"Şimdi sana sormam gereken tonla soru var Rüzgar."

"Sor bakalım güzelim benim hakkımda ne öğrenmek istiyorsun?"

Dudaklarımı büzüp düşünmeye başladım. Gerçekten ne öğrenmek istiyordum. Şuana kadar tanıdığım Demirel'i değil Rüzgarı tanımak istiyordum.

"Şuan Kuzgunun yanında ne diye duruyorsun?"

"Sağ kolu."

Hemen diğer soruma geçtim.

"Sana sağ kolu yapacak kadar güveniyor yani?"

"Elbette hayır hala birgün onu öldüreceğimi biliyor."

Kaş'larımı çatıp ona baktım. Evet kaşlarımı çatmam için bir sebep yoktu sadece yapmak istedim. Bir yandanda yan profilden onun her santimini izledim. Kaşlarının hafif çıkıntısı, göz çukuru, mükemmel şekilli burnu her santimini aklıma yazmak için inceledim. Tabi bi yandan da sorularımı eksik etmedim.

"Onu hala öldürmek istiyor musun ? Sonuçta annen yaşıyor."

"Onu hala öldüreceğim Miray. Sana yaptıklarından, anneme yaptıklarından dolayı ölmeli."

"Annen şuan nerede? "

"Şuan hastane de biraz hasta."

Vücudumu da ona çevirip kafamı koltuğa yasladım.

"Peki şuan seni nerede biliyor?"

"Kuzgun beni Amerika uçağında sanıyor. O iş tamamen bende hiç şüphelenmeyecek. Annem ise seni tanıyor."

"Nasıl tanıyor? Anlattın mı? Ne dedin?"

"Bir kız var başıma bela oldu peşimi bırakmıyor. Tam bir tatlı bela."

"Ya Cidde'n böyle mi dedin? İnanmıyorum sana."

Gülümseyince dudağının kenarında ki kırışıklığı izleyip bende gülümsedim.

"Doğruyu söyle!"

"Orası bana kalsın."

Ne kadar öğrenmek istesemde üstüne gitmedim. Konuyu değiştirip bu gün ne yapacağımızı sordum. Yine yarım yamalak cevap verince suratımı asıp yolu izledim.

"Sen ne yapmak istersin?"

Sorusunu ciddiye almayıp cevap vermedim. Fakat o bu durumu eğlenceli bulmuş gibi gülüyordu.

"Konuşmayacak mısın?"

"Konuşsam da pek umrunda değil gibi!"

Üstüne basa basa ve ciddiyetle söylediğim cümleye yarım ağız gülümseyince sinirlerimin daha alt üst olduğunu hissettim.

"Bak Demirel..."

"Demirel yok!"

Uyarısıyla yarım kalan cümleme devam ettim.

"Tamam Rüzgar. Seni kaç aydır görmedim. O kadar özledim ki bazen benimle konuşan insanların iyi olmam için konuşurken ne demek istediklerini anlamıyordum. O zaman anladım ki sensiz ne kalbim ne de aklım var. Ve sana kavuştum ama sevdiğim adam eskisinden daha odun bir şekilde karşımda."

Başını sallamakla yetinince gözlerimin dolduğunu hissettim. Başımı onu göremeyecek bir şekilde yola çevirip etrafımı izledim.

********

"Miray."

Omzumda hissettiğim bir elle gözlerimi açtım. Rüzgarın gülümseyen yüzüyle karşılaşınca istemsizce gülümsedim.

"Yine uyuyakaldım."

"Evet uykucu yine uyudun."

"Sanırım en son sohbetin beni sıkmıştı."

"Hadi inelim."

Rüzgar kapısını açıp çıkınca bende hemen kemerimi çözüp kendimi arabadan dışarı attım. Gördüğüm manzara ile ağzım hemen vaow şeklini aldı. Bir konteynır evin dışı rengarenk boyanmıştı. Ve çeşitli süslerle boyanmıştı. Önünde ise iki tane sallanan sandalye vardı.

Mest olmuş bir şekilde ışıklarla aydınlatılmış eve doğru ilerlerken RüZgarın elini elimde hissedince ona döndüm.

"Bunu ne zamandır planlıyordun?"

Diğer elimide tutup beni tamamen kendine çevirdi.

"Seni aklımdan aramayacağımı düşündüğümden beri yani seni yaralı bir şekilde bıraktıktan iki gün sonra."

Nazik bir şekilde gülümseyip ona iyice yaklaştım ve elimi boynuna doladım.

"Beni izliyordun demi?"

"Her dakika ne yaptığını biliyordum. Bu arada o Kenan ahmağının sana o şekilde bakmasına deli oluyorum."

O da elini belime koyup beni kendine çekip bedenlerimizi birleştirdi.

"Nasıl bakıyormuş?"

"Seni benden alabilirmiş gibi bakıyor ama seni bu kadar koruması beni rahatlatıyordu."

Gözlerimi gözlerine diktim. Kenan'a bir kez bile olsun o gözle bakmadım. Sadece Armi ve Hazal kendi hayatları ile meşgul olurken sadece benimle ilgilenen biri olması beni huzurlu hissettirmişti.

"Rüzgar..."

"Söyle aşkım."

Nefesini yüzüme verince gözlerimi kapattım.

"Ben senin olmak istiyorum."

"Sen zaten benimsin Mirayım."

Gözlerimi açıp bana alev alev bakan gözlerinin derinliklerine bakıp iç geçirdim. Verdiğim karar beni çok etkileyecek bir karardı ama ben başından beri kendimi sadece Rüzgara bırakacağıma yemin etmiştim.

"Hayır yanlış anladın. Ben bu gece herşeyimle senin olmak istiyorum. Sanırım artık buna izin verebilirim."

Gülümseyerek söylediğim cümle onda şok etkisi yaratsada ilk adımı ben atıp dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdım.

İşte sonunda ait olduğum yerdeydim. Hayatımın aşkının kollarında , dudağında , aklında , nefesinde...

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα