1

3.4K 260 37
                                    

"Jinyoung!" 

"Jiiinyouung!" 

"Ne var Mark?" 

Mark'ın bağırışlarına dayanamayan Jinyoung hiçte kibar olmayan bir şekilde bağırmıştı. Ona bağırmak istemiyordu. Ama siniri tepesindeydi ve işin içinden çıkamıyordu. Uykusu gelmiş, üstüne üstlük acıkmıştı. 

Hala Mark'ın nasıl bu kadar enerjik kaldığına anlam veremiyordu. Onlara son anda söylenen çekmeleri gereken bir video vardı. 

Yaklaşık 50 dakika sonra, Jaebum videoyu kapatınca yere savruldu Junior.  Gerçek anlamda çok yorulmuştu. 

1 saatlik videoyu 15 dakikaya çevireceklerdi. Jinyoung, bütün emeğinin gittiğini düşünüyordu. 

Masadan yiyebileceği bir şey aradı. Jackson ile Mark'ın bir paket pirinç kekini paylaştığını fark etti. Belki aralarına girip 3. parçayı da alabilirdi. 

Ama yapmadı. 

Mark'ın yemesini tercih etti. Hastalanmasını yada aç kalmasını istemezdi. 

Üstüne kazağını geçirip koltuğa yayıldı. Yanına gelen BamBam şarkı söyleyip rahatsız etmeye başlayınca Jinyoung başı patlayacakmış gibi hissetti. 

"O kadar egzersiz ve alıştırmadan sonra bana böyle mi davranıyorsun?" diye çıkıştı. 

Jinyoung kendini iyi hissetmiyordu. Zor durumdaydı. Klimalar her zaman açık olduğundan üşümüştü. 

Saatler sonra Yugyeom'un getirdiği tuzlu krakerlerle geçinmek zorunda kalmıştı. Üst üste aynı şarkıda dans etmişlerdi. Sahne için en iyisini yapmalıydılar.

Gitme vakti geldiğinde hepsi bitkin durumdaydılar. Koca arabaya tek tek bindiler. Yanına oturan Mark, Jinyoung'un gülümsemesine sebep olmuştu. 

Üstündeki yorgunluk kalkmıştı. 

İçindeki kötü his geçmişti.

Başını Mark'ın omzuna yaslayıp uzun yolu  izledi.



complicated →markjinWhere stories live. Discover now