(***Final***)

1.2K 66 4
                                    


"Hasan Bey, merak ettiğim bir şey var aslında," diye çekinerek konuşan Ayfer Hanım'a, Hasan Bey içten bir gülümseme göndererek aslında ne soracağını içten içe biliyordu.

"Buyurun Ayfer Hanım," sorduğu sorunun cevabı yaşlı adamda zaten hazırdı ama onun içinden geldiği gibi rahat konuşmasına fırsat vermek istedi.

"Toprak'ın elinde bir vasiyet ile kapınıza gelmesi ve sizin buna izin vermeniz, üstüne bir de oyunlar çevirerek onların evlenmesini sağlamak, ben öğrendiğimde çok şaşırmıştım." Söyledikleri adamın kahkahalar içinde gülmesini sağlarken, karşısındaki şaşkınlık ile ona bakan kadınlara hala vasiyette ne yazdığını söylemediğini hatırlamıştı. Belki de artık zamanı gelmişti... iki torun ve mutlu bir evliliğe sahip olan çocuklarının, huzurlu ve aşk ile dolup taşan yuvaya sahip olmalarını sağlayan asıl vasiyeti açıklamanın zamanı gelmişti.

Gözleri uzaklara dalarken, Toprak'ın vasiyeti getirip eline verdiği o ilk an yaşlı adamın gözünde canlandı... Hasan Bey, geçmişe dalıp o anları tekrar yaşarken, kandan öte can kardeşinin sesi yazdıkları ile can buluyor adeta kulaklarında çınlıyordu...

"Ah be Hulusi, sen haklıydın ve her zaman olduğu gibi güvenimi boşa çıkarmadın... Eminim ki oralardan bizi izliyor ve keyif çatıyorsundur..."

Hulusi Bey'in Hasan Bey'e Vasiyeti

Hasan, dostum, kandan öte can kardeşim...

Bu mektubu okuyorsan ben çoktan tahtalıköyü mekân eylemişimdir. Tamam, kızma hemen kardeşim, sana bu mektubu getiren kişi benim oğlum. Toprak'ımı toprağına gönderiyorum, en değerli varlığımı sana emanet ediyorum. Ve bunu yapmayı hayattayken yapmak istesem de Azrail'in buna pek de müsaade edeceğini sanmıyorum. Kardeşim en değerli varlığım oğluma, Allah'ın emri peygamberin kavli ile en değerli varlığın gözünün nuru kızını istiyorum. Bu isteğim sana çok saçma gelebilir belki ama emin ol onlar birbirinden habersiz deli divane birbirlerini arayan iki yürek... Nasıl bileceksin diyeceksin ama biliyorum. Varlıklarından bile habersiz iki gencin gerçekten hayatlarında olmasını istedikleri insanları bana tarif ederken gözleri ışıl ışıl yüzlerinde kocaman bir gülümseme oluşmuş bir halde bana birbirlerini tarif ettiler. Benim pamuk yürekli kızım Cemre'min hayallerinde canlandırmaya çalıştığı adam Toprak'tı. Toprak'ım yalan sevdalarda yol alırken sahip olduğu ilişki içinde bahsettiği kişi Cemre'den başkası değildi. Yaşadığı yalanlar gözünü o kadar kör etmişti ki gerçeklere kör yüreğinin sesini dinlerken, yaşadığı yalan içinde hayalini kurduğu tek hayat Cemre ile olan hayattı. Ama ne çare ikisi de birbirinden binlerce kilometre uzaklarda birbirlerinden bi haber yaşıyorlardı.

Kardeşim, benim ömrüm onların yollarını çakıştırmaya, hayatlarını birleştirmeleri için atacakları adımlarda yanlarında olamaya yetmeyecek. Belki bu istediğim senin için, bir kız babasına fazla gelebilir ama bana güven... O iki deli yürek birbirini arıyor, onlara yardımcı ol ve onları birleştirmek için her yolu dene... Ne olursa olsun dene... Emin ol bu bizim en değerli varlıklarımızın hayatlarının aşkını bulması ve bir ömür mutluluğu yakalamaları için son fırsatları... Ben yokum belki ama sana güveniyorum. Onların mutluluğu ve huzuru benim yerimde huzur içinde kalmamı sağlayacak... Güven bana ve hakkını helal et kandan öte can kardeşim...

Kardeşin Hulusi...

"Birbirinden habersiz iki deli yürek... Bir vasiyet ile birleşen yollar... Bir aşk... Rüya... İnat... Kıskançlık... Ayrılık... Kavuşma... Bebek... Müjde... Yarım kalan bir filmin tamamlanması... Aşk her zaman Aşk..."

"Her daim aşkı soluyup, tatmanız dileği ile... Aşk ile yaşayın

Aşk ile kalın..."

SON

AŞKA CAN VEREN VASİYET*TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin