twenty two/two

19.8K 1.6K 1K
                                    

Küçük olan cebinden çıkardığı anahtarı kapının kilidine yerleştirerek çevirdi ve açılan kapıyla beraber kendini içeriye attı. Herzamankinden daha yoğun kokan kitap kokusu etrafı sarmışken bu güzel kokuyu bir kez daha içine çekti.

Personel masasına doğru ilerleyip elindeki anahtarı masanın üzerine koydu ve hâlâ kapının önünde bekleyen hyung'una seslendi;

"Neyi bekliyorsun? girsene."

Büyük olan duyduğu sesle içeriye girdi ve kapıyı kapattı. İlk defa kütüphaneye gelmiş gibi bakındı etrafına. Çünkü burası jungkook'un bahsettiği gibi değildi, oldukça büyük bir yerdi.

Bakışlarını küçük olana çevirdi ve konuştu;

"Burası da epey büyükmüş. Nasıl oluyor da kaybolmuyorsun?"

Hyung'unun söylediklerine gülümseyen çocuk onun şu an da oldukça şapşal olduğunu düşünüyordu.

"Uzun zamandır burada çalışıyorum, neden kaybolayım ki?"

Hâlâ gülümsemeye devam eden çocuğu gören taehyung ne kadar saçma bir soru sorduğunun farkına vardığında konuşmayı kesip etrafta gezinmeye başladı. Diğeri ise kafasını iki yana sallayıp çantasından çıkardığı test kitabını masanın üzerine koydu ve yeniden büyük olana seslendi;

"Tüm kitaplar kategorisine göre sıralanmış durumda. Seçim senin. Keyfine bak."

Uzaktan bakıldığında sıkıcı bir buluşma gibi görünebilirdi. Ama Jungkook için öyle değildi. Taehyung yanındayken çok iyi hissediyordu. Ve tabiki çok mutlu. Onu fazlasıyla sevdiği için o yanındayken hiç sıkılmıyordu. Daha doğrusu sıkılamıyordu. Önündeki test kitabını çözmesi gereken yerde o sevdiği çocuğu izliyor ve yüzünde beliren gülümsemeye engel olamıyordu.

Gezinmeye son veren Taehyung eline doldurduğu kitapları aniden masanın üzerine bırakınca küçük olan biraz korkmuştu ama çabuk toparlandı.

"Hyung, bu kadar kitabı ne yapacaksın?"

Kolları yorulan çocuk bir sandalye çekip oturdu ve gevşeme egzersizi yaparak kendine gelmeye çalıştı. Ardından küçük olana baktı ve konuşmaya başladı;

"Yiyecek halim yok herhalde jungkook. Okuyacağım."

Aldığı cevapla gözlerini kırpıştırıp karşındaki güzelliğe bakmaya devam etti. Büyük olan ise önündeki kitapları düzgün bir şekilde sıraya dizerek serinin ilk kitabını eline aldı ve ilk sayfasını okumaya başladı.

Jungkook bakışlarını önündeki test kitabına çevirerek soruları çözmeye çalıştı. Derslerinde oldukça başarılı bir çocuktu ve okul birincisiydi. Fakat taehyung bunların hepsinden habersizdi. Jungkook söyleme gereği duymamıştı. Belki sorsaydı söylebilirdi. Ama kendisini övmeyi sevmiyordu.

Büyük olan ara sıra bakışlarını küçük olana çeviriyor ve bir süre onu izliyordu. Ders çalışırken oldukça ciddi ve sessiz birine dönüşen jungkook'un sanaldaki halinden eser yoktu şu an da. Bu hali taehyung için ne kadar dikkat çekici olsa da onun bu halini pek sevmemişti. Normalde ki sevimli ve tatlı halini daha çok seviyordu.

Hâlâ küçük olana bakmaya devam eden taehyung bir şeylerin ters gittiğini sezdi. Küçük olan önündeki soruya takılı kalmış gibi görünüyordu. Elindeki kitabı kapatarak kenara koydu ve çocuğun önündeki kitaba uzanarak takıldığı soruyu incelemeye başladı. Başta matematik çözdüğünü sanan taehyung anlatım bozukluğu sorusunu görünce afalladı. Kendisi dil ve anlatım dersinde hiç iyi sayılmazdı. Ama bunu belli etmedi ve kitabı yüzüne yaklaştırarak soruyu okumaya çalıştı. Her ne kadar yapamayacağını bilsede denemekten zarar gelmez düşüncesiyle soruyu okumaya devam etti.

