suizan...

12.2K 755 14
                                    

Öfkeyle bakan Cansu yu gören Murat hemen kolunu Gül'ün omzundan indirdi.Gül de hemen toparlandı.Cansu bütün öfkesiyle haykırmaya başladı,
"Ben orada beyefendiyi bekleyeyim,o burada hizmetçisiyle kırıştırsın.Anlamıştım aranızda birşeyler olduğunu.lanet olsun ikinize de." Diyerek sahil boyunca hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı.Murat hızlıca kalktı ve Cansu'nun arkasından koştu.Bir taraftan da Cansu'yu kendisini dinlemeye ikna etmek için çaba sarfediyordu.
Gül yine yapayalnız kalmış uzaklaşan Murat'a bakıyordu.Biraz önce kimse görmesin diye örtülerin ardına sakladığı genç kızı şimdi hiç düşünmeden yapayalnız ortada bırakıp gitmişti. O da haklıydı bir hizmetçi için sevgilisini üzecek değildi ya.Gözlerine hücum eden yaşları sildi.ancak o kadar çoktu ki elleri yetişemedi silmeye ve sonunda vazgeçip yanağından süzülmelerine izin verdi.hızlıca kalktı.şezlongun altına ittiği elbisesini aldı.üzerine giydi ve hızlıca otelin yolunu tuttu.
Yaklaşık yirmi dakika sonra geri gelen Murat ve Cansu Gül'ü bıraktıkları yerde bulamayınca otele gitmiş olabileceğini düşünerek otele yöneldiler.Cansu biraz mahcup,biraz pişman Nasıl özür dileyecegini düşünürken Murat'ın içinde bir volkan kaynıyordu.Ne demiş,ne yapmışsa Cansu'yu ikna etmeyi başarmıştı ancak kendisini bir türlü ikna edemiyordu.Gül'ü neden yanlız bırakmıştı.muhtemelen çok kırılmıştı.Şimdi nasıl gönlünü alacaktı.Düşünceleriyle boğuşurken otele vardılar.ilk iş Gül'ün odasına bakmak oldu.Ancak kapıyı açan olmadı.Etrafa bakmaya karar verdiler.Biraz otelin etrafında dolaştılar bulamadılar.sonra çiçeklerle süslenmiş minik yoldan arka taraftaki havuza geçtiler.Biraz bakındıktan sonra Cansu'nun işaret ettiği tarafa yönelen Murat nihayet Gül'ü görebilmişti.havuzun 10m kadar uzağına konuşlandırılmış kamelyada oturuyordu.Ancak bir sorun vardı Murat için. Gül yanlız değildi.Karşısında bir adam vardı.Adamın arkası dönük olduğu için tanıyamadı,ancak Gül'ün adama gülümsemesi ve samimi tavırları Murat'ı yine çileden çıkartmıştı. Ama bu defa sakin olmaya kararlıydı.Bir daha Gül'ü buralara getirmemeye yemin ederek yavaş adımlarla ilerlediler.Kamelyaya yaklaşınca adamın sesi tanıdık geldi Murat'a. Selam verdi. Gül selamı almazken arkasını dönen genç adamın Hasan olduğunu fark etti. Sanki içinden bir parça kopmuş gibi hissetti. Hasan'ın Gül'e karşı hislerini önceden bildiği için şimdi burada olması fazlasıyla canını sıkmıştı ama hiç açık vermeden konuşmaya başladı. İyi rol yapıyordu.Nede olsa televizyoncuydu.
"Ooo Hasan seni buralarda görmek ne güzel kardeşim,ben seni yurt dışında sanıyordum."
Ayağa kalkan Hasan Murat'a sarılırken,
"Evet Muratcım yeni döndüm,burada olduğunuzu öğrenince de atladım geldim."
"İyi yaptın yaaa"derken Murat göz ucuyla Gül'ü kontrol etti.Tamam üzerinde elbise vardı.İçi rahatladı.
