bölüm 20

699 43 1
                                    

(ikinci kitabım hırçına bakarsanız sevinirim)

arkamı dönüp bana seslenen kişiye baktım. Ama hayal kırıklığına uğradım çünkü seslenen kişi benim istediğim kişi değildi. İsmimi söyleyen ama hayatımda ilk kez gördüğüm bizim yaşlarımızdaki genç çocuk bana doğru gelip kimliğimi bana uzattı kimliği alıp aklımı kurcalayan soruyu sordum.

- Adımı nerden biliyorsun ?

- Sanırım baya dalgınsın çünkü kimliğin üzerinde adın yazıyor ve kimliğini düşürünce seslenmek için bakmıştım.

- Ha doğru kusura bakma ya biraz dalgınım.

- Önemli değil.

- Teşekkürler.

- Ne demek bu arada ben Emre.

- Tanıştığıma memnun oldum.

- Ben de nereye gidiyorsun ?

-Antalya sen ?

- Ben de ne tesadüf.

-Aynen.

- Şey ımm eğer sorun olmazsa yolculukta sana eşlik edebilir miyim sorun olmazsa tabi.

- Tabi olur.

dedim ve gülümseyip bavulumu alıp yürümeye devam ettim. Bavullarımızı bırakıp uçağa bindik. Yerimize geçince Emre bana bakıp dudaklarını araladı.

- Şey sana seslendiğim zaman benim yerime başka birinin seslenmesini mi bekliyordun ?

- Evet ama sen nerden anladın bunu ?

- Gözlerinden. Gözlerinden öyle bir hayal kırıklığı geçti ki onu anlamamak için aptal olmak gerekir.

- Gerçekten mi ?

- Evet eğer özel değilse kim olduğunu söyler misin ?

- Şey aslında özel.

- Peki sormadım farzet.

dedi ve arkasına yaslandı. Başımı cama yasladım ve gözlerimi onsuz bir hafta için kapattım.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Koluma biri dokununca uykumdan uyandım. Gözlerimi açınca başımın cama yaslı değil de birinin omzuna yaslı olduğunu gördüm. Başımı kaldırınca omzun sahibinin Emre olduğunu anladım gülümseyip

- Geldik.

- Sağol uyandırdığın için.

- Önemli değil.

gülümseyip ayağa kalktım ve uçaktan inip bavulumu aldım. Hava alanından çıkınca karşımda kuzenim Kayrayı gördüm. Kayra gülümseyip yanıma geldi ve sarıldı. Ben hala şoktaydım.

- Burda ne işin var, benim burda olduğumdan nasıl haberin var, nasıl bu kadar yakışıklı olabilirsin, ki...

ben daha sorularımı tamamlayamamışken Kayra ağzımı eliyle kapatıp gözlerini belerte belerte konuştu.

- kızım bi sus ya sen bu konuşma iini geliştirmişsin bir nefeste kaç kelime konuşuyorsun.

onun dalga amaçlı sorduğu soruyu ben ciddiye alıp düşünmeye başlayınca kafama vurup.

- Dalga geçmiştim gerizekalı. Bu arada burda olduğunu bilmiyordum ben arkadaşımı karşılamaya geldim ve ben üniversiteyi burda okuyorum benim gerizekalı kuzenim.

- Ha tamam ben benim için geldiğini sanmıştım ya.

- Senin burda ne...

- Kayra !

arkamızdan gelen bağırışla ikimizde o yöne baktık. Tesadüfün bir tarafına soktuk ama. Emre şaşkın ifadeyle bize doğru gelince Kayra Emreyi gösterip.

- Arkadaşım da geldi. Emre bu kuzenim Çağla Çağla bu da arkadaşım Emre.

-Yuhamına.

Emre öyle söyleyince ben kahkaha atmaya başladım. Kayra olaya fransız kaldığı için bize mal mal bakıyordu.

- ne oluyor lan burda ?

- Kayra kardeşim biz Çağla ile uçakta tanıştık.

- Ha oha amk tesadüfe gel!

Kayranın tepkisi ikimizi de güldürmüştü. Kayra beni kolunun altına alıp bavulumu aldı ve yürümeye başladı Emre de yanımıza gelince beraber bir arabaya doğru ilerledik. Kayrayı özlemiştim fazlasıyla. Biz kayra ile hep kardeş gibiydik Kayra hep bana abilik taslar beni korur. Eve gidince büyük ihtimalle beni karşısına alıp herşeyi anlattıracaktı. Araba durduğunda küçük bir evin önündeydik. Küçük dediğime bakmayın ev dublexti ama bizim eve göre biraz küçüktü. Arabadan inince Kayra benim bavulumu Emre de kendi bavulunu aldı ve eve doğru ilerledik. Anahtarları çıkarıp kapıyı açtı ve içeri girdi bizde onun arkasından girdik. Evi fazlasıyla dağınıktı cidden salonun ortasında duran sütyeni nasıl açıklayabilirdi. Bu çocuk gerçeken iğrençti. Tıpkı Anıl gibi bu düşünce Kayraya sinirlenmemi sağladı. Kaşlarımı çatıp Kayraya döndüm.

- Bütün erkekler aynı hepiniz zevklerinizin peşinde koşan pis yaratıklarsınız. Hepinizden iğreniyorum.

yine gözlerim doldu Kayra yanıma gelip bana sarılınca onu ittim şaşkın bakışlarıyla bana bakarken ben kendimi yere bırakıp daha şiddetli ağladım gerçekten canım çok yanıyordu Anıl canımı gerçekten çok yakıyordu. Bir insan nasıl hem sevdiğini söyleyip hem de üzebilir ya da nasıl bu kadar üzerken sevebilir. Kayra yanıma gelip beni kaldırdı ve merdivenlerden yukarı çıkardı. Bir odaya girip beni yatağa yatırdı ve saçlarımı okşadı. Bir süre sessiz kaldık ama Kayra merakına yenik düşüp.

- Anlatacak mızın artık ?

- Sonra anlatsam şu an çok kötüyüm.

- Peki kuzen sen nasıl istersen. Yanında kalmamı ister misin ?

usulca başımı sallayıp yatakta yana kaydım ve ona yer açtım. Hemen benim boşalttığım yeri doldurup bana sarıldı o sarılınca daha çok ağladım. Kayra hiç sesini çıkarmadan saatlerce bekledi yanımda ben ağladım o dinledi, göz yaşlarımı sildi, saçlarımı okşadı Anılın yapmasını istediğim şeyleri yaptı. Onu şimdiden özlemiştim. Ben onu gerçekten seviyordum herşeyimle seviyordum herşeyiyle seviyordum. Bu bir hafta bana iyi gelecek miydi onsuzluk bana ne yapacaktı hiç bilmiyorum ama bunların iyi şeyler olmayacağını biliyordum. Gözlerimi açtığımda başımda tarifsiz bir ağrı vardı ve gözlerimde de. Kapı sesi gelince 'gel' dedim. Odanın kapısı açılınca içeri Kayra girdi.

- İyi misin ?

- Evet. Biraz başım ağrıyor.

- Dün gece Anıl diye sayıklıyordun. O kim Çağla sana bunu yapan o mu ?

- O aşık olduğum ilk ve tek erkek. O beni hem en çok güldüren hem de en çok ağlatan. O hayatımı cennete aynı anda cehenneme çeviren adam.

- Vay be. Gerçekten bu kadar seviyon mu kız ?

- Daha fazla.

odayı dolduran telefon sesiyle irkildim ve komidinin üstündeki telefonumu aldum. Ali arıyordu.

- Alo Ali noldu ?

- Çağla Anıl yok bakmadığımız yer kalmadı o... Gitmiş.

ÇAĞAN(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin