"Sus lan orospu çocuğu! Seni dinleyen mi var!? Şimdi, ya bana seni hangi piçin gönderdiğini söylersin ve acı çekmeden ölürsün. Ya da, hım. Şöyle ki söylemeyi aklımdan geçirmiyorsan, senin için hazırlanmış çok güzel işkenceli ve acı dolu bir ölüm şekli hazırlar, öylece tahtalı köyü boylarsın. Nasıl fikir?" Çömelmiş, yüzümü karşımdaki şerefsizin yüzüne yaklaştırmıştım. Ve eşitlemiştim. İllaki konuşacaktı. Başka çaresi yoktu.

Korkuyordu. Ve korkmalıydıda. "B-bil-bilmiyordum!" Hala söylememekte inatçıydı. Bu tavrı benide sinir ediyordu. Sabırlı bir insan değildim,asla da olmamıştım. Bu zamana kadar hiç sabırlı bir insan olmamıştım. Bu zamandan sonra olur muydu? Bir muammaydı. Sinirden sağ gözüm seğirmiş,bununla birlikte iki gözümüde kapatmıştım. Anı refleksle de dilim dudaklarımı bulmuş, hafif ıslatmışlardı. Sabrımı sınıyordu fakat benim bir sabrımın olmadığını bilmiyordu.

"Neyini bilmiyorsun it herif! Planınız neydi lan!? Açıklamadığın her saniye ölüme daha da yaklaştığını hatırlatmama gerek var mı orospu çocuğu!" Bir yumruk daha geçirmiştim sinirden. Yüzü vurduğum tarafa düşmüştü. Ağzından kanlar akmaya başlamış, sanki o kanlardan kurtulmak istercesine yere doğru tükürmüştü.

Tamam, pekala. Eğer o söylemeye başlamıyorsa ben çok güzel bir şekilde başlattırırdım. Sakin ve sinsi bir şekilde kafamı aşağı ve yukarı doğru sallayarak ellerimi birbirine ovuşturdum. "Pekala, güzellik ile (?) anlamıyor isen, bizde daha farklı ve zevkli yollar ile anlatırız." Cümlemi bitirdiğim an Mingyu'ya kaş göz işareti yaparak asıl ekipmanları getirmesini söylemiştim. Ve o da tabiki beni anlamış olacak ki, hemen ekipman çantası ile yanımda bitmişti.

Neler olacağını anlamış gibi gözlerindeki o korkuyu gördüm. "N-ne yapıcaksın onlarla orospu çocuğu! Adam değil misin de korku salmaktan başka bir bok yapamıyorsun !" Yapamıyor muyum? Yapamayacağımı mı düşünüyordu? O zaman bende onu yanıltırdım.

"Hım hım, aynen piç herif, sence asıl git korkusu olan sen misin ben mi? Bunu test edip deneyelim mi ha? Ne dersin." Bu işi daha da zevkli hale getirmekti amacım. Ve bende amacım üzerinde durarak bunu öyle bi zevkli yapıcaktım ki, bütün bildigin her şeyi bülbül gibi ötücekti. Gerçi bundan olsa olsa sıçan olurdu ama neyse o da olamaz.

Onu daha da dehşete sokucak bir biçimde gözlerimi alet çantasına çevirdim. Hangisi daha zevkli olurdu? Hangisi bu orospu çocuğunun daha çok canını yakardı? Ya da, hangisi daha çok işe yarardı? Ah, hepsini ise yarayacağı kesindi zaten. Fakat benim için hangisi daha zevkli veya acımasız olabilirdi? Hım, kesinlikle ilk önce delici ve kesici lerden başlamalıyım.

Ben gözüme ilk olarak çakıyı kestirerek dudaklarımda tebessüm belirirken, şerefini siktigimin herif, daha çok tepinmeye başlamıştı oturduğu sandalyede. Ne yapacağımı anlamıştı. Heralde anlamasa dünyanın en aptal insanı olabilirdi. Orospu çocuğu. "Hey! Napıyorsun lan orada iki saattir!?! Dönsene ulan buraya korkak!" Yüzümdeki tebessüm daha da artmış bakışlarım yukarı çıkmıştı. Kendini avutup oyalamaktan başka hiç bir bok yapamıyordu. Zavallı. Az önce hiçbir şey yapmayayım diye yalvaran adam, şimdi ise kendi parçasını kurtarmaya çalışıyordu. Kurtarabilecekmiş gibi.

Onu dinlemezlikten gelerek kafamdaki fikirleri uygulamaya geçmeye başladım. İlk önce tabikide çakıdan başlayacaktım. Hangi eli ile telefonu tutarak o piçlere haber uçurduyda, bir daha uçuramasın diye o elini imha etmemiz lazımdı değil mi? Kesinlikle.

Elime gözüme kestirdiğim, bana Özel işlemeleri olan, küçük ama bi o kadar keskin çakıyı alarak bir kaç tür parmaklarımın arasında gezdirdim.
Bunu yaparken sanki çok dikkatlice odaklanmışcasına dudaklarımı büzmüş, gözlerimi kısmıştım. Oysa ki tek amacım daha fazla korku salmaktı. Toplam 13 yıldır bu işlerin içerisindeydim. Tabikide kendi isteğim ile başlamamıştım. Fakat, işleri annemin devralması ile, daha çabuk alışmıştım.

Backtracking tk'Where stories live. Discover now