"Ah! Sara... güzel gözlü kızım ne zamandan beri yoksun 5 ay  oldu be kuzum!" Diyerek pamuk misali elleriyle yanağımı okşadı. "Ah! Zehra annem seni ne özledim bi bilsen? Sana sormam gereken şeyler var..." Diyerek ellerimle oynamaya başladım.

Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. "Tamam kuzum... şu kadın bi gitsin çay demler keyif yaparız" dediğinde gülümsedim. Birlikte aşağı inip burakları  geçirdik. Burağın ve şilanın montlarını ve ayakkabılarını giydirip yanaklarını birer buse kondurdum.

Ardından da el sallayıp onları uğurladım. " çay hazır kuzum hadi gel!" Zehra annenin seslenişiyle birlikte koşarak mutfağa girdim.

Sandalyelerden birini çekip oturdum. "Zehra anne bilirsin seni çok severim... kısa sürede seni annem olarak gördüm... biliyorsun ki 5 aydan beri burda yokum. Aras bey, evlenmiş... hatta çocuğu olucakmış. Açıklama istemek benim haddim değil fakat..." zehra anne çayından bir yudum alıp ellerimi tuttu.

"Ben anlarım kızım... bende bu yollardan geçtim. Aras bey yakışıklı biri oğlum gibi severim onu... merakının nedenini az çok tahmin eder gibiyim... dolandırmadan herşeyi söylicem sana. Melek hanım burağın öz annesi... Hani şu Aras beyin tek gecelik ilişki olan kadın. Yani anlıcağın burağın tatilde bildiği öz annesi... " gözlerim şaşkınlıktan açılmaya devam ediyordu nasıl olur o kadını kimse sevmezken nasıl bir anda hayatlarına girer!

Zehra anneye baktığımda gözleri dolmuştu. " Neden gözlerin doldu zehra anne?"

"Ah! Kızım para mutluluk değil işte... başımıza ne geldi bilmiyorsun tabi sen! Burak... küçük meleğim hasta! İlik kanseri..." demesiyle gözlerim hemen noldu. "Ne?... Bu bu nasıl olur! O daha küçücük..." Dememle hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Doktor eğer burağın öz annesinden bir kardeşi olursa, yani dokular uyarsa ilik nakli yapılabileciğini söylemiş. Senin anlayacağın Aras bey oğlu için katlanıyor bunlara. Bak ne  diyeceğim? Biz böyle ağlayarak birşey yapamayız. Sen git evine hazırlan güzelce akşama al nil kızımı da gelin yemeğe?" Diyerek anlıma bir buse kondurdu.

"Ama böyle şimdi davetsiz misafir gibi olmasın?" Dememle hemen kaşları çatılmıştı. " bana bak hele! Oy kuzum o nasıl laf öyle sen bizim kızımıssın. Aras bey demişti gelsinler diye burak içinde iyi olur dediydi akşamleyin. Hem demese ne olacakmış bakem sen benim evladımsın! Seni isteyen delikanlı da gelecek benden isteyecek!" Diyerek gülümsedi. Tam o sırada elinde Kurabiyesi ile içeri uzay geldi.

"Bayanlar duydum ki akşama burdayız zehra sultan?" Diyerek zehra sultana sarıldı. "Ah! Be deli oğlan evet öyle koş sen benim sara mı evine götür" diyerek tezgahta bir şeylerle uğraşmaya başladı. Uzay hemen beni yerinden kaldırıp dışarı çıkardı.

"Dur ya! Ne bu acelen" diyerek kolumu çektim. "Ya kızım çişim geldi benim seni bırakayım doğru eve gitçem " diyerek önümde kıvranmaya başladı.

"Hahahaha öf uzay ya sen eve git ben taksiye binerim. Hem sen niye burda yapmıyosun çok mu kıymetli "dedim Gülerek.

"Oha! O zaman sen taksiye bin ben seni görünce herşeyi unutuyom yaa bende bi koşu eve girem" diyerek hemen içeri koştu allahım ya deli oğlan.

***
Medyadaki kıyafetleri yemekte ki kıyafetleri olarak düşünün...

"Bana bak nil! Kızım ne süslendin ya! Bak oğuza derim bu kız seni seviyo." Diyerek gülmeye başladım. "Ya sara aa!  Geldim işte patlama." Nil geldiğinde onu aşağıdan yukarıya süzdüm."Ooo fıstık! Valla dua et sen uzay alcak bizi valla ham ham yaparkar" diyerek ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım ardından nil geldi.

"Ah! Uzayın arabası şurda " diyerek Nille arabaya doğru yürüdük. Uzay sanırım bizi fark etti arabadan inip yanımıza geldi. Bir elini benim belime bir elini de nil in beli e koyup arabaya kadar eşlik etti bize. "Bayanlar bu ne şıklık " diyerek Nile arabanın arka kapısını bana ise ön kapısını açıp oda arabaya bindi. Yarı öküz! insan bi bekler biz arabaya geçelim kapımızı kapat falan!

***

Oğuz, nil, melek,uzay, burak ve ben yemeği tüm sessizliğiyle yiyorduk. Aras beyin işi çıkmışmış...

Sessizliği bozup konuştum. " izninizle ben bi zehra anneye bakıyım." Diyerek mutfağa tam giricekken zehra anneyle çarpıştık ve üzerime çorba döktü. Ay! O panik mi yaptı!?

"Ay! Kuzuum mahfettim üstünü yaa sen üstünü çıkar ben iki dakikada yıkar ütülerim." Zehra annenin ellerini tutup öptüm. "Sakin ol annem sen merak etme ben şimdi gider üstümü silerim bişey olmaz." Diyerek banyoya  gittim. Üzerimdeki kazağı çıkarıp lavobonun üzerine koydum. Allahım bugünde kazak giyeceğim tuttu! Ne olacaktı ki t-shirt giysem!

Suyu açıp kazağın lekeli kısmını silmeye başladım. Ah! Evde kalırım ben ya öf ağlıcam ama çıkmıyo bu şey!

Birden kapının açılmasıyla birlikte ellerimle çıplak vücudumu kapatmaya çalıştım. Oha... Aras!

"B-ben p-pardon... e şey " diyerek anlını ovdu. Yapma lan bunu ay yicem zaten açım! Onu süzerken onunda beni süzdüğünü fark ettim. Ağzından istemsizce "has siktir!" Lafını duymuştum...

"A-a ben şey yapıyım... yani, şeyi açıyım... Oha!  Yok öyle şey değil yani... şey şey... ka-kapı " Arasın bu haline istemsizce gülümsedim . Aras tam kapıyı açıcaktıkı kapı açılmadı. Birkaç kere denedi ama yine olmadı.

Hemen yanına koşup bu sefer ben denedim. "Oha! Burda kalmadık dimi!" Aras a baktığımda o arsızca yine beni süzüyordu. "A-a ras... yanlış şeyler olucak..." Dememle beni kapı ile arasına aldı. "Ben pişmanım... hata yaptım... Ama çok pişmanım... çok özledim seni." Diyerek anlıma bir buse kondurdu. "Benim ol özlüyorum seni..." Diyerek burnuma bir öpücük kondurdu. "Lütfen..." dedi kısık sesiyle tam dudağımı öpüceken dışardan ses geldi.

"Sara iyimisin?" Uzay... arasa hafif yaklaşıp fısıltıyla konuştum. "Sus... yalvarırım sesini çıkarma..." dememle Aras hiçte hoş olmayan bir yüz ifadeyle bana baktı. Piç herif!

Tam Aras bağrıcakken Onu hızla kendime çekip dudaklarına yapıştım.

***
25 vote +/30 yorum

Biliyorsunuz ki hafta sonları fazla Yb yayınlıyorum belki yine yayınlarım :p

KARMAKARIŞIKWhere stories live. Discover now