Murat ve Cansu da masaya oturdular. Murat Gül'ün yanına,Hasan'ın tam karşısına oturdu. Cansu da Hasan'ın yanına Gül'ün tam karşısına oturdu.
"Eee abi anlat bakalım nasılsın, nasıl geçiyor seminerler,bizimle çok kalacak mısın?
" Yok abi çok kalmayacağım yarın akşam dönmem lazım bir öğrenciyle tekrar yurt dışı seyatim var. Hem biraz kafa dinlemek istedim,hem sizleri görmek istedim."Hasan konuşurken gözlerini özellikle Murat'ın gözlerine odaklıyordu. Murat da biraz düşünceli biraz canı sıkkın göz ucuyla yandan yandan Gül'ü takip ediyor,Gül ise moral bozukluğunu saklamaya çalışırken etrafı seyrediyordu.Cansu ise her zamanki ukala,umursamaz tavrı ile mahcubiyetini kapatmaya çalışıyordu.
"Eee sizler nasılsınız?Gül le biraz muhabbet ettik. Sevmiş burayı, gayet iyi,keyfi yerinde."
"Valla bizde aynı abi, güneş deniz,iş stresi yok,tatilin tadını çıkarıyoruz."
Hiç konuşmayan iki bayan birbirleriyle gözgöze gelmemek için farklı yönlere bakıyorlardı.
İki genç ve yakışıklı adam bir müddet muhabbet ettiler.esen soğuk rüzgarların kokusunu alan Hasan Gül'ü daha fazla orada tutmak istemedi.
"Murat ben bugün çok yoruldum. Odama gidip bi duş alıp biraz dinlenmek istiyorum." diyerek ayağa kalktı.
Murat biraz rahatladı. Hasan uzaklaşırsa Gül le konuşabilecekti.
"Tabi Hasan sen dinlen yine görüşürüz."
Hasan Gül'e döndü,
"Doktor hanım bana eşlik eder misiniz? Buralarda yabancıyım da
Odamı bulamayabilirim."
Hasan'ın gülümsemesine karşılık veren Gül,hemen ayağa kalktı.
"Benim için şereftir"
Diyerek Hasan'ın yanındaki yerini aldı. Görüşmek dileğiyle ayrılıp uzaklaşmaya başladılar.Bir kaç adım sonra Gül Hasan'ın koluna girdi birşeyler konuştukları hareketlerinden belli olan ikili yavaş adımlarla uzaklaşıp gözden kayboldular. Murat bütün kanının çekildiğini hissetti. Neydi şimdi bu samimiyet. Aralarında birşey mi vardı,neden Gül'ü götürdü. sorular beynini kemiriyor oturduğu sandalyede sabit kalabilmek için olağanüstü bir çaba sarfediyordu.
Cansu ise Murat'ın ne tepki vereceğini sabırla bekliyor,tek kelime etmiyordu.Neden sonra konuşmaya karar verdi.
"Aşkım tekrar özür dilerim, ben Gül'ün bu kadar yılışık olduğunu bilmiyordum.Meğer herkese böyle davranıyormuş.Görmedim mi nasılsa yapıştı Hasan'ın koluna, uzaktan bakan sevgili zanneder."
Kasıtlı söylediği sözlerin Murat'ta ne etki yaratacağını merak ediyordu.Ancak Murat renk vermedi.
"Daha öncede söyledim sana Gül bizim yanımızda büyüdü,ben ve Hasan onun abisi gibiyiz.bu yüzden samimi davranıyor,yılışıklıktan değil."
Murat'ın ciddiyetini anlayan Cansu,ne olursa olsun Murat'ı kaybetmek istemiyordu. Hemen mevzuu değiştirip kafaları dağıtmak istedi.
"Aşkım hadi odamıza gidelim, çok yorulduk akşam yemeğine kadar dinleniriz,ne dersin?"
İtiraz etmedi Murat,içinde kopan fırtınalara inat sessizce kalktı ve birlikte odalarının yolunu tuttular.
...

