bölüm 13

973 62 4
                                    

Çağlanın ağzından: Anıl ve Selin yaptığım krepleri yemişlerdi. Anıl krepleri yedikten sonra:
"Ellerine sağlık KANKA.
"Zehir zıkkım olsun KANKA"
" Ne oluyor size be ?" diye sordu Selin. Anıl masadan kalkıp.
"Neyse benim eve gitmem gerek yarın görüşürüz."
"Görüşürüz. "Dedim ve o gittikten sonra Selinle masayı toplamaya başladım Selin.
"En fazla üç gün."
"Ne ?"
"Anılla en fazla üç gün arkadaş kalırsınız." ellerimi belime koyup tek kaşımı kaldırdım
"Niyeymiş ?" diye sordum
" Çünkü siz birbirinize aşıksınız."
"Kapa çeneni yoksa kafana tost makinesi yersin."
"Oha Çağla atacak başka birşey bulamadın mı ?"
"Hmm istersen buz dolabını da atabilirim.
" Yapamazsın."
" Yaparım."
"Yapamazsın."
" Yaparım."
" Yaparsın. "
"Kesinlikle. Bu yüzden kapa çeneni. "Eliyle dudağına fermuar çekip anahtarı yutmuş gibi yaptı.
"Salak mısın Selin dudağını fermuarlayınca nasıl anahtarı yutabilirsin". Dudak bükerek kanepeye oturdu. Gidip sarıldım.
"Yapma şöyle kankaya trip atılmaz."
"Zaten sana nasıl trip atabilirim ki eşek" Deyip o da bana sarıldı. O ara telefonuma bir mesaj geldi baktım.
Gönderen: öküzümsü yaratık
" Biraz takılmaya ne dersin KANKA ?"
Gönderilen: öküzümsü yaratık
"Aslında iyi fikir hazırlanıp geliyorum KANKA"
Hemen odama çıkıp lacivert eteğımi üstünede beyaz çiçekli gömleğimi giyip babetlerimi ayağıma geçirdim. Evden çıktığımda Anıl arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Yanına gittim beni baştan aşağı süzüp arabaya bindi. Bende sırf gıcıklık olsun diye kendi arabama geçtim. Anıl arabadan indi ve bana doğru geldi az önce kapattığım kapıyı açtı ve:
"Ne yapıyorsun sen ?"
"Hiç sen ?"
"Çağla benim arabamla gidecez in şu arabadan."
" Ben kendi arabamla gelmek istiyorum."
"Çağla ya insan gibi inersin şu arabadan ve benim arabama geçersin ya da ilk günkü gibi arkadan arabana çarparım arabana yazık olur. "
"Sen beni tehtid mi ediyorsun ?"
"Eğer hemen şu arabadan inmezsen tehditle kalmayıp icraata geçecem."
"Off. "Dedim ve arabadan inip onun arabasına bindim.
"Bir kere de sorunsuz bir şekilde dediğimi yap be güzelim bi kere." "Bor koro do soronsoz bor şokoldo dodoğomo yop gozolom." Diye taklidini yaptım bana bakıp:
"Sen de o ergenliğin girdiği arkadaşlardan mısın ?"
" Bir kere ergenlik bana deil ben ergenliğe girdim tamam mı."
"Walla yaptığın hareketler sana inanmamı engelliyor." onu takmayarak
" Nereye gidiyoruz ?" diye sordum
"Bir kafeye. Birşeyler içeriz."
"Tamam. "Dedim ve emniyet kemerimi taktım. Anıl arabayı çalıştırdı. Beş dakika sonra daha önce hiç gelmediğim çok tatlı bir kafeye geldik. Anıl arabadan inip kafeye ilerledi. Nerde bunu centilmenliği normalde kapıyı açardı.
"O sevgiliykendi cicim."
"Kapa çeneni iç ses seni çekemem. "Ben böyle düşünürken Anıl kapıyı açıp.
"Gelmeyi düşünüyor musun acaba yoksa burda kalmak daha cazip mi geliyor ?"
"Dalmışım "deyip arabadan indim Anılı beklemeden ilerleyip kafeye girdim. Boş bir masaya oturdum. Birden bir el gözümü kapattı.
"Ben kimim "dedi ama her kimse sesini inceltmişti.
"Kim olduğunu bilemem ama eğer hemen elini çekmezsen olacakları tahmin etmek o kadarda zor olmayacak. "Birden eller gözümün üstünden çekilirken Eray arkamdan.
"Bir şaka yapalım dedik bokunu çıkardın.
"Ben işin bokunu çıkardım bilmem ama o sesi sen mi çıkardın merak ediyorum."
"Olabilir gel buraya bir sarılam sana özledim."
"Ne yalan söyliyim bende özledim." Dedim ve ona sarıldım. O ara Anıl kafeye girdiği anda bize ölümcül bakış attı ve yanımıza doğru geldi. Ben hemen Eraydan ayrıldım ama Anıl göreceğini görmüştü. Erayı kendine çevirip:
"Hayırdır ne oluyor ?"
"Ne oldu Anıl ?"
"Kedi oğlan doğurdu adını da Eray piçi koydu."
"Anıl ileri gidiyorsun."
"Ben ileri gitmiyorum ama sen şöyle bir geri gidip Çağladan uzaklaşıyorsun."
"Başka emrin ?"
"Geber!"
"Anıl !"dedim sesimi biraz yükselterek.
" Çağla sakın bana bu piçi koruma."
"Senin o piç dediğin tek bir saniyeyle benim hayatımı kurtardı."
"Tek bir saniye mi ?"
" Tek bir saniye"
"Çağla ben.Bilmiyordum."
"O zaman bilmemeye devam et." Dedim ve masanın üstüne koyduğum çantayı alıp kafeden çıktım. Bir taksiye binip hemen eve gittim. Hemen odama çıktım birden telefon çaldı.
Öküzümsü yaratık arıyor.
Nah açarım mala bak ya.Tam on beş kere aradıktan sonra telefona mesaj geldi.
Kimden:Öküzümsü yaratık
"Lütfen şu telefonu açar mısın artık endişeleniyorum."
Cevap vermiyecektim. Bir mesaj daha geldi.
Kimden:Öküzümsü yaratık
"Oraya geliyorum Çağla. Sakın evden biryere gitme."
Hemen odanın kapısını kilitledim. Ve kapının dibine oturup ağlamaya başladım. Birkaç dakika sonra odanın kapısı açılmaya çalıştı.
"Çağla hadi güzelim aç şu kapıyı" Cevap vermedim vermiyecektim.
" Çağla kuzum hadi aç şu kapıyı. Lütfen Çağla hadi aç. "Anıl ve Selin kapıyı açmam için yalvarıyorlardı.
"Selin bizi yanlız bırakır mısın ?" Anılın dediğinden sonra ayak sesleri gelmişti. Selin gitti sadece ben ve Anıl kalmıştık.
"Çağla yapma böyle aç şu lanet olası kapıyı. Lütfen. "Cevap vermedim. Yine, veremedim.
"Çağla bari ses ver iyi misin. Lütfen Çağla bişey söyle kır,dök, parçala ama sessiz durma beni böyle cezalandırma. Çağla bir delilik yapmadın değil mi ?"
Ayağa kalktım tam banyoya gidecektim ki başım döndü ve yere yığıldım karanlıktan önce hatırladığım son şey Anılın kapıyı kırıp Çağla diye bağırmasıydı. Sonra boğuk gelen sesler. Duyuyordum ama anlayamıyordum. Anlamak için gözlerimi açmaya çalıştım ama göz kapaklarım üstüne öküz oturmuş gibi ağırdı. En sonunda yoğun çabalar sonucu gözümü açtım. Ama oda bom boştu elimin üstünde bir ağırlık hissedince elime baktım. Anıl her iki eliyle elimi tutmuş kafasını da üstüne yaşlanmıştı. Ona bakınca içimi saçlarıyla oynama isteği kaplamıştı. Elimi saçlarına yöneltirken kolumda bir acı hissettim. Koluma bakınca serum olduğunu gördüm. Ama yine de elimi Anılın saçlarına daldırdım. Hem saçlarıyla oynuyor hemde onu izliyordum. O melek gibi görüntüsüne öyle dalmıştım ki uyandığını farkına varmadım. Birden gözlerini açıp:
"Fırsatçı. "Dedi. Böyle birşeyi beklemediğim için saçlarındaki elimle kafasına vurdum ama kolumda serum olduğu için inledim.
"Çağla iyi misin başın mı ağrıyor ?"
"Sadece beni korkuttun ve başım niye ağrısın ki ?"
"Çünkü düşüp bayıldığında başını sert bir biçimde yere çarpmışsın ve beyin kanama riskin var."
"Bana fırsatçı diyene bak." Dedim çenemle tuttuğum elini göstererek.
"Anıl Anıl diye inlerken böyle demiyordun ama."
"Ne ben mi yalancı."
"Of istediğine inan Çağla umrumda değil."
" Ben neden bayıldım."
"Yorgun düşmüşsün. "
"Sende öyle. Bütün gece uyumadın mı ?"
"Aslında iki gündür hiç uyumadım. Ve sanırım uykuya ihtiyacım var."
" O zaman uyu." Dedim ve başını karnıma koyup ellerimi saçlarına götürdüm.
Bana bana ben bir vampirim dedim gibi bakınca.
"Uyu Anıl maymunlara benziyorsun." Dedim ve saçlarıyla oynamaya başladım saçları ipek gibi yumuşacıktı. Başını kaldırıp.
"Bu an hiç bitmesin Çağla olur mu."

ÇAĞAN(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin