4. Bölüm #Yalan Söyleyememe Sanatı

3.9K 449 44
                                    

Jimin dans ederken müziğin birden kesilmesiyle durdu. Ses sisteminin yanında duran Laptop'a aynadan bakarken kapının girişindeki Hoseok ve beni gördü.Diğerleri de aynı anda bizi farkederken kocaman iri gözlere sahip olan koyu kahve saçlı genç enerji dolu bir şekilde Hoseok'a doğru koşup ona sarıldı. Hoseok gülerek üzerine yapışan arkadaşını itmeye çalışırken diğer beş üye onun arkasında merakla kendilerine bakan bana bakıyordu.

-Tae misafirimiz var görmüyor musun?

Uyarıcı ses tonunun sahibi sandalyede oturan beyaza yakın tatlı bir sarıya sahip saçlı çocuktu. Küçük gözleri küçük suratına çok uygundu.
Tae diyerek seslendiği çocuk Hoseok'a sarılmayı bırakıp geri çekildi, bana bakıp dişlerini göstermeden tatlı bir şekilde gülümsedi:

-Merhaba.

Selamlamasını yaptıktan sonra arkadaşına sarılmaya kaldığı yerden devam edince onların birkaç adım ilerisinde aynaya yakın duran grup üyeleri yanlarına gelip gülerek Tae'yi geri çektiler. Hepsi bir ağızdan konuşurken Hoseok neşeyle beni gösterdi:

-İşte kaçtığımı düşündüğün gün Beria ile tadilat odasında mahsur kalmıştım Tae.

Tae kısaca beni süzerken az önce konuşan sarışın çocuk yüzündeki tatlılığa göre çok daha erkeksi kaçan sesiyle:

-Memnun oldum Beria ben Suga. Tae'nin kusuruna bakma o biraz.......

-Bizimle aynı dünyadan değil!!

Diğerlerine göre yaşı daha küçük görünen siyah saçlı ve siyah gözlü çok hafif dişlek çocuk gülerek kurduğu cümlesinden sonra kendisini tanıttı:

-Ben de Jungkook.

Suga ve Jungkookdan sonra daha sessiz ve olgun görünen diğer ikisi de isimlerini söyledi:

-Namjoon.

-Jin. Memnun oldum.

Hepsinin kendisini hızlıca tanıtmasını dinledikten sonra tıpkı Hoseok gibi onlarada içim ısınmıştı. Arkamızda bizimle muhatap olmak yerine cep telefonuyla uğraşan Jimin hariç. Hala tripli miydi? Arkadaşları hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyordu. Hoseok'un gözlerini ona bakarken gördüm. Suga da bunu farketmiş olmalı ki Jimin'e ters ters baktı:

-Jimin dinlendiysen sen de gelip misafirimiz ile tanış.

Cep telefonuna bakarken güldü:

-Misafir mi?

-En azından ülkemizden birisi değil bu bile onu misafir yapar.

Kendisini lider olarak tanıtan Namjoon Suga'ya göre daha tatlı bir dille Jimin'i uyarmıştı. Ortamı huzursuz eden kişi gibi hissetmiştim. Hoseok hiçbir şey demeden Jimin'in tavrını izliyordu. Onun arkadaş canlısı bir şekilde yaptığı davete pişman olmaması için iyimser davranmaya çalıştım:

-O haklı,misafir sayılmam. Hoseok ile geçen gün tanıştık sizden biraz bahsetti sayılır.

-En çok kimi seviyormuş!?

Diyerek gevşek gülümsemesiyle öne atılan Tae inanılmaz sempatikti. Tatlılığı ile ortamın negatifliğini toz şekline getirip yok etmişti.Arkadaşları ona yine gülmüştü. İşin garip yanı... Hepsi Hoseok gibi güzeldi. Güzel diyorum çünkü "yakışıklı" çok basit bir kavram olarak kalırdı.  Yani stajer oldukları çok belliydi. Eğer hayallerine ulaşabilir ve çıkış yapabilirlerse büyük ihtimalle havalarından yanlarına yaklaşılmazdı. Sessizliğini koruyan Jimin oturduğu koltuktan kalkıp Hoseok'a doğru yürüdü:

 SOBER || btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin