twenty two

19K 1.6K 665
                                    

cookookie: hyung

daha ne kadar o aynanın karşısında dikilmeye devam edeceksin?

mrkimtae: kahretsin

yine mi izliyorsun?

cookookie: fxhchdug

evet

ve artık elindeki pantolonlardan birini seçip giyinsen iyi olacak fgjhbfdfiuyefg

mrkimtae: ne zamandan beri ordasın?

cookookie: yaklaşık 5 dakikadır.

mrkimtae: biraz daha erken gelseydin boxer seçimimde de yardımcı olabilirdin.

cookookie: lanet olsun

erken gelmeliydim.

mrkimtae: seni salak

dalga geçiyordum.

cookookie: of güzellik

ciddiye aldığımı biliyorsun...

mrkimtae: herneyse

artık beni oyalama da giyineyim.

cookookie: peki

ama şu yırtık olanı giy bence

çok yakışacağından eminim :')

mrkimtae: yine fesatlık peşindesin değil mi?

cookookie: ne :') alakası :') var :') ?

mrkimtae: jungkook

sus ve giyinmeme izin ver.

cookookie: tamam

ama acele etmezsen içeri girip seni ben giydireceğim.

5 dakika sonra

Kapıda hyungunu bekleyen çocuk telefonuyla oyalanırken arkasından gelen ayak seslerini duyduğunda kafasını hemen o yöne çevirdi. Büyük olan beyaz sade bir t-shirt ve alt kısmında ise jungkook'un istediği yırtık jean i giymiş bir vaziyette küçük olana doğru yürüyordu. Küçük olan ise gözlerini hyung'undan alamıyordu ve baktıkça bakası geliyordu. Bir süre daha bu şekilde bakmaya devam etti.

Gözlerinin önünde kendisine el sallayan taehyung'u gördüğünde toparlanıp ona odaklandı.

"Hey, ufaklık. Gözlerin açık falan mı uyuyorsun?"

Bir an için duraksayan çocuk çok geçmeden cevap verdi;

"O kadar güzelsin ki."

Bunun üzerine utanan taehyung hızlıca konuyu değiştirdi;

"Şu kütüphane yakındır umarım."

Gülümseyen çocuk hyung'unun utandığını anladığında üstelemedi.

"Yakın, 10 dakika."

"Hm, yürüyelim o halde."

Küçük olan onaylar biçimde kafasını sallayıp hyung'u ile beraber aynı tempoda yürümeye başladı. İkisi de sessizce yürürken jungkook yere eğdigi kafasını kaldırarak yanındaki çocuğa baktı. Kumral teni, biçimli dudakları ve uzaylıyı andıran sevimli tipi ile mükemmel görünüyordu ve küçük olan gözlerini ondan ayıramıyordu. Çocuğun kendisine baktığını hisseden taehyung ise yanılıp yanılmadığını kontrol etmek için ona baktı. Evet yanılmıyordu. Jungkook pür dikkat kendisini izliyor ve gülümsüyordu.

"Jungkook şu şekilde bakmayı kes, beni korkutuyorsun."

Duyduğu cümle üzerine olduğu yerde duran çocuk bir adım atarak hyung'unun önüne geçti ve yavaşça eğilerek aynı şekilde gözlerinin içine baktı;

"Nasıl? Böyle mi?"

Ne olduğunu anlayamayan taehyung oldukça şaşkın bir yüz ifadesine bürünerek karşısındaki güzel çocuğa baktı. İtiraf etmeliydi ki jungkook kendisinden çok daha güzeldi. Ya da sadece kendisi böyle düşünüyordu. Kalp atışları hızlanırken aralarındaki mesafenin gittikçe azaldığını farketti. Bir an için gözlerini kapattı ve biraz bekledikten sonra gözlerini aralayıp küçük olana baktı. Çocuk ise kahkaha atarak hyung'una baktı ve konuştu;

"Hyung, seni öpeceğimi falan mı sandın?"

Çocuğun dediklerini işiten taehyung ise alaycı bir gülümseme bahşederek yanıtladı;

"Tabikide hayır seni salak."

Kızardığını hisseden taehyung adımlarını hızlandırarak küçük olanın önüne geçti ve öyle yürümeye başladı. Aradaki mesafe gittikçe açılıyordu ve jungkook diğerine yetişmekte güçlük çekiyordu.

"Hyung beklesene, şaka yapıyordum."

Duraksayan çocuk arkasına dönmeden diğerinin gelmesini bekledi. Çok geçmeden hyung'unun arkasında beliren jungkook ellerini büyük olanın beline dolayarak sarıldı ve kafasını omzuna koydu.

"Kızmadın değil mi?"

İkinci bir şok daha yaşayan taehyung ne cevap vereceğini seçemedi bir an da. Bu yüzden sessiz kalmayı tercih etti. Büyük olanın konuşmayacığını anlayan çocuk dudaklarını diğerinin kulağına yaklaştırarak fısıldadı;

"Seni şu an da öpmek istiyorum."

mutual feelings  ━  tae.kook  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin