2.Bölüm ❅ "Büyük Günah"

25K 1.1K 247
                                    

Kitabı önceden okuyan arkadaşlar için yazıyorum burayı :) Kitap bayağı uçuk kaçık ve tuhafmış o yüzden ilk bölümlerdeki kurguyu temeli aynı kalacak şekilde değiştireceğim. Kitabın temeli biraz sallantılı olduğu için bağlantılı olacak birkaç detay ve olay daha ekleyeceğim elbette ki ilk okuduğunuzun aurası olmayacaktır ama yenilenmiş halini de seveceksiniz bence. 

!Kitap ağır dram içeriklidir, hassas bir yapıya sahipseniz ya da 16 yaşından küçükseniz okumanız önerilmez. İlerleyen bölümlerde kurgu da ağır içerikler işlenecektir.! 

Keyifli Okumalar Dilerim ^-^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar Dilerim ^-^

Sınıfa geldiğimde herkes birbiri ile sohbet ediyordu, ilk dersi kaçırmış olmalıydım. Neler olup bittiğini anlayacak kadar ayılamamıştım henüz, ilaçlar o kadar çok uyutuyordu ki saat dokuzda başlayan okul derslerine bile geç kalmıştım.

"Merhaba."

Bir kız yanıma yaklaşırken boş olan sıraya çantamı koymuş üzerimdeki ceketi çıkarıyordum.

"Merhaba." Dedim çabucak, ardından ceketimi askıya asıp bana selam veren kızın yüzüne dahi bakmadan sıraya oturdum fakat o pes etmedi ve önümdeki sıraya oturup bana doğru döndü.

"İlaçlar yüzünden mi uyuya kalıyorsun?"

Çantamın fermuarını açmak üzere olan elim donup kaldı, ağır bir yutkunuş boğazımdan aşağı zar zor kaydı. Dışarıdan bakıldığında anlaşılıyor muydu? Ya annemin benim yüzümden öldüğünü de anlarlarsa o zaman ne yapacaktım?

"Anlamadım?" dedim baygın bakışlarımı kızın yüzüne çıkarırken, gayet de anlamıştım fakat gözlerim bile o kadar yorgundu ki yarım açılıyorlardı. Fakat yine de yarım yamalak açık olan gözlerim bile kızın güzelliğine bakmadan edemedi. Benim aksime sağlıklı bir cildi, parıldayan gözleri ve nemli dudakları vardı. Gözleri biraz kedi gözü yukarı doğru çekikti, burnu oldukça düzgün ve top gibiydi. O çok güzel görünüyordu... Sağ omuzlarının önüne düşen dalgalı kahverengi saçlarını geriye doğru atarken bana doğru eğildi.

"Bu bakışları bilirim, çok sevdiğin birini kaybettin ve yaşamak için bir sürü ilaç içmen gerekiyor değil mi?"

Çok güzel bir kız olmasının yanı sıra pek düşünmeden konuşuyordu, haklı olsa bile söyleme tarzı karşısındaki insanı yaralar cinstendi. Acılarım yetmezmiş gibi artık dış görünüşüm yüzünden insanların gözüne batmaktan korkar olmuştum.

"Hep böyle patavatsız mısın?" dediğimde donup kaldı, ne demek istediğimi bir süre sonra anlamış olacak ki ellerini dudaklarına götürdü ve gözleri kocaman açıldı. İresilerindeki yeşiller parıldarken onu bu kadar inceleyip hem de düşüncesiz olduğunu söyleyerek kendimin ne olduğunu düşünmem gerekti.

SİYAH BUZ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin