EL/23.BÖLÜM

461 37 1
                                    

3 AY SONRA

Aden Kara

Annemler Erkek Lisesine gitmeme izin vermese de herşeyin başlangıcı orası olduğu için yine eğitim öğretimime orada devam etmek için onlara çok ısrar etmiştim. Ve tekrardan katili bulmak için boş sayfa açmıştık. Hayatımda Çağan yoktu artık. Çağan'ı o günden sonra hiç görmemiştim.
Siyah kot pantalonumu üstüme geçirip üstüne de siyah tişört giyip çantamı alıp çıktım. Annem bizi okula bırakıp işine gidecekti. Sıkı yöntem desek daha mantıklıydı. Ve orada yatılı da kalmayacaktık. Dersi işleyip annem bizi alıcaktı.
"Hazır mısın Aden?" Anneme cevap vermeyip aşağıya indim. Heyecanım yüzümden belli oluyordu. Bunu babam bile anlamıştı. Bana bakıp güldüğü için anlamıştım.
Tabağıma patateslerden iki çatal alıp yemeğe başladım.
Su içip masadan kalktım. Arkamdan annemde kalkınca babamı öpüp arabaya gittik.
Telefonla Melis'i arayıp inmesini söyledik.
Melis arabaya binince sıradaki durak Ayla'nın evi oldu. O da arabaya binince direk liseye gittik. Heyecandan geberebilirdim. Annem geldiğimize dair işaret yapınca kapıyı açıp indim. Annem de bizimle birlikte okula doğru yürümeye başlayınca sorarcasına ona baktım. Annem eğer Çağan'ı görürse sonuç ne onun için ne de benim için pek iyi olmazdı.

"Alt tarafı sınıfınıza bakmaya geldim. Kızımın sonu Eylem'in ki gibi olsun istemiyorum!" diyerek kulağıma fısıldadı. Eylem'in sonu derken? 

"Anne ölünün arkasından konuşma bari!" diyerek kızdım anneme. Benim en yakın arkadaşımdı o. 11/F'nin kapısının önüne gelince sırıtmadan edemedim.            Belki  de içeride yine aynı sırasında oturuyordur. Derin nefesler alıp verdim. Kapıyı itip içeri girdim.

Etrafı aradığımda sadece Poyraz ile Can'ı sıkıntılı biçimde oturduklarını gördüm. Çağan yoktu. Neredeydi? Melis durumu farketmiş olacak ki yanıma gelip sırtımı sıvazladı. Belki de kantindedir?

Ayla ise sıkıntıyla etrafı arıyordu. Gözlerim kararıyordu. Destek almak için kapıya tutundum. Neyi bekliyordun Çağan'ın seni dört gözle aramasını aptalsın işte! Çocuktan ayrıldın ve hala seni sevmesini mi? Kim bilir şimdi hangi kızı seviyordur. Annem sınıfı süzdükten sonra beni öpüp okuldan gitti. Yine aynı sıramıza oturup kapıya gözlerimi diktim. Poyraz yanıma oturunca kötü şeylerin olduğunu hissettim.
"Ne oldu ona? İyi mi?" Poyraz çok sıkıntılı gözüküyordu. Kesin Çağan'a birşey olmuştu!

"Çağan..." 

Can Kurtuluş

Aç şu telefonu be Çağan! Bu kız ne yaptı seni bu hale getirecek kadar? Ah be kardeşim ne badireler atlattın. Eylem olsun, Aden olsun. Peki biz ne yaptık da üç aydır bizi aramıyorsun? Telefondan kafamı kaldırıp güzeller güzeli Ayla'ma baktım. Bir insan bu kadar güzel olabilir miydi? Koşa koşa yanıma gelip bana sarıldı. Bende ona sarılıp döndürdüm onu... demek isterdim ki malesef öyle olmadı koşarak yanıma geldi ama bana tokat attı. Hayır bana tokat atmasının sebebi neydi? 

"Napıyorsun!" diye bağırıp yanağımı tuttum. "Sen kimsin ya?" diyerek bir tane daha tokat attı. Bu tokat bir önceki attığından daha bir şiddetliydi.  "Can'ım ben!" bağırdığımda bir tane daha attı. "Bağırma bana be!" 

