Sırıtıyorum dimi ben :)

En başından başla
                                    

"ah tabi ya"

Halit ağa " Behiye ne oldu söylesene?"

Diye endişeyle sordu. Halit ağa sert görünümlü olsa da oğulları için karısı için canını bile verirdi. Pek göstermese de sevgisini hepsi için tek tek endişelenirdi. Şimdi de ilk göz ağrı, aslanı Alaz için endişeleniyordu.

Behiye hanım gülümseyerek "incinin arkadaşı Arya var ya hani?"

Halit ağa "evet ne olmuş ona?"

Behiye hanım "işte kınada onunla pek bir samimiydi. Konuştular falan hatta bir ara beraber dışarı çıktılar."

Halit ağa şaşkın şaşkın Behiye hanıma bakıyordu. Halit ağa bile inanamıyordu çünkü oğlunun bir kızla yakından ilgilendiğine. Hemen Behiye hanıma sordu

"nasıl samimiydi gönlü mü varmış kıza?"

Behiye hanım "bende pek bir şey bilmiyorum sadece olanları söyledim. Belki kızı düşünüyordur o yüzden dalgındır" dedi. Halit ağa aşağı oğlunun yanına indi. Oğlu birkaç dakika önce bıraktığı gibiydi. Oğlunun yanına gitti başında dikilmeye başladı. Birkaç kez seslendi Alaz yine duymadı. En sonunda aklındaki şeytana uyup Alazın dikkatini çekebileceği bir ses tonu ile

"Aaa arya kızım sen mi geldin?" dedi. Alaz Arya adını duyar duymaz hemen ayağa kalktı etrafına bakındı. Halit ağa olanı biteni az çok anlamıştı. Alaz babasının burada olduğunu görünce garip hallerine bir sorun verdi.Zaten ortalıkta aryada yoktu belli ki oda baran gibi babasının gazabına maruz kalmıştı. Sesini normalle indirerek

"Baba sen burada mıydın? Dedi. Halit ağa gülmemek için kendini zor tutuyordu. Oğlunun kalktığı yere oturdu ve sağ tarafındaki boşluğa elini vurdu. Alaz babasını ikiletmeden yanına oturdu. Halit ağa başını gökyüzüne kaldırdı. Sessizce gökyüzüne bakmaya başladı. Alaz babasının hallerine bir anlam veremiyordu.

Alaz "baba bir şey mi var niye gökyüzüne bakıyorsun?" dedi. Halit ağa kafasını indirmeden konuştu

"sen niye bakıyordun?" dedi.

Alaz "ben öylesine bakıyordum" dedi.

Halit ağa "yalan söyleme bana evlat. Sana bin kere bağırıp sesimi duyuramamamın sebebi her zaman ki gökyüzü ve birkaç yıldız olamaz." Dedi. Alaz babasına ne cevap vereceğini şaşırmıştı. 'baba o gökyüzünde aklımdan bir türlü gitmeyen kızın suretini görüyorum o yüzden bakıyorum diyemezdi ya'.

Halit ağa "söyle bana Alaz kimi görüyorsun gökyüzüne bakınca? Dedi. Aklını okumuştu sanki. Sustu bu konular babayla konuşulmazdı ki hem. Halit ağa cevap ver dercesine baktı oğlunun yüzüne. Alaz tedirgince cevap verdi.

"aklımdan bir türlü çıkmayan bir suret var gökyüzüne bakınca onu görüyorum" dedi. Üstü kapalı anlatmaya çalıştı ama Halit ağa gönül meselesi olduğunu anlamıştı. Oğluna

"gökyüzünde hayaliyle uğraşacağına yanına gidip gerçeğine baksana" dedi.

Alaz "bakamam baba. Şimdilik hayaliyle yetinmem lazım henüz gerçeğine bakmak için çok erken" dedi.

Halit ağa "sen bilirsin yine de ben acele et derim. Biliyorsun burası Mardin sen doğru zamanı beklerken o çok zamansız bir zamanda başkasına gidebilir" dedi. Halit ağa oğlunun yüreğine düşürmüştü işte endişe tohumlarını. Haklıydı ya gönlü başkasına kayarsa ya da zaten gönlü başkasına kaymışsa. Sıkıntıyla bir kez daha ofladı. Halit ağa elini oğlunun omzuna koydu

"oflama hemen öyle. Henüz hiçbir şey kaybetmiş değilsin."

Alaz "peki baba ya o çoktan zamansız bir zamanda başkasına gitmişse o zaman ne yaparım?"

Zor Adamlar İmkansızı Sever #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin