Sırıtıyorum dimi ben :)

27.2K 957 26
                                    

Arya

sanki buna ihtiyacı varmış gibi kafasını alazın boyun girintisine gömdü. Birkaç dakika arya ağladı ve alaz ağa ona sarıldı. Ardından arya sanki en büyük günahı işlemişçesine utandı ve kendisini geri çekti. Alaz ağa kollarında ki boşluk ile beraber büyük bir çöküntüye uğrasa da belli etmedi. Arya hemen gözlerini silip alaz ağaya döndü.

"kusura bakmayın böyle bir terbiyesizlik yapmak istemezdim." Dedi. Alaz ağa bir kez daha hayran kaldı genç kıza. Arya hiç tanımadığı bir adamın kollarında birkaç dakika göz yaşı dökmeyi terbiyesizlik saymıştı. Oysa aryanın yerinde başka bir kız olsa bu durumu çok daha farklı anlamlara yorabilirdi. Alaz kendi düşüncelerinden kurtulup aryaya baktı

"terbiyesizlik mi sakın böyle düşünme. Seni anlayabiliyorum inciye değer veriyorsun. Ama artık üzülme o artık benimde kardeşim ve emin ol Baran'da onu mutlu edebilmek için elinden geleni yapacaktır. Korkmana endişelenme gerek yok tamam mı?"

Arya duyduğu sözler ile biraz da olsa rahatladı. Gerçi zaten biliyordu baranın inciyi üzmeyeceğini fakat yine de korkuyordu işte. Alaza başıyla onay verdikten sonra tekrar kınanın olduğu eve geldiler. Kapının girişinde inciyi göremeyen arya nereye gideceğini şaşırdı bir an. Ardından alaz beline elini koyarak aryayı yönlendirmeye başladı. Arya bu küçük dokunuşun farkında bile değildi fakat alaz terlemeye başlamıştı. Etkilenmişti hem de fazlasıyla. Büyük kalabalığın ortasından geçerken her kesin gözü yine arya ve alaz ikilisindeydi. Baran abisinin aryaya olan hallerine ve hareketlerine çok şaşırıyordu. Çünkü abisi yani Alaz Atahan zor bir adamdı. En az babası kadar. Çok gülmez, çok konuşmaz, otorite sahibi, daima doğru kararlar veren başarılı bir adam. Abisinin bu zamana kadar hiçbir kadına bu denli yakın davrandığını görmemişti. Abisi ve arya yanlarına gelince kendi düşüncelerinden sıyrıldı hemen. Birkaç dakika daha incinin yanında durduktan sonra kendi evlerine dönmeye karar verdiler. Baran inciye onu sevdiğine dair sözler fısıldadı. Alaz ise aryaya tanıştıkları için çok memnun olduğunu söyledi. Daha sonra her iki genç adamda oradan ayrıldı.

Birkaç saatin ardından iki konaktaki eğlencede bitmişti. Her kez evlerine dağılmıştı. Baran kızları kendi evlerine bırakmak için gitmişti. Çalışanlar ise üst katı topluyordu. Alaz ise ikinci kattaki terasta bulunan koltuğa uzanmış gökyüzüne bakıyordu. Aryayı düşünüyordu. Gökyüzüne aryanın suretini çiziyordu. Yıldızlar bir anda onun o güzel gece karası gözlerini, muhteşem gamzelerini oluşturuyordu. Unutmak için başka şeyler düşünmeye başlıyordu örneğin işleri ama işin ucu bir şekilde yine aryaya çıkıyordu. Alaz kendine şaşırıyordu. Bu zamana kadar etrafında aryadan daha dikkat çekici kadınlar görmüştü ama hiç biri kendisinde böyle etkiler bırakmamıştı. Sıkıntıyla bir of çekip sol elini başının altına götürdü diğer eli de karnında boşta duruyordu. Babası Halit bey odasına çıkarken oğlunu görmüştü. Hatta bir iki kere seslenmişti fakat Alaz onu duymamıştı. 'Hayırdır inşallah' deyip odaya çıktı. Ardından Behiye hanımı çağırdı. Behiye hanımda odasına çıkınca Halit bey başladı sorguya.

"Behiye bu oğlanın nesi var böyle?"

Behiye hanım hangisinden bahsettiğini bilmediği için

"hangi oğlanın?" diye sordu.

Halit ağa gayet sakin bir şekilde

"Alazın Behiye Alazın. Az önce iki kere seslendim duymadı beni. Zaten kınadan geldikten sonrada çok dalgındı. Bir şey mi oldu kınada?"

Behiye hanım "yok Halit kına gayet güzel geçti. Bir sorun yoktu."

Halit ağa "emin misin? Behiye" diye tekrarladı. Behiye hanım kınada olanları hatırladı ve

Zor Adamlar İmkansızı Sever #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin