Uzayın kapıda fazla beklememesi için üzerime çeki düzen verip yavaşça kapıyı açtım.
" Ah! Uzay hoş geldin yakışıklı." Diyip kahka attım. Uzayın dudağındaki kan dikkatimi çekmişti, ellerim istemsizce çenesinde yerini almıştı. " uzay bu hal ne! Ne oldu sana?!" Uzay ellerimi kendi ellerinin içine aldı daha sonrada ellerimi öptü.
" Senin bu ellerin, bana en etkili ilaç güzellik..." Zorlanarak yutkunup karnını tuttu ardındanda öksürmeye başlamıştı. Biri bu çocuğu çok fena hırpalamıştı. Uzayın kolunun altına girip onu içeri çekiştirdim.
"Koca bebek ya, bunun sorgusu var biliyorsun dimi?" Diyip kapıyı kapattım . Tek odamız olan çok amaçlı odadaki koltuğa Uzayı tam yatırıcakken kolumdan çekmesiyle üstüne düşmüştüm. Koltuk küçük olduğu için yanına değil tam ÜSTÜNE düşmüştüm. " Nefes bile almadan, nefes bile almadan... Seviyorum seni... Çok güzel ve masumsun sana dokunmaya kıyamıyorum. Sarmaşıklar gibi sardın kalbimi, değiştirdin kanımı koydun zehrini... Düşündükçe seni hep izlemek istiyorum bu güzelliği." Diyip Önüme düşen saçı kulağımın arkasına koydu. Bilmiyordiki ben yüzümden çok huylanırım bende böyle bir dengesizim işte! Hafif kımıldamamla altımdaki sertliği fark ettim. Töbe yarabbim ya! Sakin... Sakin...
Kafama atılan yastıkla hemen uzayın üstünden kalktım. Gelen kişinin Nil olduğunu görünce ter basmıştı.
Nil ağzına çipsi doldurup "bir dakika" işareti yaptı parmağıyla. Yutkunduktan sonra öksürüp konuşmaya başladı.
" Saracım ve Uzay beycik sizin +18 filminiz bana uygun değil sanırım. Burası iki kişinin kaldığı bir ev hareketlerinizi doğru düzgün gerçekleştirin lütfen. Hem saat akşam on olmuş senin bu vakitte kız evine gelmen doğru bir davranışmı?" Nil ayağını yere vurarak elinide beline yerleştirip koca karı hareketiyle Uzayı sorguya çekiyodu.
Uzay koltukta doğruldu, saçlarını karıştırıp 32 diş sırıttı. Yapma be gızanım bunu yapma be çükünü kopardığım evladım! Allah neler yaratıyo be heyyt yavrum benim! Şşşt sara kendine gel dostum.
" Nil, özür dilerim haklısın bu saatte kız evine gelmem hiç hoş bir hareket değil. Fakat çocuklarla kavgaya gittim paramparça oldum tek sığınabileceğim yer olan saranın yanını tercih ettim gelmek için. Eve gitsem ablam evde olmazdı ama şilan beni çok pis sorguya çekerdi." Diyip derin bir şekilde nefesini dışarı verdi. Yahu ben de en çok Nil konuşur sanardım bak sen Uzayında çene varmış be!
"Peki ben sizi yanlız bırakıyom 1 saat süren var ardından istersen geber! Tüm mikrobunu alıp bu evden gidiyosun. Ama yakışıklı kankan varsa ev senin eniştecim." Nilin kafasına yastık fırlatıp onu odadan gönderdim.
"Uzay, sen napıyosun?! Allah aşkına kavga da nerden çıktı?" Diyip uzayın yanına oturdum. Patlamış dudağını incelerken kaşlarım çatılmıştı. Nasıl olurda bu kadar hali kötü olurdu?!
"Sara abartma kızılcak birşey yok ki burda alt tarafı kavgada yumruk yedim de dudağım patladı. Sanki bir kızla öpüşürken dudağım patladıda kaşlarını çatıp kızgın bir şekilde bakıyosun! Benim dudaklarım, tek sana ait bebeğim..." Uzay dudaklarıma yaklaşırken dudağına tokat atmamla küçük bir inleti çıktı ağzından.
"Bana bak çocuk döverim seni! İnsan gibi konuş ya benle." Diyip arkama yaslandım.
Uzayda benim gibi arkadına yaslanıp kollarını bağladı.
"Tamam. Bak kavgayı şu anki durumumu sen boşver şimdi. E... Şey annem hastalanmış durumu ciddiymiş." Demesiyle hemen dikleştim. Soru sorarcasına ona baktığımda konuşmasına devam etti.
