı çıkardı ve canımı acıtmamaya dikkat ederek bileğimi ovaladı sonra uzanıp öptü. Kutunun içinden bir krem çıkardı ve masaj yaparak sürmeye başladı. Sonra kutudan sargı bezi çıkardı ve sardı, sardıktan sonra çorabımı ve ayakkabımı geri giydirdi. O bunları yaparken bende sesimi çıkarmadan onu izledim hala izliyorum o da kafasını kaldırdı ve gözlerime bakıp gülümsedi. Hemen gözlerimi kaçırdım ve somurttum, güldü. Bana doğru uzandı ve beni biraz itip belime sarıldı ve başını göğsüme koydu.

"Özür dilerim." başını kaldırdı ve yüzüme baktı.

"..."

"Özür dilerim." Çocuk gibi tatlı tatlı söyledi ve dudaklarını büzdü. "Affettin mi?"

"Bilmiyorum." yüzüme doğru uzandı ve yanağımdan uzunca öptü.

"Beni unutup, önemsememen sinirlerimi bozdu sadece sinirden yaptım yani kasıtlı yapılmış bişey değil."

"Seni önemsemediğimi mi düşünüyorsun?"

"Hayır diyorum ya sadece sinirlendim olay bu, konuyu kapatsak artık?"

"Peki." tekrar öptü ve kafasını göğsüme yasladı.

Bölüm sonu :))
Kısa olduğunun farkındayım ama sık sık yayımlamaya çalışıyorum nede olsa artık sınavlar bitti ve okullar kapanıyor yani bol bol vaktim olacak. Seviyorum sizi :) Kocaman öptüm :*