Jungkook ise önündeki kitabın hyungu tarafından aniden alındığını görünce şaşırdı. Bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemişti.

Sorunun cevabını zaten biliyordu. Fakat hyung'unun kendisiyle ilgilenmesini istediği için yapmıştı bunu. Taehyung ise Jungkook'un kurduğu pusuya çoktan düşmüştü.

Küçük olan çaktırmadan karşısında mal mal bekleyen ve hala konuşmayan hyung'una bakmaya devam etti.

Bir süre daha baktıktan sonra sessizliğini bozarak konuşmaya konuşmaya başladı;

"Çözemedin, değil mi?"

Utanan çocuk test kitabını hafifçe indirerek küçük olana baktı. Şimdi ne cevap vereceğini düşünüyordu. Şıklardan birini sallayarak söylese olmazdı. Çünkü kendisinden anlatmasını isteyeceğini adı gibi biliyordu. Bu yüzden pes etti ve gerçeği söyledi;

"Hayır... Aslında matematik sanmıştım."

Dudakları iki yana kıvrılan çocuk çok geçmeden yanıt verdi;

"Tahmin etmiştim."

Aldığı cevap üzerine elinde tuttuğu test kitabını diğerinin önüne sürükleyerek kendi kitabını önüne aldı ve çıt çıkarmadan okumaya kaldığı yerden devam etti. Jungkook ise bakışlarını büyük olandan ayırmadan konuştu;

"Cevabı zaten biliyordum, sadece benimle ilgilenmen için yapmıştım."

Bakışlarını yeniden küçük olana sabitledi büyük olan. Zaten onun yanında olarak onunla ilgilendiğini düşünüyordu. Hem de fazlasıyla. Ama jungkook bununla yetinmek istemiyordu. Hatta elinde olsa hyung'unu ayak üstü becerebilirdi bile.

"Bak sen şu bücüre."

Taehyung Jungkook'a bakmaya devam ederken küçük olan konuyu değiştirerek sabah ki söylediği cümleye getirdi. Hâlâ cevap vermeyen hyung'undan artık bir cevap bekliyordu.

"Hyung?"

"Evet?"

"Sabah,

Sesinin tonunu düzeltmek için öksürdü ve öyle devam etti;

Sabah son söylediğim şeyi hatırlıyor musun?"

Hatırlıyordu. Hatta aklına gelir gelmez kalp atışları hızlanmaya başlamıştı. Fazla belli etmemek adına cevap verdi;

"Evet, yani sanırım."

Jungkook'ta hatırladığını biliyordu. Çünkü kütüphaneye geleli henüz yarım saat olmuştu. Hatırlamaması için alzeimer falan olması gerekiyordu.

Küçük olan mimiklerini harekete geçirerek büyük olana "emin misin?" bakışı attı ve ne cevap vereceğini merak etti.

Çocuğun mimiklerini kullanarak kendisine işaret yapmasını komik bulmuştu. Aynı zamanda da hoşuna  gitmişti. Elindeki kitabı kapatarak yan tarafına koydu ve bakışlarını küçük olana yöneltti. Tek masada karşılıklı oturdukları için aralarındaki mesafe fazla uzak sayılmazdı.

Küçük olan hâlâ meraklı gözlerle hyung'una bakarken büyük olan karşısındaki çocuğa gözlerini kırpmadan bakmaya devam etti ve ağzını aralayıp fısıldadı;

"Yaklaş."

Duyduğu kelimeyi bir an da algılayamayan çocuk kendine geldiğinde büyüğünün sözünü dinleyerek yaklaştı.

Büyük olan elini çocuğun yanağına koyarak kendine iyice yaklaştırdı ve soğuk dudaklarını çocuğun sıcak dudaklarıyla buluşturarak aradaki mesafeyi kapattı.

mutual feelings  ━  tae.kook  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin