8. İnanmak..

768 99 25
                                    

Yine bir gece klavyenin tuşlarından çıkacak seslere sözler katıp katıp yazmaktan yanayım. Ruhumun tam olarak göz kapaklarıyla ağırlaştığı karanlık bir gecede sırf yazmak için dirilttiğim hayallerimle sizlerleyim.

Muhabbet dolu bir bölüm olsun. Okuyunca sanki benden bahsediyor diyebileceğiniz bir bölüm. Size hitap edebileceğim bir bölüm olsun.

Sonsuz sandığımız şu kainattan sonraki sonsuz hayatı düşünerek yaşamamız dileği ile..

İyi okumalar (EHL-İ AŞK  severler)

***

İnsan bazen dönüp kendine şunu diyor. Çözülemeyecek hiç bir sorun yokken neden olayları bu kadar büyütüyoruz. Neden kendimizi bir anda Mutlu etmeyi başarırken bir anda ruhumuzu sıkıp , daraltıp yaşamı zehir ediyoruz.
Neden, keşke, bazen gibi cümleleri sıkça kullanıyoruz.
Gözlerim açıldığı anda şunu dedim kendime..

- Rabbin sana merhamet etti ve gözlerini geri verdi. Hayatta olmaz sandığın bir mucize gerçekleşti. Mucize sahibi Rabbin sana mucizeyi yalnızca gösterdi.

Bir mucizeye şahit olmadan hayata bağlanmalı insan. İnanmalı !!
Hiç kimse bana yardım edemese bile bana Rabbim yardım eder demeli.
Umutsuzluk ne hacet , ey kul , ey rabbinin yarattığı en güzel !!!
Sana umut olarak Rabbin YETER.
Allah c.c yetmeli insana.

İnsan oturup düşünmeli (tefekkür etmeli) beni yoktan var eden bir kudret sahibi var. O halde olmaz dediğim , geçmez dediğim, bitmez dediğim ne varsa onun Kün Fe Ye Kün demesi ile yoktan var , var dan yok olur.

***

Bazen ruhum sıkılıyor, bunalıyorum , daralıyorum. Bir an ölecekmişim gibi hissediyorum. Mutsuz olduğumu düşünüp Mutlu olmak için bir çok şeye müracaat ediyorum.

Müzik dinliyorum, yürüyüşe çıkıyorum, kitap okuyorum, film izliyorum, arkadaşlarla Cafe'lere gidiyorum.

Mutsuz olduğumda yapmış olduğum bütün bu eylemlerin beni Mutlu ettiğini düşünüyorum. MİRA diyorum mutlu musun? Hayır diyorum değilsin.
Bu eylemleri gerçekleştirirken mutluydun hatta Mutlu olduğunu sanıyordun. Bütün bu eylemler kesif bir olgu. (Kesif: tesiri olmayan, katı , işlev gösteremeyen, etkide bulunamayan) Bunların hiç biri sana mutluluk veremez MiRa.

Sana Latif sıfatlara sahip bir el ancak mutluluk verebilir. Mutluluğu yaratıp senin içinde hissetmeni sağlayacak bir el. Sana tecelli edebilecek, etkide bulunacak Latif sıfatlara sahip Allah mutluluk verebilir.

O halde MiRa Annen ölmüş olabilir, arkadaşın uzaklara gitmiş olabilir, kimsesiz kalmış olabilirsin. Çok zorlu imtihanlardan geçiyorsundur. Gözlerin görmüyordur.

Bunların hepsi şu fani hayatın gerçekleri , acımasızlıklarıdır sana göre ama hakikat penceresinde bunlar başlı başına bir imtihandır.

Ama bütün bu acıları dindirecek olan seni asla yalnız bırakmayacak olan her zor anında yanında olacak olan , görmeyen gözlerini açıp şu eşsiz yarattığı kainatı görmeni sağlayacak Rabb'ine İNAN.

Sen umudunu kaybetmiştin gözlerinin asla açılmayacağını düşünür olmuştun. Rabbinin yarattığı şu eşsiz kainatı 2 çift göz olmadan göremeyeceğini biliyordun. Bütün umudunu kaybetsen de rabbinin kudret sahibi olduğunu hatırlamak bile sana umutsuzluğun olmayıp en büyük umudun rabbin olduğunu söyledi. Bir neşter,bir doktor mu sağladı kapalı gözlerini açmayı ? 

Karanlıkları aydınlığa ulaştıran rabbin görmeyen gözlerini açtı. 

Rabb'ine İnan ve itaat et.
Rabb'ine inan herkes seni yarı yolda bıraksa o seni yarı yolda bırakmaz.
Görme eylemini senden alan Rabbin sana o eylemi geri verir.
Seni konuşturan, yürüten, duymanı sağlayan, oturduğunda kalkmanı sağlayan Rabb'ine inan.

EHL-İ AŞK (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin