64-Dostlar geri döndü

En başından başla
                                    

"Özür dilerim Hank. Hamileliğimden dolayı çok hassasım. Duygularımı kontrol edemiyorum."

Hank insan anatomisi hakkında bilgi sahibiydi. Fakat hamile bir kadını rahatlatmak için ne gerektiğini bilmiyordu. Kocaman elleri ile kadının minik ellerini tuttu.

"Helena, yeni bir hayatın dünyaya gelmesine aracı olacaksın. Bu mutluluğu seninle paylaşmak için John'un burada olmasını tercih edeceğine eminim ama Angela'nın yalnız kalmasını istemiyor. Ayrıca..."

Goril cümlesini tamamlamayınca Helena şüphelendi. "Ne oldu Hank? Bana söylemek üzere olduğun şey neydi?"

"Ben bunu söylemesem iyi olur. Hassas durumuna uygun olmayan bir haber."

"Söyle lütfen Hank."

Kadının ısrarı üzerine Hank açıklamak zorunda kaldı. "Aşağıda bir patlama oldu..."

"John iyi mi? Ya Angela?"

"Merak etme onlara bir şey olmadı. Bu patlama uzaylılara ayrılan bölümde oldu. Angela'ya yardım için getirtilen makinelerden biri infilak etti. Diğer makinelerin çoğu kullanılmaz hale geldi."

"Aman tanrım. Zavallı kızım. Sence bu tesadüf mü?"

"Bilmiyorum, zamanlama çok uygun. Sabotaj olabilir. Evelyn'in elindeki kozu kaybetmemek için her şeyi yapabileceğine inanıyorum."

"Haklısın Hank. Ölen var mı?"

"Birkaç uzaylı ölmüş, bir sürü uzaylı ve asker yaralanmış."

"Zavallı insanlar. Eğer bunun sorumlusu Eve çıkarsa, onun çirkin yüzünü tokatlamaktan zevk alacağım."

Hank gülümseyerek Helena'nın elini okşadı. Yanında kalıp Helena'ya arkadaşlık etmek, goril için de iyi olacaktı. Uzun zamandır dostlarından ayrı kalmıştı.

John yanlarına ışınlanan Jen'in, yaralılarla ilgilenmek yerine makineleri kontrol etmesini yadırgamıştı.

"Jen yaralılarla ilgilenmek öncelikli değil mi?"

"Hayır John. İnsan mantığıyla haklı olabilirsin ama zaten yaralılarla ilgilenen bir sürü kişi var. Onlardan biri de Dsyco. Benim işim bunun kaza mı yoksa başka bir şey mi olduğunu anlamak."

"Sen de sabotajdan mı şüpheleniyorsun?"

"Evet, insanlar bizim varlığımızdan pek hoşnut değiller."

"Jen, bunu nasıl düşünebilirsin. Burada bulunan insanlar Angela'ya yardım için geldiğinizi biliyorlar. Birisinden şüpheleneceksen Eve'den şüphelen."

"Düşmanımızın alenen böyle bir şeye kalkışacağını mı düşünüyorsun John?"

"Evet, çünkü Angela'yı iyileştirebilirsek bana karşı kozu kalmayacak. Bu durumda ikinci öncü filoya karşı avantaj elde edebileceğiz.

"Haklı olabilirsin. Fakat tüm insanlara güvenmemi bekleme. Önceliği Evelyn'e vereceğim."

Yanlarına yaklaşan bir uzaylı, Jen'e elindeki şeffaf tableti gösterdi. Şeffaf olmasına rağmen, arkadan bakıldığında hiçbir yazı gözükmüyordu.

Jen gösterilen verileri inceledikten sonra John'a baktı. "Suçlu büyük ihtimalle bir insan olamaz."

"Neden böyle söyledin?"

"İnfilak eden makinenin yanında XeO3 kalıntıları bulunmuş. Ksenon trioksit düşmanımızın bomba yapımında kullandığı yüksek derecede patlayıcı bir element. Kesin olarak Eveln'in parmağı var. Onu yakalayıp sorgulamalıyız."

"Jen dur lütfen. Eve'yi yakalarsan Angela'ya zarar verir. Hatta öldürebilir."

"Ne yapmamı bekliyorsun John. Adamlarım öldü, birçoğu da yaralandı. Yanına mı kalsın?"

"Öyle demek istemedim. Angela'yı onun kontrolünden kurtaralım. Sonra ne istersen yap."

Jen mantıklı biriydi. John'un sözlerindeki mantığa hak vermemesi mümkün değildi.

"Tamam John. Fakat Angela kurtulur kurtulmaz, onu yakalayıp yargılayacağız."

"Anlaştık" dedi John ve teşekkür etti.

Angela, askerin gözetiminde yerinden kımıldamadan oturuyordu. Aniden kucağına fırlayan hayvandan ürktü. Kucağına zıplayan kedi, köpek ve papağan karışımı bir hayvan olan Dominic'ti. Angela daha önce Dominic'e eş bulmaya yardım etmişti. Fakat şu anki durumunda, hayvana ilgi göstermiyordu.

Dominic'e yapılan deneyler sonucunda hayvan telepatik yetenekler kazanmıştı. Bir insan kadar olmasa da bu yeteneği kullanmaya çalışıyordu. Kızın kendisine ilgi göstermemesi yüzünden üzülmüştü.

Zihniyle kıza ulaşmaya çalışıyordu. Kızgın yüz imgesi gönderdi. Kız "hayır" dedi. Sevgi ifadesi gönderince "evet ama yapamam" dedi kız.

"Neden?" diye sordu Dominic?"

"Çünkü emir verilmeden hareket edemiyorum."

"Sev."

"Yapamam Dominic."

"Sev" diye ısrar etti Dominic ve uzun dili ile kızın suratını yaladı. Angela kıkırdadı. Gıdıklanmış ve mutlu olmuştu. Kendini zorlayıp elini hayvanın postunun üzerine koymaya çalıştı. Neredeyse başarıyordu ama beyni emri yarıda kesip durdurdu.

Dominic kızın kucağında doğrulup ağzını yüzüne yaklaştırdı. "Özgür" dedi. Dili ile tekrar tekrar yaladı. Kız kıkırdarken hayvanı uzaklaştırmak için ellerini kullandı. Hayvanı tekrar kucağına indirip tüylerini okşamaya başladı.

Ellerini hareket ettirdiğini fark edince sevindi. Hayvanı severken askerin kendisine dikkatle baktığını gördü. Asker telsizle John'a olanları aktarıyordu. John'un hemen geleceği cevabını alan asker, Evelyn'in yakınlarda olup olmadığına dikkatli bir şekilde bakıyordu.

Evelyn uzakta bir yerdeydi ama olan biteni görmek için orada olmasına gerek yoktu. Casus olarak kullandığı insanlardan biri ona, olan biteni aktarmıştı bile.

Kadın bunun sorun olacağından yüzde yüz emindi. Hayvanın nasıl olup da kızı kendisine getirdiğini anlayamıyordu. Bu yüzden hayvanı ortadan kaldırmalıydı. Herkesin gözü önünde bunu yapamazdı. Zaten dikkatler üzerindeyken hata yapamazdı.

Askerin dikkatini dağıtması gerekiyordu. Bu yüzden yakın bir yerlerde küçük bir patlama hazırladı. Askerin oraya yöneleceğini umarak ters yönde konum aldı.

Tahmin ettiği gibi bolca duman ve ses çıkaran patlama, askerin oraya yönelmesini sağlamıştı. Hızla Angela'nın yanına gidip kızın kucağında duran hayvanı aldı. Dominic tıslayarak dişlerini gösterdi. Evelyn hayvanla kaçmak için askerin geri dönmesine izin vermeden harekete geçti.

Aniden karşısına çıkan kişi yüzünden durmak zorunda kaldı.

"Senin hayvan sever biri olduğunu bilmiyordum" dedi John.

Dominic ona doğru atılınca kollarını açıp hayvanı aldı. "Evelyn, Dominic'in telepati yeteneği olduğunu biliyor muydun? Belki de o zavallı beyninde olan biteni öğrenip bana aktarması için bekleyebilirsin."

Evelyn panik içinde geri geri kaçmaya başladı. Sürekli düşüp, yeniden kalkıp kaçmaya devam etti.

"Aferin Dominic. Angela'ya yardım etmişsin."

"Ettim" dedi Dominic.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 18.02.2016

Kelime sayısı: 1163

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin