17. Bölüm

2.4K 112 4
                                    

Merve'den
Şu an Kağan'ın beni bulduğuna sevinmeli miyim yoksa oturup yaşadıklarımdan kurtulduğum için sessizce ağladığım günlerin acısını mı çıkarsam. ne konuşmak istiyordum nede uyumak sadece Kağan'ın yanından ayrılmak istemiyordum. olanlar hakkında bir şeyler düşünmek istiyorum. ama Kağan ın olanlar hakkında bir şeyler soracağına eminim.

ön koltuğa oturmuştum sadece gözlerimi dinlendirmek için gözlerimi kapatıyordum. uyumak aklımın ucundan bile geçmedi çünkü uyuyamıyordum. Kağan'ın arada bana baktığına emindim. ama o beni uyuyor biliyordu. Kağan ın sinirli olduğu hızlı sürüşünden belliydi. gözümü açıp kafamı Kağan a çevirdim sadece yola konsantre olmuştu. "Kağan" dediğimde gözlerini yoldan ayırmayıp "sana uyu demiştim" dedi emir veren bir sesle söylemişti. "uyumak istemiyorum. sana bir şey soracağım" dediğimde arabayı yavaşlatarak sağa çekti sert bir şekilde durdurmuştu salak! "bir şeyini söyledikten sonra uyuyacaksın merve!" dedi bağırmıştı. sanki biraz fazla bağırmıştı sırf bu yüzden soracağım şeyden vazgeçesim geldi. ama eyer sormazsam daha fazla sinirlenecekti zaten ölü gibiydim tam öldürürdü sanırım.
Şu iki günde Kağan a en çok sormak istediğim şeyi sormak istiyordum. "o adam benden ne istiyor?" dedim yorgun bir sesle zaten zar zor konuşuyordum bir anda Kağan bütün sinirini direksiyondan çıkarırmışçasına vurarak "bilmiyorum! Lanet olsun ki bilmiyorum!" dedi ve sesi bütün arabayı ele aldı sanki bütün sinirini dediği cümleden çıkartmıştı. ben ise sessiz kalmayı tercih ettim. yavaş hareketlerle önüme döndüm. ve beni izlediğini hissettim. kafamı ona çevirdiğimde göz göze geldik korkuyordum ya tekrar böyle bir şey olursa ve bu kadar şanslı olmazsam diye fazla korkuyordum gözlerimi kapattım göz yaşlarımın akmasına izin verdim. ağlamıyordum sadece göz yaşlarım aklıyordu veya vazgeçtim ben baya baya ağlıyordum. Kağan ise gözlerini gözlerimden bir saniye olsun ayırmadı. elini dizime koyup "korkma" dedi nasıl anlamıştı? aslında hiç şaşırmadım fazlası ile belli etmiştim ki. elini dizimden çekip tekrar önüne döndü. bende ellerim ile göz yaşlarımı silip camdan dışarı baktım. gözlerimi dinlendirmek için gözlerimi kapattım.
***
gözlerimi açtığımda uyuya kaldığımı fark ettim. sadece gözlerimi dinlendirmek istemiştim ama olsundu bu uyku kendimi biraz daha iyi hissetmeme neden olmuştu. arabanın içi fazlası ile sıcaktı. üzerimdeki Kağan'ın ceketini çıkartmak için yeltendiğimde Kağan'ın tipik bakışları ile karşılaştım "çıkartma" dedi. ve arabanın kaloriferini kapattı. koltuğa geri yaslandığımda canım acımıştı ve aklıma vücudumdaki morluklar geldi. eğer Kağan görürse sinirlenecekti ve görmemsi benim için daha iyi olacaktı. Kağan ile konuşmak için "ne kadar yolumuz kaldı?" diye sordum Kağan hiç tereddüt etmeden "yarım saat var. uyu" dedi bu çocuğun uyku derdi neydi? "uyumak istemiyorum hem zaten uykum yok" dediğim an Kağan bana ölümcül bakışları ile bakınca gözlerimi kaçırdım. "pekala. uyuma bakalım. az sonra güneş doğacak ve emin ol vardığımızda uyumak için yalvaracaksın" dediği an gözlerim kocaman olmuştu be demekti bu ya? be yapacaktı ki bana. bunu dediği için az önceki uykumdan eser kalmamıştı. bunu derken bile sinirliydi zaten.
Ben bunları düşünürken zaman hızla akmıştı. zaten her zaman böyle olurdu. ne zaman bir yere gitmek istemesem hemen oraya varırdık. böyle olmak zorunda mı ya? etrafa bakınca sanırım Kağan'ın evine gidiyorduk. lütfen sinirini benden çıkartmasın lütfen.

Kağan'ın evine ilk kez geliyordum ve çok güzeldi ıssız bir yerde idi. zaten ne bekliyorum ki? araba ile evin önünde durunca arabadan indi. ben kapıyı açınca karşımda Kağan belirdi. kolumdan tutup inmeme yardım etti yavaş adımlarla evin önüne geldik benim hala ayakta duracak halim yoktu.
Eve girince evi gözlerim ile inceledim her yerde kapalı renkler vardı. kötüde durmuyordu ama iç açıcı değildi. hala yavaş yürüyünce Kağan beni kucağına aldı. ve gülümsedi İLK KEZ! üst kata çıkartıp odasına soktu. yatağın ucuna gelip ben biraz yukarıdan attı yatağın üzerine. vücudumun da ki morluk olan yerler inlememe neden olmuştu. Kağan anlamayan gözlerle bana baktı. "ne oldu?" dedi o kadar da yukarıdan atmamıştı acımayacağını biliyordu zaten. hadi bakalım merve nasıl kurtulacaksın! "hi-hi-hiç bir şey" afferim ne kadar güzel kekeledin salak! Kağan şu ana bana inanmayan gözleri ile baktı. "evin içi çok sıcak değil mi Merve? ceketimi çıkartmaya ne dersin?" deyince gözlerimi büyüttüm. hayır olmaz! anlamış mıydı acaba? "ben çok üşüyorum gerçekten! hem bak ateşim var sanırım" bunu panikle söylemiştim her şeyi daha çok mahvediyorum. Kağan elini anlıma koydu. "bence gayet iyisin. şimdi ceketimi çıkartalım" dediği an ellerini ceketin fermuarına götürdü ben engellemeye çalıştıkça o açmaya çalışıyordu ve başarılıda olmuştu beni kaldırıp ceketi çıkardı ve geri yatırdı. hadi bakalım şimdi sakla saklaya biliyorsan vücudunu merve hanım! Kağan kolumdaki morlukları görünce kaşları çatıldı. ve yüzüme baktı kızmış mıydı acaba? "ne zaman söylemeyi düşünüyordun?" dedi kolumdaki izlere bakarak. off ne diyeceğim şimdi ben "şeyy... hmmm.. kızarsın diye şey ettim ben" ne saçmalıyorum ben böyle Kağan   bana kızgın ifadesi ile baktı "elinde sonunda öğrenecektim Merve" dedi kızgın sesiyle hala gözleri vücudumda geziyordu tişörtü tutup hafif kaldırdığında morlukların devamını gördükçe sinirleniyordu. tişörtü kaldırdığı yeri indirdiğimde yüzüme baktı. "ben iyiyim Kağan bir şeyim yok vücuduma uzaylı görmüş gibi bakmayı kes" deyince küçük bir şekilde güldü ama bu sanırım sinir gülüşüydü. oturduğu yerden kalktı. odadan çıkınca bir oh çekmiştim elleri moraran yerlerimde gezdikçe canım acıyordu. ve hemen odaya tekrar girdi elinde krem vardı. ne yani krem mi sürecekti? hayır olmaz! yatağa oturunca ellerimle kremi ittirdim istemiyordum. "merve hiç mızmızlanma bu kremi süreceğim" dedi ama hayır sürmesini istemiyordum! "ya hayır! istemiyorum" deyince Kağan oflayarak üstüme çıktı. tişörtümü üstümden çıkaracakken izin vermedim. "yaa bari tişörtümü çıkartma!" deyince Kağan çapkınca güldü ve bu beni fazlasıyla utandırmıştı bence her zamanki gibi utandığıma gülüyordu. "eyer önceden görmek isteseydim yapardım merak etme şimdi çocukluk yapma da çıkar şunu" dediği an gözlerimi büyüttüm gıcık ya! bende omuz silktim istemediğimi belli etmeye çalışarak Kağan tişörtü çıkardığı an kollarımla göğüslerimi kapattım. ama Kağan ın gözlerimi karnımdaydı. yani karnımdaki morlukdaydı en büyük morluk oydu çünkü. "bu nasıl oldu Merve!" dedi ve elini karnımda hafifçe gezdirdi. "anlatmasam? şu an o anları düşünmek istemiyorum sonra anlatayım lütfen" dedim ve kafası ile onayladı kremi morluklara sürünce tişörtümü tekrar giydim. Kağan elimden tutup beni ayağa kaldırdı. "hadi gidiyoruz. soru sormak yok" dedi ve sustum Kağan üstünü değiştirip aşağı ya indi. hızlı adımlarla evden çıktık. arabaya bindik Kağan ın telefonu çaldı.
"Söyle" .... "Tamam geliyoruz" dedi ve kapattı. bu sefer nereye gidiyorduk ki! 

Özel Numara (düzenlenecek)Where stories live. Discover now