-11-

358 39 5
                                    

 -Gray-

Olduğum yerde debeleniyor ve acı dolu mırıltılar çıkarıyordum. Sarı saçlı kız ise beni sakinleştirmek için uğraşıyordu. Eh uğraşlarının işe yaradığı da söylenemezdi. Sakura saçlı adam nefesini dışarıya üfledi.

Natsu: Acaba ne zaman gelecekler ?

Mavis: Bilmiyorum.

Sarı saçlı kız başımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama bunu engellemeye çalışıyordum ve hırıltılar çıkarıyordum.

Natsu: Mavis istersen ondan uzaklaş sana bir şey yapabilir.

Mavis: Hadi ama alt tarafı bir kurt !

Natsu: Evet ya alt tarafı kurt.

Sakura saçlı adam sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi ve ayağı ile birlikte bir ritim tutmaya başladı. Kısa bir süre sonra oldukça tanıdık bir koku duymaya başlamıştım. Bu koku o avcının ve Juvia'nın kokusunun karışımıydı . Kafamı kokuyun geldiği yöne doğru çevirdim. Haklıydım . O avcıydı . Ama yanında Juvia yoktu. Elinde bir tüfekle buraya doğru geliyordu. Şu anda çektiğim acılarla birlikte kendimi pek savunabilecek bir durumum yoktu. Dişlerimi gösterdim ve korkmasını umarak hırıltılar çıkarmaya başladım. Elinde duran tüfeği iyice kavradı . Siyah saçlı adam sarı saçlı kızın yanına yaklaştı.

Zeref: Mavis buradan gitsen iyi olur.

Natsu: Zeref haklı işler çirkinleşecekmiş gibi gözüküyor.

Mavis: Hadi ama ciddi olamazsınız . Alt tarafı zararsız bir kurt.

Lyon: O kurt senin düşündüğün kadar zararsız değil Mavis.

Eh haklıydı. Siyah saçlı adam sarı saçlı kıza sarıldı.,

Zeref: Üzünüm ama bu olmalı Mavis. Kasabadaki insanların güvenliği için.

Siyah saçlı adam sarı saçlı kızın yüzünü ellerinin arasına aldı.

Mavis: Ama bu ...

Lyon: Mavis bu kurt tam anlamıyla kana susamış bir canavar. Bunun olması gerek.

Sarı saçlı kız arkasını döndü ve koşar adımlarla ilerlemeye başladı. Sakura saçlı adam siyah saçlı adama baktı.

Natsu: Sen de git istersen böyle şeyleri sevmediğini biliyorum.

Zeref: Elinizden geldiğince acısız bir şekilde işini bitirin.

Lyon: Eh onun yaptıklarından sonra bu biraz zor olacak gibi.

Bunu söylerken yüzüne sadist bir gülümseme yerleştirdi. Ne yaparsam yapayım sonum ölümle bitecekti şu an da ha . Ne kadar da trajik. En azından son günlerimi güzel geçirebilmiştim. Birisine değer vermenin birisini sevmenin nasıl bir duygu olduğunu hatırlayabilmiştim .Lyon geldi ve tüfeğinin arka kısmını karnıma bastırdı. Acı ve öfke ile karışmış bir hırıltı çıkardım. Lyon baskıyı arttırdı. Hırıltılarımın şiddeti arttı. Sakura saçlı adam gözlerinde telaşlı bir ifadeyle Lyon'a baktı.

Natsu: Hey Lyon sence biraz abartmıyor muyuz ?

Lyon: Hiçte bile bu , bu kurdun yaptıklarına karşı sinek ısırığı bile sayılmaz.

Tüfeğinin arka tarafı ile sağ bacağıma baskı uygulamaya başladı. Acı dolu hırıltılar çıkarıyordum . Ayağa kalkmak için debelendim.

-Juvia-                                                                          

Lucy ile birlikte Mira'nın yanından dönüyorduk. Mira'nın evi kasabanın bize uzak kalan kısmında olduğu için yol oldukça uzundu. Güneşte tahminimce bir kaç saat sonra batardı. Yaklaşık bir saatlik yolumuz kalmıştı. Lucy ellerini  dizlerinin üstüne koyarak soluklanmaya başladı.

Lucy: Ne kadar kaldı.

Gülümsedim.

Juvia: Merak etme birazdan varırız.

Lucy gözlerini devirdi.

Lucy: Az önce de öyle söylemiştin.

Juvia: Bu sefer ciddiyim.

Lucy: Öyle umuyorum.

 -Gray-                     

Yaklaşık bir saattir Lyon'un işkencelerine karşı hırıltılar çıkarıyordum. Güneşin batmasına oldukça az bir zaman kalmıştı. Lyon tüfeğinin ağzını sol göğsüme yasladı.

Lyon: Artık bu kadar oyun yeter . Esas olaya geçelim.

 -Juvia-                                                                                                         

Lucy ile birlikte bizim eve yaklaştık sayılırdı. Lucy gözleriyle ileriyi işaret etti.

Lucy: Hey oradakiler Natsu Lyon ve , bir kurt değil mi?

Gözlerim büyümüştü.

Juvia: Kurt mu ?

Lucy: Merak etme . Şu anda bize zarar verebilecek gibi durmuyor sağ bacağı yaralı.

Juvia: Yaralı mı ?

Adımlarımı hızlandırdım. 

Lucy: Hey Juvia beni bekle !

Lucy'yi beklemedim ve hızımı arttırdım. Lucy de bana yetişmeye çalışıyordu. Oraya yaklaştıkça yerdeki kurdun kıvranışları artıyordu. O kurt bana çok tanıdık geliyordu. Biraz daha yaklaştıkça Lyon'un silahını kurdun sol göğsüne doğru tuttuğunu gördüm. Kurdun debelenmelerinin şiddeti artmıştı. Acı dolu hırıltılar çıkarmayı da ihmal etmiyordu.

Lucy: Hey Juvia ne oldu ?

Lucy bana yetişmeye çalışıyordu nefes nefeseydi. O kurt kesinlikle Gray'di. Yanlarına oldukça yaklaşmıştık. Lyon henüz beni fark etmemişti. Kurdun acı dolu hırıltıları artmıştı. Natsu , Lucy'yi ve beni fark etti.

Natsu: Lucy buradan gitmeniz ikiniz için de iyi olur.

Lucy bir şey diyememişti.

Juvia: Lucy gidebilir ama ben gitmeyeceğim.

Natsu: Juvia birazdan göreceğin şeyler -

Natsu'nun sözünü kestim.

Juvia: Umurumda değil Natsu !

Lyon: Juvia geride dur !

Juvia: O kurda bir şey yapmana izin veremem Lyon!

Lyon: Neden ? Bu kurt sadece kana susamış canavarın teki.

Silahı ile daha şiddetli bir baskı uygulamaya başladı. 

Juvia: Lyon ne olur yapma. O benim için çok değerli.

Lyon: Üzgünüm Juvia . Yapmamamı isteyen sen olsan bile bunu yapmak zorundayım.

 Juvia: Lyon hayır !


Kurt ve Kız [✓]Where stories live. Discover now