Fifteen

2.4K 221 63
                                    

Bu, tam olarak Harry gitmeden birkaç hafta önce başladı.

Önce önemli bir şey olmadığını, herkesin başına gelebilecek bir şey olduğunu düşündük, düşündüler.
Bense kafayı sıyıracağımı sanmıştım.
Tanrım, onu öyle kanlar içinde görmek ne kadar da zordu.

Çok sıcağın altında, ya da bir darbe aldığımda benimde burnum kanıyordu ama belki bu iki yılda bir başıma gelen bir şeydi. Oysa onu birkaç günde bir burnu kanarken görmeye başlamıştık.

Basit bir burun kanaması olmalıydı ama o kadar sık oluyordu ki elimde olmadan aklımda delice senaryolar yazmaya başlıyordum.  Durup dururken burnu kanamaya başlıyor, üstü kırmızıya bürünüyor, daha sonra güzel yüzü soluyordu.

Bazen sabah uyandığımda yan yatağımda, yastığı kan içinde yattığını görüyordum. Ya da yemek sırasında masa örtümüze kırmızı bir damlanın düştüğünü farkediyordum. Okulda veya dışarı çıktığımızda da sıklıkla oluyordu. Başlarda saçma bir şekilde Amerika gezisinden sonra hava değişikliğinden kaynaklandığını felan düşünmüştük, öyle olmadığını anlamamız çok geç sürmedi.

Annem ve babam paniğe gerek olmadığını söylüyordu fakat bu her olduğunda ellerim titremeye başlıyor kendimi gözlerime yaşlar dolarken buluyordum.
Ben onun yanaklarından tutmuş bir şekilde kanamayı durdurmaya çalışırken Harry endişelenmemem için gülümsüyor, canının acımadığını söylüyordu.

Canının acımadığını elbette  biliyordum, fakat bu bir içgüdüydü. Kılına zarar gelse dünyalar başıma yıkılacak gibiydi.

Sadece bu da değildi. O zamanlar üzerinde sebebini bilmediğim bir durgunluk vardı. Daha az konuşuyor, neredeyse hiç yemek yemiyor, sürekli düşünüyordu ve geceleri bazen uyumadığını farkediyordum. Sonradan sebebini çok iyi anlamıştım. Ama düzeltmek için artık çok geçti.

O her sabah böyle uyandıkça, bende bütün gün kalbimin ağırlıyla etrafta öylece dolaşıyordum.

Bu çok fazla gerçekleşmeye başladığında, onu doktora götürdük. Harry'i muayene edip içeri bizide aldıklarında doktor önemli bir şey olmadığını, bu yaştaki gençlerde görülebilecek bir durum olduğunu söylemişti.

Harry'e tam dört kez kokain kullanıp kullanmadığını sorduğunda, annem dehşete düşmüş ve ağlamaya başlamıştı.

"Yemin ederim," diye inledi Harry. "Anne, yemin ederim öyle bir şey yapmıyorum.."

Annem fazla paranoyak bir kadındı, ve Harry'nin böyle telaşlı haline gülmemek elde değildi.

Babam boğazını temizleyip kendinden emince doktora döndüğünde Harry annemi sakinleştirmeyi bırakmıştı.

"Oğlumun o işlerle uğraşmadığından eminim, mutlaka başka bir sebebi olmalı."

"Tabii olabilir," dedi doktor sakinlikle. "Eğer burnuna bir darbe aldıysa.." cevap bekleyerek Harry'e döndü.

Başını iki yana salladı. Doktor tekrar babama döndü.

"...ya da güneş dokunuyorsa olabilir. Böyle kanamalar genellikle stres altındaki veya zor bir dönem geçiren insanlarda görülür."

lots of loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin