25- Otuz yıl önce

3.8K 330 65
                                    

Otuz yıl önce...

Yatakta yatan kadın, odayı dolduran ışık ve ses yüzünden uyandı. Gözlerini kısarak bakmaya çalıştı ama başını kaldıramadığını fark etti. Aslında hiçbir uzvunu hareket ettirtemediğini anladığında, panik duygusu tüm benliğini sardı.

Işık yavaşça azalmaya başladığında, yatağın çevresinde birkaç küçük yaratık gördü. Kafaları ve gözleri çok iriydi, kendi aralarında konuşuyorlardı ama kadın ne dediklerini anlamıyordu.

İçinden "şeytan bunlar, beni cehenneme götürmeye geldiler" diye düşündü. Panik duygusu arttıkça çaresizlik hissi de beraberinde gelmeye başlamıştı. Sekiz aylık hamileydi, çocuğunun hayatından endişe ediyordu, bu şeytanlar çocuğunu da almaya çalışacaklardı.

Başındaki yaratıklar, ellerindeki aletlerle kadını baştan aşağıya tarıyorlardı. Birbirleri ile konuştuktan sonra içlerinden biri kadına İngilizce hitap başladı.

"Sakin ol Dünya'lı, biz yardım için buradayız. Bebeğin sağlığı iyi değil, seni ve bebeğini kurtarmak istiyoruz."

Kadın, yaratığın kendisi ile konuştuğunu biraz geç algıladı, vücudu kımıldayamasa da dudaklarını oynatmaya çalıştı.

"Bizi alamazsınız sizi şeytanlar, bebeğimi benden ayıramazsınız."

Yaratık üzüntüyle başını salladı. "Biz şeytan değiliz, başka bir gezegenden geliyoruz, amacımız tehlike de olan bebeğinizi korumak."

Kadın çılgınca küfür ediyor, şeytanlardan tanrısına sığınıyordu. Yaratıkların uzaylı olduğunu algılayamadığından, şeytanlara sövmeye devam ediyordu.

"Adım Jen, ben ikinci komutanım, izin verirsen seni gemiye alıp bebeğini kurtaralım. İçtiğin alkol ve sigaralar yavruna zarar veriyor."

Kadının direnişinin devam ettiğini gören uzaylı diğerlerine işaret etti ve odayı terk ettiler. Uzaylılar gider gitmez, kadın vücudunun kontrolünü kazandı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Sekiz aylık hamileliğin getirdiği ağırlıkla, zorlukla da olsa yataktan kalkmayı başardı.

Kocası yakın zamanda vefat etmiş olmasaydı belki de şeytanlar onu bu kadar kolay ziyaret edemezlerdi. Panik duygusundan kurtulunca, kendisini korumak için haçını eline alıp dua etmeye başladı.

Korkusu azalınca içki dolabına yöneldi ve kendisine koca bir bardak viski doldurdu. Sigarasını yaktıktan sonra dumanı üfledi, bir yandan dua ediyor, diğer yandan şeytanlara sövmeye devam ediyordu.

Olaysız geçen birkaç geceden sonra uzaylılar tekrar geldi, kadının bedenini taradıklarında bebeğin geri zekâlı doğma ihtimalinin arttığını tespit ettiler. Eğer kadını ikna edebilirlerse bebeğin hastalığını düzeltebileceklerine inanıyorlardı.

Kadın ısrarla, şeytanlar diye bağırıp küfür ediyordu. Yardımlarını kabul etmeyen kadının, kendisine ve bebeğine zarar vermeye devam etmesi, Jen'i çok rahatsız ediyordu.

Kuralları yıkarak, kadının evinden alınıp gemiye ışınlanması emrini verdi. İtiraz edenleri kesin bir dille susturup, inandığı şeyi yapmaya devam etti. Kadın gemide de rahat durmuyordu, fırsatını bulup kaçmaya çalıştı ama uzayda gidebileceği bir yer olmadığından kendisine zarar vermeye başladı.

Sonunda pes eden Jen, kadının yapay komaya sokulması emrini verdi. Doğum vakti geldiğinde ameliyatla alınan bebeğin zekâsının güçlendirilmesi için tüm teknolojik imkânların kullanılmasını sağladı.

Bebeğin doğumundan itibaren özel olarak bakım altına alınmış olması, yaşama şansını arttırmıştı. Zekâ geriliğini gidermek için daha önce yapılan deneylerde olduğu gibi, uzaylı DNA'sı ile bebeğin DNA'sı kaynaştırılmıştı.

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin