EL/2.BÖLÜM

3.3K 124 18
                                    



   KATİL 2.BÖLÜM

"Eylem burada olsaydı şuan ki halimiz bu kadar acınası olur muydu?" diye sordum. Müziğin sesini kısıp bana döndü Melis, gayet de mutluydu. Sanki arkadaşı cinayete kurban gitmemiş gibiydi. Kumandayı kucağıma atıp önümde diz çöktü. Somurtuk yüzümü aşağıya indirip ona baktım.

"Ben acınası halde değilim. O orada mutlu ve inan ölenin ardından acı çeksen ne fayda? Onu diriltemezsin." Haklıydı fakat acı çekmek istiyordum. Hayatımın ışığını kapatıp tekrar açmamaya yeminli olmak istiyordum. Ağzıma hayali bir fermuar çekip anahtarını kaybetmek istiyordum. Acı çekerek Eylem'i geri getiremezdim bunu biliyordum.  Kafamı geriye yaslayıp büyük bir nefes aldım.

"Hadi kalk, dans edelim." Acı çekmeye son verebilirdim ama dans etmek bu oldukça umursamaz bir tavırdı.

"Hadi ama Aden!" ellerimden tutup beni çekmeye çalıştı. Oturduğum koltuğa sabitlenmiştim. Beni kaldıramadı. Tüm çabalarına rağmen kalkmadım.

"Katili bulmak istiyor musunuz kızlar?" Melis dans etmeyi kesip bana baktı, Ayla ise okuduğu aşk romanından kafasını kaldırıp bana baktı. İkisi de çok meraklanmışlardı. Katili bulursam içim çok az da olsa rahatlardı belki.

"Evet, ama nasıl?" ilk konuşan Ayla olmuştu. Dünden beri aklımda dolaşan fikri dile getirecektim. Fikrim çok çılgıncaydı, eğer kızlar kabul ederlerse hemen işe koyulabilirdik.

Ben fikrimi kızlara anlatırken heyecanla beni dinliyorlardı. Konuşmamı bitirip arkama yaslandım.

"Bu çok çılgınca!" kafamı sallayıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Bu çok zor ayrıca erkek olmak o kadar kolay değil."

Göz devirip "Nereden biliyorsun?" dedim.

"Aden, biz kızız. Erkek olarak doğsaydık belki kolay olurdu. Ama kızken erkek kılığına girmek çok zor!" omuz silktim. Deneyip görecektik.

"Hiç bir şey zor değildir. Hadi kalkın!" oturmaktan sıcaklaşan koltuktan kalkıp mutfağa ilerledim. Büyük bir bardağa su doldurup bir dikişte içtim.

"Ben hazırım, çıkalım." Kapıya ilerleyip montumu giydim.

"İlk baş ne yapacağız?" şimdi saçlarımızı kestirmeye gidiyorduk. Bunu Ayla'ya açıklamak çok zordu. Aramızda saçlarına değer veren kişi Ayla'ydı. Belinden bir santim aşağıda oldukça uzundu saçları. Ayrıca o saçlara bir kutu şampuan zor yetiyordu.

"Bana saç deme sakın!" ben daha konuşmak için ağzımı açmamışken Ayla tepki vermişti. Umutsuzca kafamı sallayıp

"Maalesef saç diyecektim. Üstüne bastın." Melis ile göz göze gelip birbirimize şans diledik bakışlarımızla.

"Aslında uzun zamandır saçlarım kırılmışlardı ve ben kestirmeyi düşünüyordum. İyi fikir galiba." Şaşkınlıktan yuvalarından fırlayan gözlerimle ona tip tip baktım. Omuz silkip "Ne var?" dedi. Bundan önce halletmemiz gereken bir şey vardı!

"Ailelerimiz?" diye sordum. Saçları kestirmeden önce onlarla konuşmamız gerekiyordu.

Yolumuzu eve çevirip hepimiz ailelerimizle konuşmak için evimize gittik.

Ayla'nın böyle bir sorunu yoktu, annesi ile babası boşanmıştı. Annesi evde yoktu. Sürekli yurt dışına çıkıyordu. İşi için, erkek lisesine gitmesini bile umursamazdı.

Melis'in ise annesi ölmüştü, babası ile yaşıyordu. Babası, Melis annesiz büyüdüğü için elinden geleni yapıyordu kızı mutlu olsun diye.

KATİL (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin