Kalemden Kalbe

Kalemden Kalbe - 9 "Ayran-ı Gönül"

Bir gönül düşünün, çalkaladıkça başkasının bardağına bulaşan...

Hergün biri mi, biri ve hergün mü?
Sizce hangisi aşk?
Yeni bir günde, yeni bir kişiyle mi uyanmaktır ? Her gördüğü kişiye tutulan, içinde oluşan küçük bir kıpırdamayı "sevmek" diye yorumlamak mıdır?

Anne - Baba, kardeş gibi başlıca sevgileri unutup, her gidenin arkasından göz yaşı dökmek, en büyük derdi kendinde sanmakmıdır aşk?
"Dizi veya bir filme kapılıp bende aşık olmak istiyorum düşüncesiyle arayışta bulunmakmıdır? "

Bu sayılanları doğrulayan arkadaşlar, tanıdıklar ve başınızı ağrıtan o sosyal medya kullanıcıları...

Yaz aşkı, kış aşkı... Bu kelimelerin oluşmasında rol oynayan insanlardan olmamak en büyük sevinçlerinizden olsun.
" Mevsimlik meyve gibi sezona göre yapılan ilişkiler."

İnanın bu düşünce ve yapıların yanlış olduğunu belirtecek kelimeler bulmakta zorlanıyorum. Fakat bu yanlışlara kapılanlar hatayı fark etmekte nasıl zorlanıyor bir türlü çözüme kavuşturamıyorum.
Hatayı fark edememek mi, yoksa yanlışı doğruya entegre etmek mi onların ki?
Aslında bakarsanız bir çok soru sorulabilir, bir çok yorumda da bulunulabilir. Benim sorularım hikayenin başında yazdıklarım. Yorumum ise; " mevsimlik meyve gibi sezona göre yapılan ilişkiler..."

"Hergün birisi için değil, Birisi için hergün acı çekenlerdenim..."
|g.g.|

Caddelerde dolaşan eli yüzü kir içinde, yüzünden telaşı belli olan bir çocuğun sattığı mendil sonucu "eve ekmek götüreceğim" sevincini yaşamasını da bir "aşk" tır, aşktır ki o aşkların en güzeli...
Bunlara nazaran şöyle bir dönüp baktığınızda; "benimki de dert mi" dediğiniz zaman ışte bilinci yerinde, dünyanın sadece kendi etrafında dönmesini isteyen kişilikten çıkışınızı yapmış, gerçeklerle yüzleşmeye başlamış oluyorsunuz.

#KalemdenKalbe 'nin 9. Bölüm sonu