Konser

4.2K 204 22
                                    


Ertesi gün okulda bir çok kez Harry'nin aldıralım sıkıştırmalarına katlanmak zorunda kaldım. En sonunda "Yeter ! Bir isim daha silmemi istemiyorsan sus ve bir daha bana bu konuyu açma. Ben kararımı verdim ve beni az çok tanıyorsan inadımı ve kararlılığımı bilirsin." Dedim. "Peki senin dediğin gibi olsun ama ilerde keşke doğurmasaydım diyeceksin" dedi ve gitti. Arkasından "Asla öyle bir şey söylemeyeceğime emin olabilirsin" diye bağırdım. Sesimi duymuş olacak ki iki elini sağa sola açarak başını hafif sallayarak ellerini sertçe bacaklarına vurarak indirdi.İlk zaman ki korkumdan eser yoktu artık. Her şeyi kabullenmiş ve bu kabullenişi çok sevmiştim. Ben bir anneydim artık ve bu mutluluğumu kimsenin elimden almasına izin vermeyecektim...SEVİYORUM BEBEĞİM SENİ !!Bana hissettirdiğin her duyguyu... Hatta duygusallığımı bile seninle sever oldum. Bu oburluk bizi batıracaktı o ayrı. Sürekli yemek yemek ve doyamamak... Sıkıntılıydı benim için. Çünkü artık bir şeyler çiğnemekten çenem ağrır hale gelmişti. Açlığım hiç geçmiyor sadece yorulduğum için yemeyi bırakıyordum. Git gide aldığım kilolar kimsenin gözünden kaçmıyor. Phoebe "Bu aylarda bu kadar şişmen normal mi? İkinizi de tanımıyor olsam vampir bebeği doğuracağını ve hızlı geliştiğini söyleyebilirdim..." diye ufaktan hem gönderme yapıyor hem de beni güldürmeye çalışıyordu. Bana destekçi olan tek insandı. "Büyütebileceğine eminsen doğur" derdi hep.****Dersin boş olduğu bir gün Amy, Brighit ve ben oturmuş muhabbet ediyorduk. Hamile olduğumu bilmiyorlardı. Tahmin ediyorlardı ama bir şey diyemiyorlardı. Muhabbet sırasında konu nereden geldiyse kilolara geldi. "Sende duba gibi oldun iyice" diye laf etti Amy. "Sorun değil hala senden zayıfım" diyince yüzünde ki bozulma ifadesi beni mutlu etmişti. Ne olursa olsun güzelliğime laf ettirmezdim. Ben şişmanken bile güzeldim. Orta okulda ki bütün erkeklerden çıkma teklifi almıştım. Hatta bu yüzden aynı okulda okuduğum amcamın oğlu uyarı cezası bile almıştı. Tabi o zamanlar 70 kiloydum. Nasıl beğendiklerini bende bilmiyordum ama aynaya baktığımda o dönemlerde bende kendimi çok güzel hissediyordum. Ortaokulun bittiği yaz 1 ayda 30 kilo vererek diploma töreninde herkesi şoka sokmuştum. İşte o gün en güzel sıfatı takılmıştı bana. Ve şimdi de çok güzeldim. Yanaklarımın dolu dolu olması çok güzel duruyordu bende. Kilo alsam bile kaybolmayan bel kıvrımım kilolu olup olmadığımı düşündürür hale getiriyordu. Hamilelikte hemde yüzüme gelen kan yaşıyormuşum hissi veriyordu. Evet yeniden doğuyordum artık. Tamamen değişmiş bir beni insanlık ne kadar kaldırabilirdi o ayrı... Egoist, kariyer düşkünü, hırslı, hovarda, vurdumduymaz ben gitmiş yerine anaç bir kadın gelmişti. Annelik her şeyi değiştirir derlerdi inanmazdım. Ama narsistliğim hala doruklardaydı. En azından bebeğim doğana kadar... O meleği kucağıma alınca en büyük aşkım olacağına emindim...Her şey çok sıkıyordu beni... Tek eğlendiğim şey okul etkinlikleriydi. Yarışmalar, maçlar, geziler... Sınav stresini atalım diye yapmadıkları kalmamıştı. "Haftaya konser var" diye sınıfımızın ilan verici Michel sınıfa girdi. Müdür yardımcısının oğlu Bob "Ben bile öğrenmeden nereden alıyorsun bu istihbaratları? Müdürün odasında mı yatıyorsun napıyorsun anlamıyorum ki?" diye sitem etti. "Meslek sırrı" diyerek pis pis sırıttı sakallı kız... Bu okula başladığımdan beri takıldığım ama yüzüne söylemeye cesaret edemediğim nadir şeylerden biri Michel'in sakallarıydı. Sanki söylesem onu küçük düşürecekmişim gibi geliyordu. Kadınlık gururuyla oynayacakmışım gibi... Ama nasıl rahat durabiliyordu o sakallarla anlamıyorum. Bıyık olayına zaten yeni yeni alışmışken bir kızda sakal etkisinde kaldığım bir şeydi... Genlerimin maşallahı vardı benim böyle bir derdim yoktu ama olsaydı eminim ki onları barındırmazdım... En güzel sıfatı kolay kazanılmıyor...Beni dürten Phoebe'nin koluyla geri döndüm dünyaya... "Çok bakma çocuğun ona benzer Allah korusun" dedi ve kulak memesini çekip 3 kere Arian'ın kafasına vurdu. Gülüştükten sonra "Deme öyle yaa... O da insan Allah'ın gücüne gider. Bakımlı olsa biraz gideri var aslında..." diyince Phoebe ve Arian gözlerini kocaman açıp bana bakarak "Kızım annelik seni ne hale getirmiş... Michel'e gideri var diyorsan beni de Adriana Lima olarak görüyorsun demektir" dedi Phoebe kahkahalar içinde... "Aslında Barbara.. Barbara hani manken olan" dedim videodaki kızı taklit ederek. Kahkahalarla muhabbete devam ederken Alex kolunu sırtıma çarparak sırasına geçti. Ölüm saçan bakışlarımı ona gönderdikten sonra bende sırama geçerek muhabbete oradan devam ettim. İnsanlıktan nasibini almamış öküz... Benden ayrıldıktan sonra devrelerini bozmuşlar mis gibi çocuğun..." dedim kendimden ödün vermeyen ses tonumla. "Onu bunu geçinde konsere gidiyor muyuz?" dedi Phoebe konuyu değiştirmek istercesine. Biliyordu ki konuştukça hatırlayacaktım, hatırladıkça da üzülecek... "Hava kötü olmazsa gideriz kapalı alanlar bana basar çünkü. Zaten sevmezdim şimdi daha bir çekilmez hale geldi..." diyerek hamilelik şımarıklığımı yapmıştım yine. Telefondan konser gününün hava durumuna baktık ve gitmekte karar aldık. İstihbarat servisi Michel'in yanına giderek konserin hangi tarz müzik acağını sorduk. Yeni çıkmış rock gruplarından biri olduğunu öğrenince rahatlamıştım. Doğru düzgün birini çağırmışlar diye sevindik. Gençlik olarak geçen konserde ki arabeski kaldıramayanlar yüzünden konser berbat olmuş ve sanatçıya saygısızlık olmuştu. Her tarz dinlerdim aslında ama çevremde beğenmediğini çok belli eden gruplar olunca sanki bana öyle muamele yapılıyormuş gibi hisseder kötü olurdum.

Eyvah ! Anne OluyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin