TUTKUNUN BEDELİ 12 BÖLÜM

8.9K 128 6
                                    

  ARKADAŞLAR BİLİYORUM UZUN SÜREDİR YENİ
BÖLÜM YOK AMA MALESEF BAZI SORUNLARIM
VAR BU NEDENDE VE HER HAFTA BÖLÜMM
GELİRMİ ONUDA BİLMİYORUM ÜZGÜNÜM
TUTKUNUN BEDELİ
12 BÖLÜM
"Seninle seviştiğim zaman ben Jamie yüzüne nasıl nasıl bakarım. Onunla nasıl evlenirim. Suçluluk
duygusuyla nasıl onun çocuklarını doğururum diye inledi.
Bunun ne önemi var ki nasılsa bunu sormaz. Eğer seni gerçekten seviyorsa bunu sana sormaz.
"Neden hala anlamıyorsun."
Bunu bu kadar büyütme. Ayrıca Jamie eğer seni seviyorsa bunu önemsemez. Eğer benim kadınım
olsaydın. Seni çok sevseydim bunu
önemsemezdim.
Peki Jamie seninle evlendiğinde bakir mi? olacak bunu hiç düşündün mü?
Benimle bir gece yaşadığın seks sana bir dünya şey kazandıracak bunu düşün.
"Eloise" genç adam o kadar ciddi bir tonla ismini söylemişti ki! Kaşların çatılmıştı. Uzanıp genç
kızın elini tutmuştu bile Eloise elektrik çarpmış gibi irkildi. Ama elini geri çekmedi.
Sana borcunuzun ve daha fazlası para versem birkaç gece... dayanılmayacak biri miyim?" bu
kadar mı iğreniyorsun dokunuşlarımdan diye
sordu.
Uzandı ve yanağını elleri arasına aldı. Elleriyle
yanaklarını okşadı. Eloise bu bakışlardan
korkmaya başladı.
Genç adamın dokunuşlarından kaçmaya çalıştı.
Samuel bunun farkına hemen varıp ellerini geri
çekti.
"Tamam sana bir gün süre veriyorum eğer kabul
ediyorsan gece yarısı buraya gel."
Ben sana her çözümü sundum. Bunu kabul edip
etmemek senin elinde. Ya kardeşinle sadece
unvanlarınızla sokakta kalırsınız.
Yada benimle geçireceğin güzel bir geceden
sonra hayatına tekrar devam edersininiz?
Ben yeterince size karşı cömertlik gösterdim.
Eğer bu gece buraya gelmeseydin. Seni hiç
görmeyecektim böyle şeyler olmayacaktı. Ama
kader seni benim karşıma çıkardı.
Bu sizin için çok iyi bir kader bence ben ilk defa
bir kadını bu kadar şehvetle istiyorum.
Eloise,nın ela gözleri titriyordu. Korkuyordu
ağlamak istiyordu saatlerce hiç durmadan ama
şimdi değil.
Hemen kendini toparladı. Bir çıkış yolunu
bulacaktı. Jamie birkaç hafta içinde gelecekti.
Gerekirse ondan alırdı.
Çözüm yolu bulmanın heyecanıyla "seninle
sevişeceğime ölürüm daha iyi." Beklemene gerek
yok yarın buraya gelmeyeceğim.
Cevabım sana bu ben istemiyorum. Kardeşim için
bile olsa senin gibi bir erkekle birlikte olmam.
"Kardeşimi çok seviyorum ama onun için bile
kendimi feda edemem."
Jamie gelecek birkaç haftaya bir çözüm yolu
buluruz.
"Ben sana teklifi söyledim kabul edip etmemek
sana kalmış"
O kadar konuşmadan sonra kendisine böyle
normal davranması Eloise,nın aklını karıştırıyordu.
Az önce onunla ateşli dakikalar yaşayan o
değilmiş gibi. Hala o dakikaları yaşıyor gibiydi.
Dudaklarını dişlemeye başladı. Dudaklarında onun
tadını hissetmek onu şaşırtmıştı. Yutkundu.
Samuel,in gülümseyen gözleri hala üzerindeydi
bunu fark ediyordu. Bu yüzden içi öfkeyle
doluyordu.
"Tamam ben artık gideyim bana önerebileceğiniz
daha ahlaksız bir teklif yoksa ben gideyim dedi.
Adam hafifçe gülümsedi. Beni kışkırtma yoksa
cevabını beklemeden seninle hemen şimdi
sabaha kadar seninle sevişirim. Ve bunu kimsede
engelleyemez. Bunu sen bile önleyemezsin az
önce kollarımda neredeyse eriyecektin.
"Ve şu anda zaten uyarılmış bir vaziyeteyim
inatçı keçi."
Ben inatçı değilim. Sadece bunları kocamla
yapmak istiyorum. Çocuklarımın babası olacak
kişiyle. Ve bu kişi siz olmayacağınız için hiçbir
zaman olmayacak.
Seninle bir daha görüşmeyeceğim. Cevabımı
verdim bile sana boşuna bekleme.
Ben beklemeyeceğim sen kendi isteğinle kabul
edeceksin. Bu asla olmayacak. Ben hediyemi
sevdiğim erkeğe vereceğim. Bu kişi sen
olmayacaksın. Seni sevmek bir yana senden
nefret ediyorum...
Demek benden nefret ediyordun. İyi en azında
bunu hissediyorsun. Ama yakında bu duygunu
değiştireceğim. Benimle olduğun zaman bana
aşık olacaksın bundan eminim.
"yatağıma giren kadınların geneleli bana aşık
olmuştur."
Yavaşça eğilerek Eloise,nın kulağının dibine girdi.
Ve yavaşça fısıltıyla konuşmaya başladı. "Sana
kısa bir bilgi vereyim mi?"
Birkaç ay önce IV Birmingham Düşesi Emily Clark
sırf benimle birlikte olmak için eşinden kaçtı. Ve
buraya geldi. Düşün bak evli ve çocuğu var. Ama
bana aşık. Ve zavallı çocuğunu hiç onu
düşünmedi bile evli kadınlar ilgimi çekmiyor. Oda
anlaşmayı kabul etti. Kocasının ve oğlunu hiç
düşünmeden kollarım koştu.
"Peşimdeki kadınlar bununla sınırlı değil."
Eloise,nın sinirden elleri titriyordu. Gözlerini
kapatıp konuşmamak için direndi. Ama bu geveze
çenesi durdurmaya yetmedi.
"Sen aşağılık bir erkeksin bir çocuğu annesinde
ayıracağını düşünmeden sırf birkaç dakikalık sevk
için bir aileyi yıkmaktan utanmıyorsun."
"O küçük çocuğu hiç düşündün mü? Annesi ve
babası ayrılınca nasıl kötü etkilenir. "
Hiç acımadın mı? O çocuğa.
"Seni seni adi piç" Eloise sinirden morarıyordu.
Hemen ayağa kalktı. Ufak çantasını elleri arasına
aldı. Ve kapıya doğru gitti. Koluna dokunan ellerle
arkasına döndü.
Ama arkasında yumuşak ve yaralı bir ses duydu.
Yavaşça arkasına döndü. Titrek gözlerle Samuel
bakmaya başladı.
"Bir zamanlar bende bana ve anneme acımalarını
istemiştim." Ama acımak yerine bizi daha bir yok
etmek için uğraştılar. Hem de ne için şımarık bir
kız çocuğu yüzünden."
"En ufak hatada benim yaptığım bir hatayı
annemim bedeninde çıkardılar."
"Hem de en acısı ne biliyor musun annenin
gözlerini önünde ölümünü seyretmekti." Ama
kimse acımadı.
"Ben neden acıyım bana kimse acımışken. "
eminim annesi babası ayrılsa bile o çocuk çok
güzel bir hayat yaşayacaktır.
"Aç kalmayacak kadar mal varlığı vardı. "
"Günlerce annesi için kapı kapı dolaşıp
insanlardan yardım istemez."
"Şimdi bana acımadan bahsetme." Acımadan söz
edecek en son insan sizsiniz. " sen ve ailen.
"Eğer dilenmen bittiyse şimdi evimden defol bir
daha buraya yalvarmak için gelme." Büyük
masanın yanındaki dolaptan tekrar sert bir içki
aldı. Az önce içtiği bardağa koyup içmeye
başladı. İkinci kere koyup camın önüne gidip
arkası dönük sessiz caddeyi izlemeyi sürdürdü.
Eloise olduğu yerde donmuş bir vaziyete
bekliyordu. Gözlerinden yaşlar geliyordu. Birkaç
dakika sessiz göz yaşı döktü. Ama bu
duyduklarından sonra ağlamasını durduramıyordu.
Küçük dudaklarından zayıf bir hıçkırık kaçtı.
Geçmiş gözünün önünde her geçtiğinde zayıf
olan hıçkırık daha bir güçleniyordu.
Samuel ne kadar geçmiş yüzünden değil dese de
artık emindi. Bu yaşadıklarını hepsi geçmişin
izleriydi. Az ilerideki zavallı adama yaşattıklarında
n sonra düşününce bacaklarını bir titreme
sarmıştı.
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ne konuşması
ne düşünmesi sadece uyumak ve bu hatalar
işlemediği güne geri gitmek isterdi.
Büyükbabasına olanları anlatmamayı dilerdi.
Düşünceler düşünceler artık kalbine ağır gelmeye
başladı.
Ellerinikaldırıp yüzünü kapatıp tanrıdan günahları
için bağış diledi.
Samuel birkaç dakikadır sessizce bekliyordu. Ama
ne kadar dönmek istese de dönemiyordu. Çünkü
dönse bile onu teselli edecek sözleri bilmiyordu.
Elinde içkiyi bir dikişte bitirip camdan ayrıldı.
Tekrar önüne döndü. Eloise,nın hala durduğu
yerde elleri yüzünden ağladığını görünce ellerini
yumruk yaptı. Bu aptal kızın burada gözünün
önünde ağlamasına dayanamıyordu. Sertçe
konuşmaya başladı.
"hala ne duruyorsun defol git."
"Yoksa teklifimi kabul etmeye mi? Karar verdin."
Yada dur yoksa benim sana teklif ettiğim paranın
daha fazlasını mı? İstiyorsun."
Ama güzelim ben bir fahişeye o paradan daha
fazlasını vermem dedi. Acımasız bir sesle.
Eloise fahişe sözünü duyunca ellerini yüzünden
çekti. Ve genç adama bakmaya başladı.
Konuşmak istedi. Ben fahişe değilim diye
bağırmak istedi. Ama Samuel gözlerinin içindeki
acı onu derinden etkiledi. Yavaşça gözlerini
elleriyle silip başını kaldırdı. Genç adamın yanına
ufak ve titrek adımlarla gitti.
Yavaşça gözlerine baktı. Gözlerinden yavaşça
ardı ardına yaşlar akarken dudakların zayıf bir ses
çıktı.
"Özür dilerim" dedi üzgün olduğu sesinden ve
gözlerinden akan yaşlardan belli oluyordu.
Eloise başka bir şey söylemek istemedi. Belki bu
iki kelime onu affedilmesi için yeterli değildi. Ama
yine de söylemek istedi.
Son bir kez genç adamın gözlerine baktı ve
gitmek için arkasına döndü.
Kapının önüne kadar gelmişti. Kollarına değen
sıcaklıkla arkasına döndü. Ve gözlerine bakmaya
başladı.
"Burada bekle" dedi. Kapıdan çıkıp gitti. Birkaç
dakika sonra tekrar geldi.
Genç kızın ellerinden tutup kendi ile beraber
çekerek kapıdan çıktı.
"seni evine bırakmalarını söyleyeceğim." Kapıdan
beraber çıktılar. Eloise,nın itirazlarını dinlemeden
yürümeye devam ettiler. Ama zaten Eloise,nın
konuşacak gücü kalmamıştı. Genç adamın
arkasında ilerledi.
Gazinonun üstündeki kata indiler. Aşağıdan gelen
hafif müzik hala devam ediyordu. Koridordan
ilerlemeye devam ettiler. Ama bu sefer biraz
değişik gibiydi. İlk geldiği yol değildi. Bu yollar
saatler önce geldiği yollar değildi. Biraz tedirgin
oldu.
"nereye gidiyoruz." diye korkuyla konuştu Eloise.
"Merak etme seni kaçırmıyorum." Seni gizli
kapıdan çıkarttıracağım. Burada görünmeni
istemiyorum.
Paranla beraber ailenin onurunu da kaybetme
diye yapıyorum
Eloise şaşırmıştı. Bu onun hoşuna gitmişti.
Arkasından yola devam etti. Üzerindeki pelerinle
yüzünü iyice kapatmıştı.
Biraz daha sessizce gittikten sonra kapıyı açan
adam karşılarına çıktı. Arkasında konuşmalarını
dinledi.
Konuşmaları bittiğinde yaşlı adam gitti. Samuel
arkasına dönerek konuşmaya başladı. "Uşağım
sana araba hazırlatıyor birkaç dakika sonra
burada olur."
Samuel genç kızın gözlerini içine bakıyordu.
Onunla konuşmak için bir hareket bekledi. Ama
bu hareketin gelmeyeceğini anladı. Az önce
yaptığı kabalığı bir nebze unutturmak istedi.
Genç kızın dudaklarında o iki kelimeyi duyduğu
zaman yaptığı hatayı anladı. Onun azda suçsuz
olduğunu düşündüğü için gitmeden ondan af
istemeliydi.
Yavaşça Eloise,nın yanına yaklaştı. Yumuşak ve
bariton bir sesle konuşmaya başladı.
"senden özür dilememe izin verir misin? Eloise"
dedi genç kızın sessizce beklediğini görünce
konuşmaya devam etti.
Buradan gitmeden bedeninde bana ait bir şeyle
gitmeni istiyorum dedi. Elleri genç kızın iki
yanında başını sabit tutmuştu. Ama bu tutuş sert
ve zorlayıcı değildi.
Tam tersi yumuşacıktı. Hiçbir baskı yoktu.
" Seni tekrar öpmeme izin verir misin?" dedi
Eloise bunu ne kadar istese de yapmasına izin
veremezdi. Her şeyin tekrar başlamasını
istemiyordu.
"Hayır hayır lütfen bir daha bana dokunma." Daha
Eloise sözlerini tamamlamadan Samuel ellerinden
tutarak kollarının arasına almıştı bile.
Bedenine dolanan kollar çok rahat ve sıcaktı.
Gözlerini kapatıp böyle kalmak istedi. Ama bunu
yapmaması gerektiğini biliyordu. Ama ne
heyecanına nede bedenine engel olabiliyordu.
Birkaç saniye için bile olsa. Böyle kalmak istedi.
Sonra Samuel kollarından hafifçe uzaklaştırarak
gözlerini içine bakmaya başladı.
Ellerini kaldırarak pelerinin içinden kaçan hırçın
saçlarını tekrar kulaklarının arkasına yerleştirdi.
Kulaklarına değen sıcak eller Eloise,nın kalbinin
teklemesine yetti. Eloise artık nefesini tutmuştu.
Bu yaptıkları tamamen cinsellikten uzaktı ama
Eloise,nın bedeni ateş almıştı. Elleri yanaklarında
geziniyordu. Bu nasırlı eller pamuk gibiydi. Serin
bir rüzgar dokunuşu kadar rahatlatıcıydı.
Samuel,in elleri yüzünden çekilince Eloise
gözlerini açtı. "Bu gece iyice dinlen yarın sağlam
kafayla düşün benim haklı olduğumu
anlayacaksın"
Eloise susmak istese de susamadı. "hala
anlamıyorum! Neden ben çaresiz biri olduğum
için mi?" dedi az önceki ağlama izleri yüzünde
mevcuttu.
"İnan bana sebebini bende bilmiyorum!" dedi
Samuel hüzünlü bir tavırla
Büyük ihtimalle bu kadınla seviştikten sonra tüm
duyguları sıfırlanacaktı. Ama bu kadınla birlikte
olmadan hiçbir şey son bulmayacaktı.
Yarın olmasa da belki öbür gün... Ama şuanda bu
kız için böyle önemli bir rakamı bile gözü
görmede ödemeye hazırdı. Bu kadın ondan
servetini isteseydi. Onu bile verecek durumdaydı.
Eloise bir an sustu. Genç adamın bu kararlı
konuşması karşısında
Hafifçe ürpermişti. Bir erkek tarafından bu kadar
istenmek gerçekten de güzeldi. Ama diğer bir
yandan da ürperticiydi.
Ben bir şey sormak istiyorum "eğer biz o şeyi
yaparsak benim canım çok yanacak mı?"
Daha önce bunun hakkında birkaç şey
duymuştum . Kadınlar bu şeyi yaparken canları
yanarmış." Bu doğru mu? Yani yanar mı?
"Canım yanacak mı?"
"Ben sadece merakımdan soruyorum yoksa kabul
ettiğimden değil." Diye mırıldandı. İri ele gözleri
yere eğilmişti. Uzun kirpikleri gözlerini kapatmıştı.
Samuel genç kadına bakıyordu. Konuşmasını
bitmesini bekliyordu.
"ilk yaptığımızda canın birazcık yanacak ama bu
çok az olacak."
"İnan bana canını yakmamak için elimden geleni
yapacağım."
Samuel,in sesi yumuşacıktı.
Sonra bundan sen bile hoşlanacaksın çok zevk
alacaksın. Dedi
"Ben ben güzel miyim!.. diye samimiyetle sordu.
Gözleri ayak ucuna takılı kalmıştı. Yanakları alev
alev yanıyordu. Bedenini bir titreme sarmıştı.
Bedeni bu kadar yanarken bile ürperiyordu.
"Şu anda bana çok çekici geliyorsun."
Bedenin beni etkiliyor. Gözlerin çok hoşuma
gidiyor. Dedi koyu kararmış bir bakışla.
Eloise cevap vermedi. Vermek bile istemedi.
Bedenine dolan heyecan hem çok hoş hem de
korkunçtu.
Bu ateşli bakış genç kızı rahatsız etmek yerine
daha bir cüretle hoşuna gitmeye başladı. Belki bu
hissettiklerinden utanmalıydı. Ama nedense
hoşuna gitmişti. Hepsi bu adam yüzünden oldu.

TUTKUNUN BEDELİOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz