is günüm

5.3K 194 10
                                    

Sabah uyandigimda kafam catliyordu. Dunden sonra uyanamam diye düşünmüştüm ama saat 4.34 de uyanmistim. Bu halime bende sairiyordum. Nasil oluyorda bu saatte uyanabiliyordum. Yataktan zorla kalkıp banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yikayarak aşağıya indim. Dun usengecligimden uzerimi degistirmeden uyumustum. Simdide degistiresim yoktu. Makyaj yaparak mutfakta kendime biseyler hazirladim. Ufak biseyler atistirdiktan sonra dün gece ayagimdan firlatip attığım ayakkabilarimi giydim. Anahtarlari ve telefonumu cuzdanimida alarak boyundan askılı siyah cantama kattim. Bugün geç kalmak istemiyordum. Ne zaman gec gitsem beni kovmakla burun buruna getiriyordu. Hatta bir kere kopmuştu öyle degilmi. Sonunda taksi durağına gelmistim. Aras Holding'e gitmesini söyledim. Evim ve isim arasında o kadar da mesafe yoktu. Ama taksiciler ne kadar uzun giderse o kadar para yaziyordu. Sabah sabak 10 dklik yolu yarim saatte gidiyordum. Telefonumla ilgilenmekten baska bisey yoktu. Pencerden baktigimda ise geldiğimi anladım. Parayi taksiciye vererek dönen kapilara doğru ilerledim. Merdivenleri bugün daha çabuk çıkmıştım. Yüzüne hasret kaldığım patronum odasinda oturuyordu. Kapiyi calarak içeri girdim.
- bakıyorum kapiyi calma alışkanlığı kazanmissin. Ilk gun kapi calna alışkanlığının farklı olduğunu soylemistin. Dedi. Insan bir selam verirdi degil mi. Ama yok hep laf soksa zaten.
- sizede gunaydin barış beycigim. Bugun bakiyorum da baya mutlusunuz. Sabah sabah laf sokmalar filan.
- beycigim..... bunu begendim. Bundan sonra bana böyle hitap edebilirsin. Demişti. Nefesimi sesli birsekilde vererek bugünkü programi barış beye yani Barış beycigime aktarmistim. Bugün olmadigindan daha da enerjiktim. Sanki bütün olanlari unutmuş herşeye bastan baslamistim. Dun hakkinda cok fazla bişey hatırlamıyordum. Sadece sadece... neyse zaten ne olduysa bana iyi geldiği belliydi. Barış beyden izin alarak odama gittim. Cantami birakarak barış beyin verdiği dosyaları gözden gecirdim. Hepsini alfabetik siraya koymak cok zordu. milyonlarca dosya vardı. Belkide o kadar yoktu ama fazlaydi iste. Bugün önemli bir plan yoktu. Bu dosyalari bitirmem nerdeyse iki saatimi almıştı. Barış beyle odalarimjz karsilikli ve tamamen camlarla kapliydi. Arada bir baktığımda gözlerim onun gozleriyle bulusuyordu. İşi gücü birakip adam bildiğin butun gun beni izliyordu. Kızıl saçlı bir asistani daha vardı. Kadin sanki hergün altina bişey giymeyi unutuyordu. Tamam bende kalcamin iki karış altinda giyiyordum ama onun kadar kisa değildi. Bide nedense kalem tutmasini bilmiyordu o kelem gunde yüz kez yere dusuyordu. Kalemi yerden alirken icine giydigi tanga kilotu belli oluyordu. Dolgun goguslere sahipti. Benden 10 yas buyuk olduguna bahse vardim. Ama o daha cok 20lerinde genc kızdı. Hergun sinirimi bozuyordu. Ama onun sayesinde sadece dosyalarina bakip barış beyin ayak islerini yapiyordum. Iki haftanin sonunda nasil kahve içtiğini anca ogrenebilmistim. 34 ml süt 13.3 gr seker ve 30 derece kahvesi. Adam 13.5 gr sekeri bile anliyordu. 28 derecede getirdigim kahvelerin hepsini bana icirtmisti. O hafta zaten fazla kafeinden olecegimi filan düşünmüştüm. Kafami kaldırıp baktığımda hala bana bakiyordu. Bu kadar mi guzeldim ne. Saçlarımı geriye atarak ayağa kalktim. Baris beyin odasina gittim. Bu sefer inadina kapiyi calmamistim. Gülümseyerek bana ve elimdeki dosyya baktı.
- bittimi. Dedi.
- evet bitti.
- hizlisin. Dosyalar bittigine gore seninle biyere gitmem gerek. Önemli bir iş. Diyip goz kirpmisti.
- nereye gidiyoruz. Desemde bana cevap vermemisti. Sorumu tekrar edince bıkkınca bana bakarak
- gidince görürsün. Demişti. Uyuz iste. Ben bosuna dangoz demiyordum. Ayaga kalkip kapiya doğru ilerledi.
- simdimi gidiyoruz. Demistim.
- Evet cantani ve yelefonunu al seni asansorun onunde bekliyorum. Demişti. Yine mi asansör. Bu adam ne zaman anlayacakti asansore binmediğimi. Onun arkasindan çıkarak odama gittim.

Medya kumsal ve barış

YAKISIKLI PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin