"Ahahahahah sonunda geldiniz Exorcistler." Herkes arkalarından gelen sese doğru döndü. Aynı anda hepsinin de şaşkınlıkla gözleri açıldı. Korkunç gülümsemesiyle tıslayarak konuştu.
"Hadi oynayalım."
Siyah saçları esen rüzgarla birlikte savruldu. Hala yüzündeki korkunç gülümsemesiyle Gwen'e baktı.
"Bu kadar erken anlayacağınızı tahmin etmezdim. Demek bunlar senin başının altından çıktı. Ama yinede yetişmiş sayılmazsınız. Roadla birlikte bir akuma sürüsü almak için geldiğiniz masumiyetleri yok etmek için yola çıktı bile."
Son cümleyle birlikte herkes donakaldı.
"Bu...bir noah mı?" Gwen bunu sadece yanındakilerin duyabileceği bir tonda söylemişti.
"O Tyki. Evet bir noah." Herkes ciddi bir şekilde Tyki'ye baktı. O ise hala kendinden emin bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Ortamın havası çok ağırlaşmıştı.
"Hey. Kendinize gelin." Allen, Lavi ve Kanda Gwen'e döndüler. Sesi yine sadece onların duyabileceği yükseklikteydi.
"Orada durup bizim plan yapmamızı bekleyecek gibi durmuyor. Bizi burda tutmaya çalışacak tek başına bunu başaramaz ama gizlenen akumalara bakarsak işimiz zor olacak."
"Burda dört kişiyiz onu yenebiliriz." Gözler Allen'e doğru döndü.
"Ama kurtarmamız gereken iki Masumiyet var ve benim hiç birini kaybetme lüksüm yok. Şimdiden çok zaman kaybettik buradan ayrılalı yaklaşık 10 dakika olmuş. Birimizin onlara yetişmesi gerek."
"Ben burada kalacağım."
"Moyashi sürekli kendini öne atmaktan vazgeç, ben kalacağım."
"Hayır ben kalacağım!"
"Ahahahaha benimle dövüşmek için kavga mı ediyorsunuz. Merak etmeyin hepinizi burada geberteceğim!" Bir anda akumalar saklandıkları yerden çıktılar. Gwen hızla Kanda'ya döndü.
"Onları birkaç dakika oyalayabilirmisin?" Kanda başını salladı ve gelen akumalara doğru koştu.
"Tartışacak vakit yok. Ben ve Kanda burada kalacağız, siz ikiniz de gidip Masumiyetleri kurtaracaksınız."
"Ama geçit kapalıyken nasıl geçeceğiz?" Allen da Lavi'yi onaylarcasına başını salladı.
"Senin Masumiyetinin ateş gücü var değil mi?"
"Evet. Ama onu kullansam bile..."
"Karları tamamen buharlaştıracaksın. Bunu yapabilirmisin?"
"Yapabilirim ama havanın ne kadar soğuk olduğuna bak saniyeler içinde bütün buhar suya dönüşecek."
"O kısmı bana bırak. Biz burayı halledeceğiz ama siz de mutlaka Masumiyetleri kurtarmalısınız."
"Dur bir dakika Tyki'yle sen savaşmayacaksın değil mi? Benim kalmam gerektiğini söylemiştim."
"Susarmısın artık! Burayı biz halledeceğiz. Henüz tanışmıyor olabiliriz ama yinede ekip arkadaşına biraz güven!" Bu sözlerden sonra Allen'in gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Sonra gözlerini kapattı. Tekrar açtığında yüzünde kararlı bir ifade vardı.
"Anlıyorum. Sonuçta sen de bir exorcistsin sana güveniyorum." Ayaklarının altındaki toprağın titremesiyle herkes irkildi. Birden yerden uzun ve dikenli bitki kökleri çıktı.
Üçü de son anda zıplayarak kurtulmuşlardı. Allen sağ tarafa, Lavi sola ve Gwen de yukarı doğru sıçramıştı. Hepsi tekrar yere indiğinde Gwen'i karşılayan Tyki'nin elinden çıkan mor yıldız plazmasıydı.
