Rüyalar Gercek Olsa!

11.5K 806 33
                                    

Yaklaşık 3.5 saat süren seyahatin ardından uçak hava alanına indi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.
En başından beri ikiliye eşlik eden adam önden indi. Murat ve Gül ise ardından ilerledi. Önden ilerleyen adam hava alanı tesislerine girdi. Bekleyen görevlilerle görüştü ve hızla geri geldi. Cebinden çıkardığı poşeti Murat'a uzatarak,
"Tamam abi, işlemleri hallettim. Beni takip edin sizi tesisten çıkarayım ."
Murat tutması için Gül'e elini uzattı ancak Gül bir adım öne geçerek bu teklifi reddettiğini belli etti.
Adam önde,Gül ardında,Murat en arkada çıkışa doğru ilerlediler. Gül muhtemelen doğu illerinden birinde olduklarını düşündü ancak tesislere dikkatlice baktığında fazlaca modern ve lüks geldi. Sonra kafa yormaktan vazgeçti. Zaten o kadar yorgun ve gergindi ki birde bunları düşünerek kendini yormak istemedi.

Alanın dışına çıktıklarında kısa boylu orta yaşlı modern giyimli bir adam onları bekliyordu. Murat hemen öne atıldı ve çok candan bir kucaklaşma ile birbirlerine sarıldılar.
"Ooo Muratcım seni görmek ne kadar güzel"
"Seni görmekte çok güzel Osman abi nasılsın?"
"İyiz çok şükür.Seni bekliyordum. gözüm yollarda kaldı."
"İşlerimi ancak ayarladım derken göz kırparak Gül'ü işaret etti.
Adam Gül'e yöneldi.
" Sizde hoş geldiniz"
Gül fazlaca soğuk bir ses tonuyla,
"Sağolun"
Diyebildi.
Yolculuğun başından beri kendilerine eşlik eden genç adam görevinin bittigini, gitmesi gerektiğini söyleyerek vedalaşıp ayrıldı.

Osman bey ikiliyi arabasına yönlendirdi. Murat ve Osman bey yol boyunca bir şeyler konuşup durdular ancak Gül hiçbirşey anlamadı. Sanki Gül anlamasın diye şifreli konuşuyorlardı. Zaten Gül de onlarla ilgilenmiyor dışarıyı izliyordu. Şehrin içine girince binaların üzerlerinde ki yazılar dikkati çekti. Türkçe değildi,İngilizce de değildi,biraz düşündü Fransızca olma ihtimalinin yüksek olduğu kanaatine vardı. Ne yapıyordu bu adam?Nereye getirmişti Gül'ü. Bir an heyecanlandı. Murat ve Osman beyin konuşmasını öfkeyle böldü.
"Murat neredeyiz?"
Murat bir an durakladı. Ama sakince cevap verdi.
"Paristeyiz canım"
Bağırmak,çağırmak istedi bir an ancak Osman beyin varlığı elini kolunu bağlamıştı.Derin bir nefes verdi ve tekrar sessizliğe gömüldü. Öndeki ikili ise kaldıkları yerden muhabbetlerine devam ettiler.

30 dk'lık bir yolculuktan sonra 4 katlı otantik bir binanın önünde durdular. Osman beyin öncülüğünde içeri girdiler. İyi derecede İngilizce biliyordu Gül ancak Fransızcadan hiç haberdar değildi. Bu nedenle binanın dışındaki ve içindeki yazıları okuyamamıştı.

Binanın içinde ilerleyip resepsiyona benzeyen yerde durdular. Genç bir bayan gülümseyerek karşıladı onları.
Osman bey bayanla birşeyler konuştu ve Murat'a döndü.
"Murat kimlikleriniz, pasaportlarınız ve iki fotoğraf lazım."
Gül şaşkın bir ifade ile sordu,
"Fotografa ne gerek var?Hem benim pasaportum yok ki"
Açıklamayı Osman bey yaptı,
"Burada kanunlar böyle. Otellerde kalan herkesden özelliklede yabancı uyruklulardan pasaport ve resim alıyorlar. Hatta birde imza."

Osman beyin cevabı tatmin ediciydi ancak bir sorun vardı. Pasaportu yoktu. Sahi Havaalanlarında hiçbir engelle karşılaşmadan nasıl geçmişti?

Gül düşünedursun,Murat elini cebine attı.
En başta kendilerine eşlik eden genç adama verdiği, sonrada uçaktan inince geri aldığı poşeti çıkardı. İçinden iki pasaport ikide kimlik çıkardı ve Gül'ün şaşkın bakışları arasında görevli kıza uzattı. Evet ikinci kimlik ve ikinci Pasaport Gül'e aitti. Ardından cüzdanını çıkardı. Önce kendine ait sonra Gül'e ait fotoğrafları tekrar bayana uzattı.
Murat bir kaç gün önce gizlice kimliğini alıp pasaportu çıkarmıştı. Kimliğin üzerindeki resmi tekrar çektirip çoğalmıştı.
Gül tam manası ile çıldırmak üzereydi. Ne zaman almıştı kimliği? Ne zaman pasaport çıkartmıştı? Ya fotograflar?onları nereden bulmuştu? Bu kadar detayı hangi ara hesaplamıştı? Belliki uzun zamandır planladığı ve Gül'e oynamak istediği bir oyundu bu. Murat bu defa gerçekten de fazla ileri gitmişti.

GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin