bölüm 12

849 64 2
                                    

Sahnedeki kişiyi görünce gözlerim doldu ama sadece sinir yüzünden. Sahneye gidip o kişiyi gebertmek istedim. Sahnedeki hayvan Ardaydı.
"Merhaba arkadaşlar aslında bu gece burda ben değil Anıl olmalıydı ama gelemedi. Çağla bence şuan Anılın sana çok ihtiyacı var." Kahkaha attı ve sahneden inip bardan çıktı. Hemen Anılı aradım.
Öküzüm aranıyor.
"Alo."
"Alo kimsiniz Anıl nerde  ?"
"Anıl bey yaralı olduğu için onu hastahaneye götürüyoruz. "
"Hemen geliyoruz." Telefonu kapattım ağlıyordum. Ali:
"Çağla ne oldu konuşsana."
"Anıl yaralıymış onu hastahaneye götürüyorlar. "
"Ne hadi gidiyoruz." Hemen arabalara atlayıp hastahaneye gittik. Anıl ameliyattaydı. Yere çöküp ağladım. Deli gibi ağlıyordum. Ali gelip sarıldı ve kulağıma:
"O bizi asla bırakmayacak o seni bırakamaz."
"O beni zaten bıraktı Ali beni sevmediğini söyledi." Birden ameliyathaneden bir doktor çıktı. Hemen doktorun yakasına yapışıp:
"Durumu nasıl doktor bey ne olursunuz kurtarın onu."
"Merak etmeyin şimdilik iyi ama iç kanama olasılığından onu yoğun bakıma alacağız."
"Peki. "Anılı ameliyathaneden çıkarıp bir odaya aldılar. Odanın camından Anıla bakıyordum. Camın önünden bir dakika bile ayrılmadım. Birden odadan garip sesler gelmeye başladı. Korkmuştum hemen koşup doktoru çağırdım daha çok ortalığı yıktım. Doktor gelip içeri girdi camdan onları izledim ama sonrası karanlık. Sanırım bayılmıştım. Uyandığımda yan tarafa baktım Anıl yan yatakta yatıyordu. Bizi aynı odaya almışlardı.
" Senin benim başımda beklemen gerek benim senin başında değil prenses."
"Anıl ne oldu sana ?"
"Bara geliyordum birden sırtımda bir acı hissettim. Sanırım bıçaklandım."
"Bunu sana arda yaptı. Bara geldi sahnede senin bana ihtiyacın olduğunu söyleyip gitti."
"Sana gerçekten de ihtiyacım var."
"Artık burdayım. Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum." Ayağa kalkıp  Anılın yatağına yarım yamalak uzandım başımı boynuna gömüp burnumu onun müthiş kokusuyla ferahlattım.  Ali hastahane işlemlerini halletmişti. Benle Ali Anılın koluna girip onu arabaya bindirdik ve getirdik. Benim yatağıma yatırdık. Üstünü örtüp odadan çıktım.
--------------3gun sonra-----------------
Bir masaya geçip oturduk. Anıl:
"Ben hemen gelicem. "Deyip gitti. Etrafı seyrediyordum. O lanet olayın üstünden 1 hafta geçmişti. Anılla aramız çok iyiydi. Anıl kendini toparlamıştı sırtında hafif sızılar oluyordu arada o kadar. Birden sahneden bir ses geldi sahneye baktığımda elindeki gitarıyla Anılı gördüm şarkı söylemeye başladı. ( multideki şarķıyı açın .)

Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir ne de ben sensiz kalmayı
Neden bir dert biter diğeri gelir ateştir bu iyi bilir yakmayı
Kuşları anladım da senin kanatların yok nasıl uçtun da gittin
Kırık cam misali hatalarım acıtır seni böyle mi kaybettim

Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum
Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum
Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum
Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum
Sensiz ben bomboşum

Ne gün güneşe doymayı bilir ne de ben sana bakmayı
Uyutsun gece beni sevmesem de sensiz hayaller kurmayı
Dikenleri anladım da senin çiçeklerin vardı nasıl soldun da gittin
Fırtınam oldun yıkıldım ben söyle seni böyle mi kaybettim
Bütün şarķıyı bana bakarak söylemişti. Gitarı kenara bırakıp konuşmaya başladı:
"Çağlam prensesim seni kırdığım için çok özür dilerim. Ama senden ayrıyken anladım ki sen benim karanlık kalbimi aydınlatan tek yıldızsın. Senden önce ben karanlıktaydım ama sen geldin ve beni kendi aydınlığına çektin. Senden ayrıyken ben karanlık bir boşluktaydım ama sen ışığınla yolumu aydınlatıp beni o boşluktan çekip çıkardın. Beni AFFET AYDINLIĞIM"
Anılın ağzından: Çağla bardan koşarak çıktı. Şaşırmıştım koşup boynuma atlaması gerekirdi diğer kızlar olsa böyle yapardı. Bir dakka doğru ya Çağla diğer kızlar gibi değildi. Hemen peşinden koştum. Bardan çıktığında kolundan tutup onu kendime çektim.
"Ne oluyor Çağla."
"Anıl ben senin için acı çekerken sırf sensiz olamayacağımı bildiğim için intihar etmeye kalkışırken sen kafede bi sürtükle beraberdin."
"Ne sen o gün…"
" Evet Anıl ben o gün o kafedeydim ve eğer Eray beni durdurmasaydı ben şu an burda olmaya bilirdim. "
"Eray senin intihar etmene engel mi oldu."
"Evet Anıl. ""
"Ben sana söyledim Çağla sensizken  karanlık bir boşluktayım sensizken düşünemiyorum Çağla. "
"Anıl o an gözümün önünden gitmiyor.  Eray beni tutmasaydı ben orda yıkılmıştım toparlayamazdım. Kusura bakma Anıl ben senin aydınlığın olamam. "Dedi ve gelen taksiye binip gitti. Şu an kendimden iğreniyorum. Ama olamaz ben onsuz yaşayamam. Hemen arabama atlayıp Çağlanın evine gittim. Çağla ne olur ne olmaz diye bize anahtar vermişti anahtarla içeri girip Çağlanın odasına çıkmak için merdivenlere gittim ama Çağla merdivenin başına oturup ağlıyordu. Hemen önüne çömelip:
"Lütfen Çağla beni karanlıkta bırakma."
"Anıl ben senle sevgili olamam çünkü senle sevgili olunca canım çok yanıyor."
"Peki o zaman arkadaş olmaya ne dersin ?"
"Arkadaş mı yani Aliş ve Can gibi mi ?"
"Aynen öyle. Elimi uzattım ve. "Dost muyuz "diye sordum o da elimi tutup.
"Dostuz." Dedi. Onunla dost  olmak onun yanında olmak onsuz olmaktan iyidir. O yukarı giyinmeye çıktı bende televizyonun karşısındaki kanepeye oturup tv izlemeye başladım. Bir süre sonra Çağla aşağı inmişti. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Mutfağa gitti. Mutfaktan güzel kokular gelince mutfağa gittim Çağla krep yapıyordu sessizce arkasına geçtim birden arkasını dönünce üstüme düştü.
Çağlanın ağzından: Birden arkama dönünce Anılın üstüne düşmüştüm. Gözlerim onun gözleriyle buluşunca utandım ve kızarmaya başladım birden Anıl:
"Eğer biraz daha kızarırsan senden menemen yapar yerim domates." Bana biraz daha yaklaştı tam öpecekken.
"Anıl sakın unutma kankalar öpüşmez bu bir kuraldır "dedim ve yerden kalktım. Sonra elimi yerde yatan Anıla uzattım. Muzipçe gülümseyip elimi tuttu. Tam onu çekecekken o beni kendine çekti ve ben yine onun üstüne düştüm. Anıl kahkaha atmaya başladı.
"Bence hiç komik değil Anıl!" diye cırladım
"Bence çok komik. "Hemen kalktım bu defa elimi ona uzatmadım.
"Hey yardım et de kalkayım."
"Pışııık o bi kere olur canım."
"Pışık ne ya pışık mı kaldı ? Çocuk musun sen ?"
"Beni yere çeken sen çocuk olan ben öyle mi ?"
"Kim kimi çekmiş nereye çekmiş" dedi Selin arkadan kesin ona verdiğim anahtarla girmiştir.
"Bu öküz beni yere çekti."
"Düzeltiyorum bu yakışıklı öküz onu yere çekerek tıpkı ken"disi gibi tatlı bir şaka yaptı.
"Tam bir ayaklı egosun Anıl."
"Saol canım bende seni."
" Siz barıştınız mı?" dedi Selin parmağını sırayla önce yerdeki Anılı sonra beni göstererek.
"Hayır sadece arkadaş olduk." Dedim. Anıl da başını evet anlamında salladı.
"Yani siz şimdi arkadaşsınız ?"
" Hayır arkadaş değil kankayız." Dedi Anıl.
Biz Anılla KANKAYIZ.

ÇAĞAN(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin