31

3.3K 101 18
                                    

"Bir büyücü değilim," Sihirbaz çatık kaşlarının altındaki öfkeli gözlerini Jussy'e çevirdi. "Koca evi istediğin semte taşıyamam."

Jussy homurdanarak gözlerini devirdi. "Ne işe yararsınız ki siz?"

Jussy kalçalarını sallayarak Sihirbaz'ın yanından geçerken, onun öfkeli gözleriyse arkasından onu takip ediyordu. "Seni Sibirya'ya göndermeme ne dersin? Yeterince soğuk bira bulabilirsin."

Jussy bir an için dönüp, gözlerini büyüttü. "Ben soğuğu hiç sevmem, yakışıklı." Tek topuğu üzerinde dönüp, bu defa Sihirbaz'ın burnunun dibinde durdu. Bu defa yüzündeki ifade tamamen sinsi ve flörtözdü. "Ama, oldukça sıcak bir geceye hayır demezdim."

Sihirbaz sadece ona bakmakla yetindi. "Cehenneme geçit açamıyor oluşum üzücü öyleyse."

Yüzümdeki gülümsemeyle onları yalnız bıraktım ve odaya geri döndüm. Karnımda hâlâ belli belirsiz bir sızlama olsa da, bu önceden hissettiklerimin yanında elbette hiçbir şeydi.

"Neden ayaktasın?" Shadow'un sert sesi beni ürkütse de, camın önünde elindeki kupadan bir şey yudumlayan bedenine döndüm. Yüzümdeki gülümseme çoktan silinmişti. Aramızda olanlar umrumda bile değildi, yaptığı ihaneti, beni yem olarak kullanmasını unutmamıştım.

Yaralarımı sarması umrumda bile değildi, yaralarımın sebebi bizzat oydu.

"İyi hissediyorum." Sesim mesafeliydi. Bunu fark etmiş olacak ki, kısık bakışları camdan bana döndü. Sessiz kaldı, tavrımın nedenini gayet iyi biliyordu.

"Ah Tanrım," Amora'nın yumuşak sesi ikimizin arasına bir çığ gibi düştü ve o gergin ortamı dağıttı. "Ayaklanmışsın bile." Hızlı adımlarının hedefi bendim, bulanık gözleriyle yaklaştı ama bana mesafe tanıyarak alanımı işgal etmemeyi seçti. "Ben... Çok üzgünüm, Arlien." Samimiyetini ve içtenlikliğini en derinlere kadar hissediyordum. Gözlerim bir an için bizi boş bakışlarla izleyen Shadow'a döndü. Her şeyin asıl sorumlusu oyken, kardeşi üzgün olduğunu söylüyordu. Kendimi toparlayarak ilgimi yeniden Amora'ya çevirdim. "Bilseydim, seni böyle bir tehlikeye atmazdım. Çok üzgünüm." Gözleri kısa bir an için abisinde oyalandı, bakışlarındaki rahatlamayı yakalayabilmiştim. Muhtemelen bir hasar tespit yapmıştı. "Gece sürekli sizi kontrol ettim, çok korktum."

Gözlerindeki kızarıklık dediklerini onaylar nitelikteydi. Gözlerini çevreleyen hafif göz torbaları, uykusuzluğunu ele veriyordu. Ona hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim. "Biliyorum, sorun değil."

"Sorun değil mi?"

Kapının girişinde duran Sihirbaz'ın gür sesi bir an için irkilmeme sebep oldu. Kaşları öyle çok çatılmıştı ki, öfkesi yüzünün her bir kıvrımında hissediliyordu. Bakışlarındaki nefret bana da uğradı. "Ölmek üzereydin ama bu bir sorun değil, öyle mi?"

Arkasından içeri giren Jussy daha fazla hareket etmeden olduğu yerde kaldı. İfadesinde yorgunluk izleri vardı, ve belki biraz da mahcubiyet?

"Hâlâ nefes alıyorum." Shadow'un önünde kalan tekli koltuğa oturdum. Ona bakmamış olsam da bakışlarının bende olduğunu biliyordum. Gözlerimi kapatıp başımı koltuğa dayadım. "Dünya için kötü bir haber olsa da."

"Ar," Jussy'nin sesi temkinliydi. İri mavi gözlerinin üstümde dolandığını biliyordum. "Büyücü haklı, bu ciddi bir sorun." Sesini biraz alçaltarak ekledi. "Seni böyle bok bir plana piyon yaptılar."

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin