SAVAŞ

284 41 15
                                    

Canlar ! Muhteşem bir bölüm sizleri bekliyor.Şimdiye kadar yazdığım en uzun bölümdü. Sizden merakla okumaya devam etmenizi ve desteklerinizi esirgememenizi rica ediyorum. Aynı zamanda bölüm aralarına bol bol yorum ekleyip hikaye ve karakterler hakkında beklentilerinizi de yazarak beni yönlendirebilirsiniz. Artan ilgiye kocaman Teşekkürler :)) iyi ki varsınız :))

---

O sabah dinlediği derslerden hiç bir bok anlamayan Defne fena halde çıldırmak üzereydi. Yani nasıl olurdu böyle birşey. Ne cürretle ! Bir de iki sıra önünde oturuyordu o sürtük ! Sinirden alt üst olmuştu beyni. Daha fazla dayanamadı . Sınıftaki arka kapıdan çıktı. Onun bu karmaşık hallerini gören Erdem, hemen arkasından gitti koşarak. Onu ilk defa ağlarken gören Erdem , daha fazla dayanamadı ve elleriyle gözyaşlarını sildikten sonra ;
- Seni ilk defa ağlarken görüyorum güzelim. Noldu ? Dedi içi acır bir yüz ifadesiyle.
- Yok birşey , derken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
- Hadi ama. Seni en iyi ben bilirim bu okulda. Sen ağlamaz,ağlatırsın normalde. Şimdi salya sümük ağlıyorsan birşeyler normal gitmiyor demektir , dedi.
Erdem bizimkinin eski kırıklarındandı. Sarışın , mavi gözlü , kaslı bir çocuktu. Kollarında dövme kaplıydı. İki kulağında da küpeler vardı. Dilinde,kaşında, dudağında hatta köprücük kemiğinde bile piercing olan antik kuntik biriydi. Bundan 9 ay önce çıkmışlar , iyi bir sevgililik hayatı yaşamışlar , sonra da Erdem'in geceleri sokak sanatçılığı yapmasından dolayı ayrımışlardı. Ama görünen o ki hala birşeyler hissediyordu Defne'ye. O ağladıkça gözlerinde büyük bir acı farkediliyordu. Onu kollarının arasına aldı ve ;
- Defne'm ! Dedi. Ağlamasan olmaz mı ? Benim içim acıyor da senin için problem olur mu ??
- İlahi Erdem , dedi bizimki burnundaki sümüğü koluna silerken.Bir kadını güldürmeyi iyi başarıyordu bu deli çocuk. Üstelik zırı zırıl ağlarken bile.Türlü tatlı sözleriyle ve muhteşem ilgisiyle Defne'yi kıvama getirdiği sırada , arkadaki arkadaş grubunun arasından kaptı gitarı ve eskiden olduğu gibi başladı çalmaya ;

" Gül ki sevgilim
Gül ki gözlerin
Solmasın sakın
Aşk çiçeğim..

Gel biraz bana
Gel biraz daha
Arşa çıksın
Namelerim
Bu sabah.. "

Evet çok iyi gelmişti Erdem Defne'ye.Fakat bizimki biraz durunca bu güzel şarkının " eskisi gibi olalım " demeye getirildiğini düşündü ve mahçup bir ifadeyle ;
- Erdeem !! Dedi.
Lafını tamamlasına izin vermeden lafa girdi Erdem.
- Biliyorum güzelim. Sevgilin var. 4 aydır. İsmi Poyraz. Kara kaşlı , kara gözlü değil mi , dedi.
- Nerden biliyorsun ki sen bunları?
- Sınıftan duydum geçen gün. Sima anlatıyordu da..
" hay ben o Sima'nın " diyerekten gözü dönmüşçesine sınıfa doğru koşuyordu ki , elinden tutup hızlıca kendine doğru çekti Erdem. Defne' ye karşı eksilmeyen aşkına yenik düşerek ;
- Güzelim , dedi. Yapma nolur. Anlat saatlerce. Söz hepsini sıkılmadan dinleyeceğim.
Hangi erkek bir kadını saatlerce dinleyebilirdi ki. Üstelik içini dökmeye ihtiyacı olan bir kadını.. Bunların hepsini onu hala sevdiğinden yapıyordu Erdem. Fakat gururlu çocuktu ve bunu zerre belli etmiyordu. Birlikte Hukuk Fakültesi'nin o taraftaki havuza doğru yürüdüler. Herşeyi bir bir anlattı Defne. Poyraz'ı ne kadar sevdiğini. Birlikte geçirdikleri güzel zamanları ve Sima denen sürtüğün yediği boku. Sözünü tutarak hepsini pür dikkat dinledi Erdem. Ve sonunda içi acıyarak da olsa " savaş o adi kadınla. Sevdiğin adamı kimselere bırakma " dedi. Dedi ama içinin acısına tarif yoktu.
---
Savaşa cephanelik doldurmayla başlamıştı Defne. En güzel iç çamaşırı mağazasına atmıştı kendini. Seksi tangalar , jartiyerler, dantelli sütyenler..kışkırtıcı bulduğu ne varsa umursamaz bir tavırla hepsini attı sepete. Çalışanlar tarafından dikkat çekmiyor değildi. Seksi bir kadın seksi iç çamaşırları seçiyordu. Hemde en güzellerini..Aman Allahım ! Erkek çalışanlarınsa seçilen kıyafetleri bir bir üzerinde hayal ettikleri her halinden belliydi. Dudağını ısıran..Kendine dokunan.. En çok beğendiği sütyenin bedeninin kalmadığını farkedip çalışanlara seslendiği anda , bütün erkek çalışanlar aniden daldıkları rüyadan uyandılar ve Defne'yle ilgilenen kişi olabilmek için yarışa koyuldular adeta. En sonunda içlerinden en can yakanı dudağını ısırarak geldi yanına. " buyrun efendim yardımcı oluyum " derken hiçte yardımcı olacakmış gibi bir hali yoktu.
- Ben şu sütyenin 95 bedenini istiyorum.
Bu çapkın çalışan bir sütyene bir göğüslerine baktı Defne'nin. Her erkek gibi bu da seksi hatlar karşısında tutamıyordu kendini fakat bu çocuk fazla kaptırmıştı.
- Yeterince hayal kurduysanız o sütyenin 95 bedenini getirir misiniz ? Şimdi !
Üslubu fazlasıyla sertti bizim kızın. Ne de olsa bu şeyi zaten bir adam için yapıyordu. Büyük bir rüyadan uyanan çalışan , müthiş bir hızla kaptı geldi sütyeni. Ukala bir şekilde teşekkür eden Defne , aldığı bir sepet iç çamaşırını kasanın önüne yığdı. Alınan çamaşırların kasadan geçmesi, rahat on dakikayı buldu desem abartmış olmazdım.

Bende Senin Devamın VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin