cute and psycho::sekai

Cute And Psycho | Üç

"Bırak beni!" 

Baekhyun küçük çocuk gibi yumruklarını uzun olanın sırtına vuruyordu. Başı dönüyordu ve eğer bıraksa dengesini sağlayamayıp düşeceğini biliyordu ama yine de çabalıyordu. Sonunda yorulup pes etti. Kan direkt beynine gidiyordu ve manzara pek iç acıcı değildi. Tanrı aşkına şuan Chanyeol'ün poposuyla Baekhyun'un yüzü arasında neredeyse bir karış mesafe vardı.

"Popomda sıcaklık hissediyorum. Ah, gözlerinden çıkan lazer ışınlarıymış."  

Baekhyun gözlerini devirdi ve renk değiştiren suratını bu pozisyondayken Chanyeol görmediği için ilk kez minnettardı. 

"Nereye gidiyoruz? Sehun'u bulmam gerek. İndir.beni." dişlerini sıkarak en tehditkar ses tonunu kullandı.

Ayaklarının yerle temas etmesiyle kan akışı normale dönmüştü. Ama aniden indiği için dengesini sağlayamadı ve yere yapıştı. Omuzlarını saran büyük elleri ittirdi.

"Dokunma bana." Üstünü silkeleyip ayağı kalktı ve etrafına bakındı. 2 katlı büyük bir evdeydiler. Ev genelde siyah ve beyazdan oluşuyordu. Raflarda rengarenk albümler vardı ve albümlerin yanında da bir gitar. Televizyonun yanında oyun konsolu ve karşısında siyah deri koltuklar. 

Baekhyun arkasını döndü ve kapı kulpunu tuttu. Tam çevirecekken büyük eller ona engel oldu. "Gitme." Bakışlarını çocuğun yüzüne çevirdi. "Dışarısı güvenli değil."

Baekhyun kahkahasına engel olamadı,sinirlenmişti.

"Sana mı güveneyim?  Sana her baktığımda midem bulanıyor.İğrenç bir insansın sen!" 

Kahkahası birden çığlığa döndü. Yumruk yaptığı ellerini büyük olanın göğsüne vurmaya başladı. Ona gücü yetmezdi. Göz yaşları yanaklarını ıslatırken büyük olanın vücudu kıpırdamıyordu. Baekhyun son nefesini de tüketmişti. Başı ağrıyordu ve oda dönüyordu. Sarhoş gibi hissediyordu kendini. Dengesini sağlamak için büyük olanın kollarına tutundu. Kafasını göğsüne yasladı. Güçlü eller onu yumuşak yatağa yatırdığında ağzını şapırdatıp uykusuna devam etti.

* * *

"Nasıl bu kadar ağırsın?" Kucağında uyuyan çocuğa bakış attı ve merdivenleri teker teker tırmanmaya başladı. Odasına ulaştığında kucağındaki çocuğu yavaşça yatağa bıraktı. Küçük olanın kıpırdanmasıyla olduğu yerde durdu. Neyse ki uyanmamıştı, ağzını şapırdatıp bir şeyler geveledikten sonra anne karnındaki fetüs pozisyonunu aldı. 

Chanyeol okul formalarını değiştirip saate baktı. Akşam 9'a geliyordu, gün çok hızlı geçmişti. Yatağındaki yerini aldı ve yanında mışıl mışıl uyuyan küçük çocuğa baktı. Evde tekti, arada Kai onunla kalıyordu çünkü ailesi iş nedeniyle Japonya'da yaşıyordu. Şimdi yanında olan çocuk ona garip hissettiriyordu. 

Elleri istemsizce küçük olanın saçlarına gitti. Saçları yumuşacıktı. Kokusunu hiçbir parfüm ve losyonda olmadığına yemin edebilirdi. Siyah saçları alnına dökülüyordu ve küçük çocuğu arada rahatsız ediyordu. Chanyeol, küçüğün kahküllerini düzelttiğinde yüzünde oluşan gülümsemeyi fark edip ellerini çekti. Dudaklarına masum bir öpücük kondurduktan sonra fısıldadı uyuyan çocuğa 

"Özür dilerim."

Sanki elektrik çarpmış gibi ellerini geri çekti. Vücudu istemsizce hareket ediyordu ve kelimeler dilinden istemsizce çıkıyordu. Sonunda pes etti ve yavaşca masum bir şekilde uyuyan küçüğün üstünü örttü. Gözlerini kapatıp uyuyan küçüğün nefes sesleriyle uykuya daldı.