Uğur

2.9K 155 9
                                    

Yol boyunca ağlamaktan helak olmuştum ve hiç kimseyi yanımda istememiştim. Akan rimelimi bile umursamadan eve giden en uzun yolu seçerek yürüyordum. Çevredekilerin bana olan garip bakışlarını umursamadan sadece yavaş yavaş yürüyordum. Sakinleşemiyordum. Ölümünün suçlusu olarak hep kendimi görmüştüm. Uzun bir süre toparlayamamıştım kendimi. Yeni yeni geçerken acısı şuan ilk gün ki gibi hissediyordum. Tam ağlamam bitecek yine hıçkırıklara boğuluyordum. Eve gelmiş olmama rağmen hala kendime gelememiştim. Kapıyı açan ablam ne olduğunu sormuştu ve benim kurabildiğim tek cümle "Onu çok özledim..." olmuştu...


Uyandığımda başımda dayanılmaz bir ağrı vardı. Ağlarken uyuyakalmıştım. Mutfağa gitmek için kalkacakken karnımda ki dayanılmaz sancı buna engel olmuştu. Bu diğer sancılar gibi değildi daha şiddetliydi. Ablama sesleniyordum ama duymuyordu. Zar zor telefona yetişip ambulansı aradım. "Hamileyim. Dayanılmaz bir sancım var, ayağa kalkamıyorum. Adres bu lütfen yardım edin.." dedikten sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim ve başımda gudubet suratlı bir hemşire vardı. "Bu kadar erken hamile kalırsan olacağı bu." demesiyle elimin karnıma gitmesi bir oldu. O sırada bebeğimin ben buradayım dercesine tekme atmasıyla içime soğuk sular serpildi."Naptın hamileyken sex mi yaptın da bu hale geldin?" dedi gudubet hemşire."Tabi ki hayır zor yürüyorum birde sex mi yapacağım? Elimi erkek eli değmedi be..." dedim ve kovdum başımdan ama tabi ki gitmedi gudubet... "Doktor çağır, doktor yok mu? Alın bu manyağı başımdan doktorrr...!!!" diye bağırmaya başladım en sonunda... "Harriet hanım siz diğer hastalara bakın" diyerek geldi güler yüzlü bir doktor."Çok kasılma olmuş. Bu yüzden öyle sormuştur Harriet Hanım, kusura bakmayın." diye devam etti. "Ağlama krizi neden olur mu?" diyince ben "Ne kadar sürdüğüne bağlı ?" dedi"Minimum 2 saat" diyince gözleri kocaman büyüdü."Doğurmadığınız için şanslısınız." dedi şaşkınlıkla."Neden ki?""Normal doğum yapacağınız zaman karın kaslarınız kasılmaya başlar bebek daha rahat çıkması için ve siz ıkınarak buna yardımcı olursunuz. Ağlarken de karın kaslarınız çok fazla kasıldığı için bebek bunu doğum başladı olarak algılayıp çıkmaya çalışır. Bu da haliyle doğumu başlatır ama siz yine iyi durumdasınız keseniz yırtılmadığı için doğumu başlatmadık. Serum bitince eve gidebilirsiniz..." dedi ve onun çıkmasıyla Soffie'nin odaya girmesi bir oldu."Benim yeğenim doğdu doğacak mıymış?" diye karnımı öptü."Sana da merhaba" dedim hayat enerjim çekilmiş gibi... "Sen sus!!! Kendine bakmazsın anlarım da yeğenime nasıl bakmazsın yaa!!!""Hep o adam yüzünden...""Hangi adam ?!""Gezi de ki adam..""Kim o adam?!" Her şeyi kelimesi kelimesine anlattım. Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Soffie'ye bir süre baktım."Serum bitti. Gudubet olmayan bir hemşire çağır da çıkarsın şunu eve gidelim" dedim. Hemşire bulup geldi ama yine o gudubet kadındı."Terbiyesiz. Bir hamileyle nasıl konuşulur bilmiyor..." diyerek gittik. Normalde kimseye böyle davranmayan ben bu kadın hak etti ama diyerek kendimi avutuyordum. Bebeğime bir şey oldu diye çok korkutmuştu. Eve geldiğimiz de ablam hala yoktu. Aradığımda görümcesinde olduğunu öğrendim. Neden haber vermediğiyle ilgili fırça çekip Soffie'yle olduğumu merak etmemesini söyleyip kapattık. Ardından Nicole Teyzeyi arayıp hasta olduğumu Soffie'nin bu yüzden bizde kalacağını söyledim. O da tabi ki izin verdi. Hatta abisi Travis'i de gönderdi. Soffie babamın çocukluk arkadaşının kızıydı. Haliyle o da benim çocukluk arkadaşımdı. Öyle sık görüşmesek de her kötü günümde yanımdaydı. Kötü gün dostu dediğimizdendi yani. İyi anlarımda arayacağım ilk insanda oydu. Travis kapıyı kıra kıra çaldıktan sonra elleri torba dolu içeri girdi. "Kocaman öpün beni. Sizi yemek derdinden kurtardım." dedi şebek bir şekilde. Travis de böyleydi işte. Kötü olayları eğlenerek unutturmaya çalışırdı. Halası öldükten Soffie kendine gelsin diye halay çektirmişti hatta. Evet bazen çok aşırıya kaçıyordu."Oyy koca göbek sen kalkma... Ben gelirim öp diye" dedi ve o her kızın aklını başından alan çapkın gülümsemesini attı. Yanağına bir öpücük kondurduktan sonra Travis bana dönüp "Evlensene kız sen benle" dedi."Güldürme bak doğururum şurada" dedim bende. Küçüklüğümüzden beri her görüştüğümüzde bunu söylüyordu çünkü. Bu onun "Güzelsin" deme şekliydi.Ama bu sefer ki yüz ifadesi farklıydı sanki. Benim için korktuğu gözlerinden okunuyordu."Baban hala bilmiyor değil mi?" diye sordu ciddi bir ifadeyle. İlk kez bu kadar ciddi görmüştüm onu. Başımı iki yana salladım ve öne eğdim. Her günümde olduğu gibi yine babam yoktu çünkü. Gözlerim dolmaması için uğraşırken "Rahatlayacaksan ağla..." dedi Travis şefkatli bir sesle ve göğsüne yasladı başımı.Uzun zaman sonra ilk kez kendimi güvende hissediyordum...

Eyvah ! Anne OluyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin