5.BÖLÜM (***Benim İçin Gönderilmiş Melek***)

6K 352 17
                                    

instagram:ozlemugurluaydin

Keyifli okumalar

5.BÖLÜM (***Benim İçin Gönderilmiş Melek***)

"Kalbini yüreğimle fethedip, surlarını ele geçireceğim.

Ben sende atan can, sen bende atan canan olacaksın.

Sen Toprağın Cemresi, sen aşkın zaferi olacaksın."

Toprak, olanlara bir türlü anlam veremiyordu. Kumral, kışkırtıcı derecede güzelliğe sahip gece gözlü, ele avuca gelemeyecek kadar coşku dolu bu kız, Hasan Bey'in kızı Cemre miydi?

"Bu olamaz hatta imkânsızdan da öte bir durum." derken sanki bir rüyadan uyanmak ister gibi fısıldıyor, bir yandan da yanaklarına hafif ama kendini sarsacak gibi etkili bir şekilde vurmaya başlamıştı. Bu bir rüya olmalı diye kendi kendine söylenip duruyordu. Cemre kahkahalar atarken babası ise bu genç adamın tuhaf davranışlarına anlam veremiyordu.

"Toprak, iyi misin oğlum?" İhtiyar adam endişeli gözler ile onu süzerken bir yandan da kızına kahkahaları yüzünden kızgın bakışlarını gönderiyordu.

Toprak, kendi kendine vurmayı bıraktığında gözlerini kapatıp tekrar açmış, sonra bir kıza bir de Hasan Bey'e baktı. Bulunduğu yeri idrak edip rüyada olmadığını anlayınca içi alev alev yanmaya başladı. İçinin git gide kavrulduğunu hisseden Toprak, Hasan Beyin önündeki sürahiye sarılıp hızlıca bir bardak su içti, bu onu kesmemiş olacak ki sürahideki suyu kafasından aşağıya doğru düşünmeksizin boşalttı. Soğuk suyu önce başında sonra da tüm vücudunda hissedince biraz sakinleşmiş ve şaşkın gözlerle kendine bakan Hasan Bey'in hala orada olduğunu yeni yeni fark edip hemen eliyle başından akan suları silmeye çalıştı. Şimdi ne diyeceğim ben bu adama, "Kızınızı görünce küçük dilimi yutup şaşkaloza döndüm. Ne yaptığımı bilemedim mi, diyeceğim. Lan oğlumToprak, kızı görünce ne hallere düştün. Kız mı? Tövbe tövbe çarpılacağım şimdi, bu sıradan bir kız değil ki, adeta yeryüzüne benim için gönderilmiş bir melek bu." Diye konuşurken Hasan Bey'in varlığını çoktan unutarak, çapkınca kıza gülmeye başlamıştı. Bu kız hayallerindeki cahil, köylü dağ kızına hiç ama hiç benzemiyordu. Konuşması da hiç Karadenizli gibi değildi. Toprak başka bir dünyada, sanki ruhlar âleminde gibiydi.

"Toprak!" Kulaklarına dolan ses, biraz sinirli biraz da endişeli çıkmıştı.

Toprak, yaşlı adama bakarak, "Şey, ben birden, yani sıcak dokundu galiba, kötü oldum birden de kendime engel olamadım, aniden oldu yani, korkulacak bir şey yok yani, merak etmeyin." diyerek adamı geçiştirici cevaplar vermeye çalışıyordu.

"Lanet olsun sana Toprak rezil ettin kendini." diye iç geçirirken, kendine bildiği tüm küfürleri sıralıyordu.

"Kızım siz daha önceden tanışıyor muydunuz?" Hasan Bey, soran gözlerle kızına bakarken bir yandan da ikilinin arasındaki gözle görülür derecede oluşan çekimi fark ediyor, daha yeni tanışmış olmalarına rağmen yıllardır birbirini tanıyormuşçasına tuhaf didişmelerini şaşkınlıkla seyrediyordu.

"Pek sayılmaz babacığım, adınız neydi? Bir dakika, dilimin ucunda, çamur muydu? Yok, yok hatırladım ." Küçük bir çocuk gibi elini havada şıklatarak, bakışlarıyla birlikte coşku dolu sesi ile genç adama döndü.

"Aman Allah' ım bu nasıl bir kızdı böyle? Planlarım alt üst olurken intikam dediğin melet böyle mi alınırdı aciz kulundan... Bu yapılır mıydı şimdi bana?" Git gide daha fazla iç sesine kurban olmaya başlamıştı Toprak...

"Topraktı, evet, Toprak bey yolda kalmıştı babacığım. Biz de Selin ile birlikte Caner'in yanından dönüyorduk. Malum proje biliyorsun, şimdi de son hazırlıkları tamamlamak için geldik." dediğinde Hasan Bey hatırladığını işaret eden bir baş hareketi yapmıştı. "Bu bey neydi, heh Toprak Bey'de, zavallıcık yolda kalmış, bir yardım umarak tavaya konmuş hamsi gibi önümüze atladı. Biz de mecburen bir el atalım dedik. Bilirsin biz dağ kızlarının ellerinden her iş gelir." diyerek babasının görmez tarafından Toprağa bir göz kırptı. "Her neyse arabasının tamiri karşılığında benim ne kadar bilgili, kültürlü ve aklı başında bir kız olduğumu söyleyip iltifat ederek, teşekkür etti. Selin'in saçlarını ise o kadar beğendi ki öve öve bitiremedi. Değil mi Toprak Bey, aynı bu cümleleri kullanmıştınız." Kız sinsi sinsi gülerken Toprak ecel terleri dökmeye başlamıştı. Bu kız ne yapıyordu böyle? Güzelliği büyülese de sivri dili büyüyü bozan bir tılsım gibiydi.

AŞKA CAN VEREN VASİYET*TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin