Mutlu yıllar, mutlu yıllar sevgilim

4.9K 457 168
                                    

Yılbaşı özel bölümü. SANIRIM EN UZUN BÖLÜM JCJCJ 2312 KELİME TEK TEK KENDİ ELLERİMLE YAZDIM jfjkfk

Günün 31 Aralık olması, benim için pek bir şey ifade etmiyordu. Diğer günlerden tek farkı, yılın son günüydü ve yarın yeni bir yıla adım atıyorduk. Bütün gerçek bu olmasına rağmen insanlar böyle günleri abartmaya bayılıyordu. Abartılacak ne vardı anlamıyordum. Tüm bu yılbaşı süslemeleri, evde oynanan tombala oyunları, Noel baba ve onun uçan geyikleri, gerçek olması beklenen dilekler, partiler, çam ağaçları.. Benim gözümde gereksizdi. Yeni bir yıl bize yeni bir hayat vermiyordu. İnsanların sırf yılbaşı diye kendini yeni bir ütopyaya girecekmiş gibi hazırlamasının ne kadar doğru olduğu tartışılır bir konuydu. Şahsen ben saçma buluyordum. Bu yüzden hiçbir zaman ilgimi çekmezdi.

Bir yılı bitirip diğer yıla adım attığımızda değişen tek şey takvimdi. Yalnızca telefonumda 2016 yazacak, 2015'in sıradanlığı 2016da da sürecekti. Bundan şikayet ediyor değildim, alışmıştım. Her yeni yıl bir şeyler dileyip beklemek benim için klişe bir olay haline gelmişti artık. Gerçekleşmeyeceğini bilsem de, Noel Amca'ya dileklerimi sunmaktan çekinmiyordum.

Geçen yıl zorla üniversitemizin hazırladığı partiye katılmış ve 'kutlama yapmak gereksizdir' tezimi kanıtlamıştım. Düşündüğüm zaman o kadar kötü geçmese de, sevmiyordum. Bu kadar basitti. Ama Chen ve Adél'in bunu anlayacak kadar zeka seviyeleri yüksek değildi. Sinirliydim çünkü yapmak istemediğim bir şeye tekrar zorlanıyordum. Gitmek istemiyordum işte. Gitmeyecektim.

Chen beni Rouren'ın yakınlarında yapılacak partiye getirmek için dilini dökerken ben de ona neden gelmek istemediğimi anlatmaya çabalıyordum. Ama sadece çabalamaktı çünkü Chen beni dinlemiyordu. Genelde de beni dinlemez, kendi bildiğini okurdu. Chen'in bu huyundan nefret ediyordum. Her zaman onun istediği olmak zorunda değildi. Belki zorundaydı ama ben olmasını istemiyordum. Sonunda pes edercesine nefesini bıraktı. ''Sehun, eğer partiye gelmezsen Kim Jongin'e, her gün adını inlediğini bu yüzden senden tazminat alması gerektiğini söylerim.''

Bunları şakasına söylediğini biliyordum. Sinirli olduğumdan gülmemek için ağzımı kapatsam da sanırım yetersizdi. ''Deli olduğunu düşünecektir. Deli damgası yemek istiyorsan elbette gidip söyleyebilirsin. ''dedim sesli bir şekilde. ''Ayrıca her gün mastürbasyon yapmıyorum.''

''Tamam. O zaman sadece ondan hoşlandığını söylerim.'' dedi inatla. Chen ile uğraşmak matematikten kat ve kat daha zordu. Adél bile Chen'in tarafındayken gelmeme kararımı sürdüremezdim. Kendi özgürlüğümü bile sağlayamıyordum. Hayır deme hakkım elimden alınmıştı. Bu yüzden gelmeme nedenlerimi sıralamam gerekliydi.

Hasta olduğumu söyleyemezdim çünkü inanmazlardı. Yeterince sağlıklı duruyordum malesef. İlk defa göz altlarımın mor olmadığından ve burnumun akmadığından şikayetçiydim. Başka bir neden bulmam gerekiyordu. Görüşmediğim bir dedem hayatını kaybetti desem saçma ve komik olurdu. Ders çalışıp inekleyeceğimi söylesem inanmazlardı. Bende bu yüzden en inandırıcı olanı seçtim. "Hamileyim."

Önümdeki ikili gözlerini devirdiğinde bunu ne kadar uyumlu bir şekilde yaptıklarını düşündüm. İkisi de aynı anda gözlerini kapatmıştı. Bence yeterince inandırıcı bir sebepti. Tabi eğer erkekler hamile kalabilseydi.

''Davet bile edilmedim. Gelmem garip kaçmaz mı?''

''Davet mi? Kim davet edildi ki? Sadece afiş bastırıldı Sehun. Biraz kafanı çalıştırıp daha iyi nedenler sunabilirdin.'' Adél, kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp tartışmaya katıldığında gözlerimi ona çevirdim. Bu kız gerçekten psikopattı. Ders aralarında bile kitap okuyabilecek bir öğrenme istediğine sahipti. Ben, bana gelen uzun mesajları bile okuyamazdım. Adél ise her şeyi okuyabilirdi. Bulduğu eski bir gazeteyi, iş ilanlarını, önemsiz pano yazılarını, üye olduğu sitelerin telif haklarını.. Onun için okunacak bir şey olması yeterliydi. Ne zaman görsem ya kitap okuyor ya da hayata felsefik sorular yöneltiyordu.

Meltaway || sekaiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن