46. Bölüm, Karanlıktan Aydınlığa

871 98 25
                                    

Buğulu gözlerim normale döndüğünde tekrar bir sinematiğin içinde olduğumu fark ettim. Bu sinematik diğerlerine göre çok daha gerçekçi ilerliyordu. Huzurla dolup taştığını hissettiğim ruhum sinematikteki karakterde hayat bulmuş gibiydi. Sol elimi kaldırıp avuç içime bakmak istediğimde karakter bunu yerine getirdi.

Gördüğüm manzara karşısında daha önce yaşamadığım bir duyguyla olanlara anlam vermeye çalışıyordum. Tamamen beyaz kolumun avuç içinde belirli belirsiz çatlaklar haricinde hiçbir pürüz bulunmuyordu. Sol avucuma biraz daha dikkatli baktım. Avuç içimde 'A' ve 'L' harflerini andıran iki şekil gördüğümde arkamda hırıltılı şekilde nefes alıp veren bir şey olduğunu fark eder etmez hızlı bir refleks ile geriye doğru döndüm. Yerde devasa boyuttaki kanatlarının üzerinde sırtüstü yatan ve elinde tuttuğu parlayan iki kılıcı henüz bırakmamış olan siyah meleği gördüğüm zaman ilk başta gördüğümüz beyaz ışıkla hepimizin öldüğünü düşündüm.

Zor bir şekilde nefes alan melek teorimi yalanlarcasına konuşmaya başladı "Kardeşim T." Dediğinde içinde bulunduğum karakterin kontrolünü kaybettim. Artık kontrol edemediğim bir karakterin daha doğrusu beyaz meleğin içerisinde olan bitene birinci kişiymişcesine tanık oluyordum. "Uzun zaman oldu ha." Dedikten sonra gülümsedi siyah melek.

Thomir'in duygularını kendi duygularımmış gibi yaşıyordum. Ağlamak istiyordu. Kardeşini öldürecek olmanın verdiği acıyı dışarıya vurmak, Evendor'a sarılıp tanrıya yalvarmak istiyordu. Tüm hisselerine rağmen sadece "Neden?" diyebildi.

Yerde kımıldamadan yatan siyah melek hırıltıyla öksürdükten sonra "Beni anlayabileceğini sanmıyorum küçük T" dediğinde. Thomir içinden tanrıya dua etmeye başladı. "Baba, ne olur duy sesimi. Tüm iyilik ve kötülüklerden sana sığınırız. Senin ışığın huzurunda affına sığınırım. Baba ne olur abimi bağışla ve O'na tekrar huzurunda yer ver." dedikten sonra İçinde boğulası bir sessizlik oluştu. Etrafta hareket eden hiçbir şey yoktu. Anladığım kadarıyla her hangi bir şey de olmayacaktı.

Thomir devam etti "Baba! Sesime kulak ver. Yalvarırım duamı işit." İçinden bunları geçirmeye devam ederken kalbinin sızladığını hissedebiliyordum.

"Küçük T" dedi sesi gittikçe az çıkmaya başlayan siyah melek. O'nu duymakta zorlanmıştım. "Bizi dinlemeyi uzun zaman önce bıraktı." Dediğinde siyah meleğin buz mavisi parlayan gözleri söndü. Saniyeler sonra bulunduğumuz yer titremeye başladı. Parlayan siyah kılıçların üzerindeki ışınım çıldırmış gibi dalgalanmaya başladığında Thomir sol elini bükerek eklem noktasından gözlerini doğru bastırarak kapattı. Gözlerimizin kapalı olmasına rağmen dışarıda olan beyaz ışık patlamalarını algılayabiliyordum. Belirli aralıklarla birbirini takip eden 10-15 patlamadan sonra melek elini yere indirdi.

Kamaşmış gözlerimizi açan Thomir alana baktığında, Siyah meleğin hareket etmeden paralel bir şekilde havada süzülen bedeninin altında bir hortumu andırır gibi durmadan dönen bulutumsu bir duman vardı. Süzülen meleğin büyük siyah kanatları yere doğru sarkmış şekilde duruyorken Thomir elini hortuma benzettiğim oluşuma doğru uzattığında korku filmlerini anımsatan bir ruhun kafası belirdi ve yok oldu. Thomir bunu gördükten sonra hemen elini geri çekti.

Melek gözlerini kapattı. Artık hiçbir duygusunu hissetmiyordum. Meleğin içinde misafir bir ruh olmuştum diye düşünürken Thomir gözlerini açarak konuşmaya başladı "Peki baba." dedikten sonra Evendor'u taşıyan oluşum öncekine göre daha hızlı dönmeye başladı. Çok geçmeden oluşumun içinden beyaz aşırı derece parlak ışıklar hızla çıkarak etrafa yayılmaya başladı. Karanlık boss alanı bu ışık kümeleri ile aydınlıkla kucaklaşıyor gibiydi. Oluşumdan çıkan ışık kümeleri etrafa yayılmaya devam ediyor ve her yerde ışık kümeleri parlamaya başlıyordu. Hortuma benzer oluşum içinden çıkan ışık kümelerinden sonra etkisini kaybetti. Küçüldü ve yok oldu. Bu olayın ardından siyah meleğin hareketsiz vücudu havada bu sefer dik bir şekilde süzülerek hemen önümüzde yavaşça yere inmeye başladı.

Melek yere indiğinde dizlerinin üzerine çökmüş şekilde durdu. Siyah kanatlarının yere değen bölümleri burkulmuş bir halde düzensizce yerdeydi. Siyah melek görmekte zorlandığım şekilde parlayan buz mavisi gözleriyle son defa bize bakarcasına bir gülüş attığında Thomir aklından 'Galriyatur' diye bir isim geçirdiğinde bembeyaz bir kılıç sağ elinde belirdi. Elinde beliren ve gözlerimi adeta büyüleyen beyaz kılıcı sol eliyle de destekleyerek iki eliyle tutmaya başladı. Fazla geçmeden hızla Evendor'un göğüs kafesinden kılıcı soktuktan bir süre sonra siyah meleğin vücut ağırlığını kılıçta hissetmeye başladım. Gözlerimden daha doğrusu vücudunda bulunduğum meleğin gözlerinden iki damla yaş döküldü.

Thomir kılıcını hızla geriye çektiğinde siyah düzensiz bir şekilde yere düşecekken ekranım buğulanmaya başladıktan bir süre sonra karardı. Ekranım geri geldiğinde sinematikten çıkmıştık.

Rerr "Oha harikaydı." dedi.

Angel "Ben böyle bir şeyi burada yaşacağımızı hiç düşünmezdim." dedi.

Age "Oğlum, vay be." diye yorumlara katıldı. Her kafadan bu sinematiği beğendiklerine cümleler dökülüyordu. Garip bir duygu içerisinde artık uğultu gibi gelmeye başlayan ve kafamın içinde karışan seslerini duymak istemiyordum, sustum ve izlemeye devam ettim. Siyah meleğin cansız bedeni yerde düzensiz bir şekilde yatıyordu. Thomir ise kardeşinin başında yere dayadığı kılıcını iki eliyle sıkıca tutarak ayakta bekliyordu. Derken gökyüzünden bulunduğumuz alan doğru önce ufak bir bölgeye sarı bir ışık indi. Bu ışık bana yoğun bulutlar arasından bir fırsatını bulupda yer yüzünde belirli bir noktaya inen Güneş Işını'nı anımsattı. Ardından hızla inen ışıklar çember oluşturacak şekilde Thomir ve Evendor'un etrafını sardı. Daha önce yayılan etrafa yayılan ve alanı aydınlatan ışık kümeleri birer birer yıldız gibi bulunduğumuz alana doğru yavaşça düşmeye başladılar. Sanki gökyüzünde bir düzüne meteorun yağmuru var gibiydi. Yere değen her ışık kümesi ayaklarından başlayarak vücut buluyor ve beyaz meleklere dönüşüyordu. Yaşadığım bu sahneyi ömür boyu unutamazdım.

Vücut bulan bütün melekler ölen Evendor'un etrafında çember oluşturdular. Aralarını en son Thomir katıldı ve melekler ellerini iki yana doğru açtılar. Gökyüzünden süzülerek gelen ışık onlara bir yol oluşturuyor gibiydi ve bu yol büyük ihtimalle Elysium'a gidiyordu.

Kısa bir süre sonra çember oluşturan melekler tek bir ağızdan "Bağışlayan ve merhamet edene doğru." dediler ve ışığın çizdiği yolda yükselmeye başladır.

Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin