KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)

61-John'un sorunları

Not: Koza bitmedi, en az on bölüm daha devam edecek. Belki de daha fazla, şu an bilemiyorum. Bölüm aralarının uzamasından şikâyet eden arkadaşların bilgisine; ben 42 yaşında evli ve çocuklu biriyim. Ekmek parası için çalışıyorum. Müsait olduğum sürece bölüm yazmaya çalışıyorum. Beni anlayışla bekleyen okuyucularıma teşekkür ederim. Lütfen oy vermeyi unutmayınız.

Özet: Angela'nın kaybolması üzerine, tesis baştan sona aranmaya başlanır. John zekâsını kullanıp, nerede olabileceğine dair fikir yürüterek araştırmaya koyulur. Şifreli bir kapı ile karşılaştığında kombinasyonları deneyip açmayı başarır. Eve ve Angela'yı odanın içinde bulur. Angela John'dan kaçar, fakat Eve'in emirlerini dinler. Uzay gemisine götürüp Angela'yı muayene ettirmek isterler ama kızı ışınlayamazlar. DNA'sı ile ilgili bir problem vardır.

*** Yeni Bölüm ***

"Angela'yı buraya alamıyorsak, Dsyco aşağıya gidebilir mi?" diye sordu John.

"Elbette gider John ama asıl sorun, düşmanın neyin peşinde olduğunu öğrenmek. Eminim Angela'yı önce kaçırıp, sonra serbest bırakmalarının bir sebebi var."

John kendisinden ne isteyebileceklerini düşününce, aklıma bir sürü olasılık geldi. En kötüsü, ikinci öncü birliğe karşı elini kolunu bağlamaktı. Evelyn şeytani zekâsı ile John'a rakip olacağa benziyordu.

General'in kendisinden bir açıklama beklediğini bilen John, bir an önce tesise dönmesi gerektiğini söyledi. Dsyco'nun gelişinden önce General'e bilgi vermesi şarttı. Aksi halde Dsyco'yu gördükleri yerde vuracaklarından korkuyordu.

Jen'e gelişlerinin güvenli olduğunu iletişim cihazından bildireceğini söyleyen John, ışınlanmak için işaret verdi. Birkaç dakika sonra General'in ofisine ulaşmıştı. Kapıdaki askerlere General'le görüşmek istediğini söyledi. Metal kapının önünde bekleyen iki askerden biri, telsizle içeriye bilgi verdi. Aldığı cevap ile birlikte kapıyı tıklatıp, gir cevabından sonra açtı. John içeri girdikten sonra kapıyı kapatıp görev yerine döndü.

General birkaç yaş ihtiyarlamış gibi görünüyordu. Her ne kadar belli etmese de Angela'yı çok seviyordu. Onun kaybolduğunu duyduğunda, üzüntüden çökmüştü. Bulunması haberi ile sevinmişse de sorumluları bulmadan rahat edemeyecekti. Angela'nın kendi başına dolaşıp kaybolmayacağını biliyordu.

John'un açıklamasını kabul edermiş gibi gözükmesi, ailenin stresini arttırmamak içindi. Fakat John ayağına geldiğine göre cevapları almadan bırakmayacaktı.

"Gel John, otur. Angela nasıl?"

"Hâlâ şokta. Doktor psikolojik olabileceğini düşünüyor. Fakat..." cümlesinin ortasında duraklaması General'e başka bir şeyler olabileceğini düşündürmüştü.

"Fakatı ne John? Doktora katılmıyorsan en azından şüphelendiğin şeyi söyle. Angela'nın kendi başına kaybolduğuna inanmıyorum."

General'in bu sözleri üzerine, her şeyi açık açık anlatmaya karar verdi. Söze en baştan başlaması gerekiyordu ama çok zaman kaybetmemek için her detaya giremezdi.

"Angela kaçırılmıştı."

"Biliyordum" diye bağırdı General. "O adi, uzaylı kadın yaptı değil mi?"

"Evet Dex. Fakat ona her ne yaptıysa insan teknolojisi çözemiyor."

"O zaman yukarıdaki dostlarına götür."

"Denedik Dex fakat Angela'nın DNA'sına bir şey yapmışlar, ışınlanamıyor."

General düşüncelere dalmıştı. Aklına bir çözüm gelmiyordu.