22.Bölüm-Ateş

77.2K 4.4K 761
                                    

NazlcanPehlivan ve kinvenefret adlı kullanıcılara ithafen❤

Fındıklı kurabiyeler aşkına!

Bu mesajda neydi böyle? Tabii o sırada ben mesaja aval aval bakarken, Bora Bey beklemekten sıkılmış olacak ki, hafif öksürünce kafamı zorla telefon ekranından kaldırıp, Bora Bey'e yöneldim.

"Bir sorun yok Öykü Hanım, sizde bir sorun var mı?" diyerek elimdeki telefonu işaret etti.

"Ah hayır hayır!" dedim ama evet kesinlikle bir sorun vardı!

"İçeri girebilir miyim?"

"İçeri? He, içeri evet tabii ki." diyerek kenara çekildim. Hayır yani, Bora Bey'in karşımda duran somut varlığına mı şok olayım yoksa aldığım mesaja mı? Bende insanım sonuçta!

Bora Bey ayakkabılarını bile çıkarmaya tenezzül etmeyip salonun ortasında durarak önce salonu-azcık dağınık olan salonu- inceledi sonra da bakışları şu üstümden çıkaramadığım köpekli pijamama doğru kaydı. Şu iş bir bitsin, kendime en güzelinden bir gecelik almayı kafama not ettim.

"Evin güzelmiş." dedi, en sevdiğim pembe-yeşil koltuğuma otururken.

Zorla "Teşekkür ederim." diye mırıldandım zira, içimde ki Bora Bey niye geldi ve koltuğumda oturuyor sorusunu bir türlü bastıramıyordum, he birde şu mesaj tabi! Beynim birazdan hata sinyali verip kendini kapatmasa iyi ederdi çünkü bu gece gerçekten ihtiyacım olacaktı. Her zaman ihtiyacım olacaktı da işte... Yine sapıttın sen Öykü, konuya dön bir istersen!

"Şimdi gecenin bu saatinde sana niye uğradığımı merak ediyor olmalısın." dedi gizemli bir şekilde gülerken. Tabii ki ediyorum, manyak mısınız Bora Bey? Diyemeyeceğim için, "Kötü bir şey yoktur umarım!" diyerek şöminenin karşısına kuruldum. Hiii, şömine! Şömine demek Gizemli Erkek Avcısı'nın kitabının lönk diye salonun ortasında duruyor olması demekti!

Ben o kitabımı nasıl yok edeceğimi düşünürken, Bora Bey konuşmaya başladı.

"Hayır, sadece şirketimin en umut vaat eden çalışanını ziyaret etmek istedim." dedi.

Vay be Gizemli Erkek Avcısı! diyerek önce gururla sonra tekrar korkuyla kitaba baktım. O kitabı şuan Bora Bey'in görmemesi için yiyebilirdim bile malum, zaten iki ay öncesine kadar dünyaları yemiş bir insandım...

"Teşekkür ederim." diyerek huzursuzca yerimde kıpırdandım. Bora Bey'in hem kitabı görmemesi için hemde şu telefonuma gelen mesaj sebebiyle hemen buradan ayrılması en doğru karar olacaktı.

Bora Bey dikkatle yüzüme bakarken, "Pardon." diyerek tekrar telefonda ki mesajı okudum.

-Gel. Tolga

Gel de ne demekti? Daha önemlisi neden gelmemi istiyordu? Ayrıca, emir cümlelerinden hiç hoşlanmazdım.

-Neden?

Mesajımı hızlıca yollayarak tüm dikkatimi Bora Bey'e çevirmeye çalıştım. Lanet olsun! Dikkatimi dağıtacak çok fazla etmen vardı!

"Üşümüyor musun sen bu evde?" dedi şömineye göz ucuyla bakarak.

"Yok, hiç üşümüyorum." dedim. Zaten az sonra herhalde heyecandan bayılacaktım. Yaaa o kitabı görürse, rezil olurdum ben!

"Çok başarılı sevgili çalışanımın üşüyüp, hasta olmasını istemem doğrusu.." diyerek ayağa kalktı ve şömineye doğru yöneldi.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıWhere stories live. Discover now