Cansu'nun uyduğundan emin olunca sessizce kalktı oturduğu koltuktan.yaklaşık bir buçuk saat geçmişti ama Murat'a on yıl gibi gelmişti bu zaman.usulca odadan çıktı.akşam yemeğine kadar beklemek artık imkânsızdı.Ne kadar kızsa da kendine ne kadar mücadele etsede dayanamıyordu bu duruma.İstanbul da hiç böyle hissetmemisti.Ama zaten her gün geliyor görüyordu Gül'ü. Birlikte akşam yemeklerini yiyor,tatlı tatlı muhabbet ediyor,kahvelerini yudumluyorlardı. Sonra yine dışarı çıkmak isterse çıkıyordu Murat. Ama mutlaka görüyordu Gül'ü. Onu görünce günün bütün yorgunluğunu atıyordu sanki. Birde fakültede kadavralarla
yaşadıkları maceraları anlatınca daha bir sevimli oluyordu Gül. Şimdi ise elinden kayıp gidecekmis te bir daha göremeyecekmiş gibi hissediyordu.Aşağı indi.Gül'ün odasının önüne geldi.Kapıyı çaldı. Açan olmadı.Tam üç kez tekrarladı ancak yine ses çıkmadı.Telefonu eline aldı tuşlara bastı tam arayacaktır ki kapı açıldı.Gül başındaki havluyla karşıladı Murat'ı.Murat'ın başından aşağı kaynar sular dökülmüsçesine kıpkırmızı olan suratıyla ve kısılan sesiyle ancak,
"Napıyosun?"diyebildi.
Kırgınlığı devam eden Gül yarımağız,
" birşey yapmıyorum"
"Biraz konuşalım diyecektim ama galiba müsait değilsin"
"Yook,müsaitim gelebilirsin,bende seninle konuşmak istiyordum."derken başındaki havluyu çıkarıp sandalyeye astı.
Aldığı cevaba fazlasıyla şaşıran Murat,biraz tedirgin,biraz gergin içeri girdi.etrafa bakındı,Hasan'ı görmeyince kendinden utandı.Nasıl böyle birşey düşünmüştü.Aralarında böyle bir münasebet olmayacağını gayet iyi biliyordu.Nasıl şüphelenmisti Gül'den. İçinden kendine küfürler savururken koltuğun üstündeki bavul dikkatini çekti.
"Gül hayırdır bu ne?"
"Bavulum.Bende bu konuyu konuşacaktım.yarın Hasan'la birlikte İstanbul'a gidiyorum."
"Ne?"
"Ne dedigimi duydun"
"Hiç bir yere gitmiyorsun"
"Sende sevgilinle rahat rahat tatilini tamamla"
"Gül saçmalamayı kes,birlikte geldik,birlikte gideceğiz."
" bugün olanları biliyosun,artık burada kalmak istemiyorum"
Murat derin bir nefes aldı.iki adımda yaklaştı ve Gül'ün karşısında durdu.Derin derin baktı genç kıza.Önce ardı görünmeyen uçurum gibi kapkaranlık gözlerine,sonra simsiyah saçlarına,sonra bembeyaz tenine nakış gibi işlenmiş kapkara kaşlarına.Ardından kapadı gözlerini,bu güzelliğin ardındaki yüregine baktı.kendinden daha güzel bir yürekti Gül'ün taşıdığı. Biraz daha sakindi şimdi.Gül'ü ikna edebilmek ümidiyle konuştu.
"Ya sen Cansu ya bakma,her zamanki zırvalıkları işte.hem pişman oldu.Özür dilemek için geldi de Hasanı görünce mevzuyu açmak istemedi.Sen ona aldırma,tatilimizi yapalım birlikte gideriz,daha gezecek çok yerimiz var."
Dediği sırada banyodan gelen sesle olduğu yere çivilendi.
gözleri karardı,başı döndü.zira banyodan gelen ses Hasan'ın sesiydi.
"Gül kiminle konuşuyorsun?"

GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin