Kalemden Kalbe

Kalemden Kalbe -3

Söylenilenlerden bir hayli etkilenen genç sokağın hemen köşesinde bulunan bir kafeye girmişti. Oturduğu masa da onu karşılayan bir garsondan çay rica etmiş ve sevgilisini beklemeye başlamıştı. Çayından 2-3 yudum aldıktan sonra beklediği sevgilisi kafenin kapısından içeri girmekteydi oldukça zarif, sarı saçlı, güzel bir fiziğe sahip gözüküyordu. Sarı saçları olan kızın yüzüne baktığımda temiz ve güzel yüzü dikkat çekiyordu ancak sanki o güzelliğin altında yatan bir sinsilik vardı. "-Bana öyle geliyor belkide" diyip onları izlemeye devam ediyordum. Genç, sevgilisine de birşeyler söyledikten sonra karşılıklı oturup muhabbet etmekteydiler. Son derece koyu, yüzlerinde gülüşleri eksik olmadığı konular konuşuyorlardı. Bu kadar herşey güzel giderken genç, kızın kulağına eğilip birşey söylemişti.
Kız da ki tebessüm ifadesi birden yerini kızgın, şaşkın, nefret dolu bir yüz ifadesine bırakmıştı. Çok şaşırmıştım o genç kıza ne demiş olabilirdi ki ?
Kızı bu duruma getiren şeyin ne olduğunu çok merak etmiştim açıkçası sonra birden duraksayıp aklıma o gencin, kirli sakalları olan arkadaşından duyduğu sözler gelmişti. Çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı. Kız nefret dolu bakışlarının ardından kafeden ayrılmıştı. Genç ise söylediğ şey her ne ise çok pişman olmuş gözüküyordu.
Kirli sakallı arkadaşının söylediği laflar aklıma gelmiş onları uygulayabileceğini düşünmüştüm ve anlaşılan ne yazık ki öyleydi. Yaşanan olaylar bunu doğruluyordu.

Kafede son derece pişman olmuş bir şekilde oturan gence az sonra bir telefon gelmişti. Telefonu açıp biraz dinledikten sonra gözyaşları kirpiklerinden aşağıya doğru süzülmeye başlamıştı. Belli ki ayrılık haberini almıştı. İçimden bir yandan kızı tebrik etmiş böyle birisinden kurtulduğu için sevinmiştim. Fakat bir yandan ise bu zamana kadar kalbinin en temiz yeriyle sevip bağlanmış olan bu kişiye üzgünlük duyuyordum. Sevip sevilmeyi hak eden bir ilişki daha sona ermişti. Ben de birden sarı saçlı eli yüzü düzgün olan bu kızın bundan sonra ne yapacağına dair bir merak uyanmıştı. Bir casusluk yapıp onu 1-2 gün takibe almıştım.
Bu günlerde gözlemlediğim kadarıyla sakin hareketsiz günler geçiyordu ta ki gerçeklerle karşılaşana kadar...

O an ki anlatılmayacak, dile gelmeyecek o karışık duygularımı yine bir kez daha buraya da ifade etmekte zorlanıyordum. Temiz güzel yüzünün altında bir sinsilik barındırdığına dair bir teşhiste bulunmuş bunun belki de asılsız olduğuna inanmıştım. Fakat düşüncelerimde yanılmamış, er ya da geç bunun ortaya çıktığını görmüştüm. Gül yüzünün altında adeta sinsi bir yılan yatan bu kızın tam tamına 5 tane sevgilisi olduğunun farkına varmıştım. Bir kafeden bir kafeye, bir parktan diğer bir parka koşuyordu. Her bir durağında kolların altına girmiş her ayrı bir erkek parfümünün kokusunu üzerine sindirmiş oluyordu. Tam anlamıyla ifade etmek gerekirse ağzım açık kalmış bir şekilde yaşanan bu felaketi izlemekteydim. Felaket diyorum zira, bunun bir başka açıklaması da olamazdı.