"Ne bağırıyorsun be?" Bana tokat attığın için bağırmış olabilir miyim!
"Bana tokat attın lan!" Diye yine  bağırdım.
"Ya bağırma be! Bağırma!"
Yine tokat attıcakken tuttup kolunu aşağıya attım.
"Yeter lan! Şamar oğlanına döndüm sayende!" Diyerek etrafa baktım.
"Senden tiksiniyorum!" Gözlerinin içine bakıp ne dediğini anlamaya çalıştım.
"Nasıl Utku'yu dövdürebilirsin sen ya? Nasıl bir insansın sen?" Dediğinde sırıttım. 2 hafta önce gidip Utku'yu dövdürmüştüm.
"Amma güçsüz çıktı. Seni koruyamaz o, onu test ettim ben." Dedim gülerek. Bu dediğime karşılık bir tane daha tokat yemekten çok korkuyordum.
"Sen nasıl bir insansın ya! O beni gayet de iyi korur senin gibi adi pislik insanlardan!" Ben mi adi pisliğim? Abi delisiye sev, ölesiye koru yine de adi pislik ol!
"Bana Utku'yu mu savunuyorsun? O herifi!" Yine bir tokat!
"O herif dediğin kişi benim..." son cümleyi söylememişti.
"Sen burada yanlız kal. Ve otur düşün tamam mı? Nerede hata yaptım diye!" Dedikten sonra koşarak gitti.
Nerede hata yaptım ki ben? Sağlam dövülmedi mi acaba Utku?

Aden Kara

Allahım ne olur Çağan'a birşey olmasın.
"Çağan'a ulaşamıyoruz. Ne okula geldi ne de bizi aradı."
Gözlerimi kapattıp nerede olabilir diye düşündüm. Ondan ayrıldığım yerde olabilir miydi acaba? Oraya yarım saatte varsam, trafikde yoksa işim kolay olurdu. Eğer oradaysa,
"Ben yerini aslında biliyorum." Diyerek omzuna vurdum. Çantamı burada bırakıp yanıma birkaç para ve telefonumu alıp koşmaya başladım. Buraya yakın taksi durağına doğru koşmaya başladım.  Onu orada bulabilirdim belki. Taksi durağına gelip bir taksi rica ettim. Taksiye binip yeri söyledim.
"Gözünü seveyim be abi az daha hızlı git. Lütfen!"Dedim yağan yağmura aldanmadan camı açtım.
"Abla olabildiğince hızlı gidiyorum. Uçamam ya!" Dedi gülerek. Göz devirip cama baktım. Eğer Çağan olmazsa ne yapardım ben?

*****

"Senin burada olacağına adım gibi emindim." Dedim gülerek. Çağan arkasını dönüp bana gülerek baktı. Sonra ifadesi donuklaştı. Aynı noktaya uzun süre baktı. "Git buradan." Dediğinde onu dinlemedim. Gidip yanına oturdum.
"Az önce ne düşündüm biliyor musun?"kafasını hayır anlamında sallayıp yere indirdi donuk bakışlarını.
"Çağan olmazsa ne yapardım diye düşündüm." Omuz silkti.
"Konuşmuyor musun benimle?" Sessizlik.
Benimle konuşmak yerine sessizliği seçiyordu. Haklıydı çünkü ondan acımasız şekilde ayrılan bendim. Ve şimdi onunla konuşmaya çalışıyordum. Vicdan azabı mıydı bu?
"Aden, git buradan." Kafamı salladım. Giderdim ama seninle birlikte. Buz gibi olan havaya rağmen sıcak olan ellerini tuttup onu ayağa kaldırmaya çalıştım.
"Giderim ama seninle. Seni almadan gitmem." Gülerek kafasını salladı. Ve parmağıyla arkamı işaret etti. İşaret ettiği kızıl saçlı çilli bir kızdı.
"Bak o kızı bekliyorum ben." Dediğinde kafamdan aşağıya kaynar sular döküldü. Beni unutmuş muydu? Gece gözlüsünü?
"Peki....peki," göz yaşlarımın onun önünde akmaması için dua ettim. Beni güçsüz görmesin. Onu halâ seviyordum. Bunu bilsin ama acı çektiğimi bilmesin istiyordum.
Kızıl saçlı kız bana bakıp Çağan'ın yanına oturdu. Bende onlara son kez bakıp koşarak bilmediğim bir yöne doğru koştum. Koştum....Koştum. Peki niye benimle ayrıldığı yerde buluşuyordu kızla?
Yine koştum....Koştum aklımda sorulara cevap bulmak için koştum.

Poyraz'dan

Aden yanımdan  kalkıp gitmişti. Ben bu kızları hiç anlamıyorum.
"Bende erkekleri hiç anlamıyorum. Yanar dönerler, ne yapacakları hiç belli olmuyor." Sesli mi düşünmüşüm. Galiba evet.
"Bende kızları anlamıyorum. Hep kendilerini üstün görüyorlar. Suçluyken bir bakmışsın haklılar. Üstüne üstlük bir özür de bekliyorlar!" Diyerek Melis'e imada bulundum. Anlamış olucak ki sinirden kırmızıya döndü.
"Asıl bütün sorunlu sensin be!
Benimle hiç ilgilenmiyorsun, sürekli alemdesin." Söylediği kelime beni daha da sinirlendirdi ve bir hıcımla konuşmaya başladım.
"Asıl sorunlu sensin! Sürekli kendini haklı görmeler, bu dünyayı ben yarattım havaları, sanki ben zorladım seni ilişkiye havaları!" Melis yanağıma osmanlı tokadını yapıştırıp koşarak sınıfa gitti.

KATİL (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin