⪩7⪨

210 16 27
                                        

Heii nasilsinizz

Yorum yapar mısınız?

İyi okumalarr

ᯓ★

"Siktir git orospu çocuğu! Gözüm görmesin seni! Burada kal da, aklın başına gelsin pislik surat." Demişti son cümle olarak bay Jeon.

Ve o akşam, o soğukta, kendi, öz oğlunu o karanlıkta ve ormanlığın ortasında ki minicik kulübe de, tek başına bırakıp, düşünmeden çekip gitmişti.

Günümüz 13.04.2025

Gözlerim iyice kararmış, neredeyse önümü göremez hale gelmiştim. Nefeslerin titrek ve kesik kesikti.

"Jungkook, iyi misin? Gel bari şuraya da, otur ve biraz dinlen." Demişti beni düşünerek Yoongi hyung. Ama bilmiyordu ki benim ayakta kalıcak bir mecalim bile yoktu. Ama bunları tabiki de dile getiremiyordum. Jimin ise hala mutfakta diye düşünürken hızlı ayak sesleri ve ses gelince yanımıza geldiğini fark etmem bir olmuştu.

"Geldim! Geldim! Al bebeğim, iç şu sudan biraz hadi Jungkook~" Diyerek, elinde bir bardak dolu su ile yanımıza gelmişti Jimin. Geldiği gibi ise bir elini sırtıma koymuş, diğer eliylede, bardaktaki suyu uzatmıştı. "Jungkook, hadi ama~ iç lütfen birazcık. Bak bir yudumda olsa iç olur mu?"

Tabiki yani tabiki içerim neden olmasın? Ama önce bir kendime gelmeliydim. Öyle değil mi? Ama bu biraz da olsa ya da direkt imkansıza yakın bir durumdu. Hatta yakın bile değil, direkt imkansızdı! Jimin'in hemen ardından ise araya bu sefer Yoongi hyung girmişti.

"Jeon? Oturmak ister misin? Hım, hadi gel otur biraz." Demiş, tuttuğu kolumu omzunun üstüne bırakmıştı. Beni koltukların olduğu tarafa götürmeye başlamıştı. Ama tabiki de başarılı olamıyordu. Çünkü ayaklarımdaki enerji sömürülmüş, gözlerimdeki görme yetkisi azalmıştı.

"Jungkook, hiç yardımcı olmuyorsun ama... Birazcık hareket mi etsen hım?" Gözlerimdeki karartılar daha da artmış, üstüne bir de beyaz bir ışık tarzı bir görüntü yerleşmişti. Dizlerim kırılmaya, sanki düşmem için bir merdivene dönüşmüşlerdi. Gozelrim tamamen kapanmadan, ayaklarım son kez beni ayakta tutmadan duyduğum son şeyler ise Yoongi hyung ve Jimin'in bir anlık attığı çığlıklarıydı.

"Siktir Jeon!"

"Jungkook!"

Taehyung'tan~

"Sen nasıl bir orospu çocuğusun lan! Ha?!? Ne hakla benim arkamdan iş çevirebilirsin piç kurusu!" Demiş, bir yumruk daha geçirmiştim karşımdaki yüze. Beni karşısına alabileceğini düşünüp arkamdan iş çevirdiyse bunun sonuçlarınada katlanmalıydı.

"A-affedin e-ef-efendim bir c-cahillik et-ettim lütfen y-ya-yapmayın!" Bir yumruk daha geçirdim acınası yüzüne. "Ne affetmesi lan şerefsiz! Sen arkamdan iş çevir, sonra da affedin beni efendim. Öyle mi olucak sanıyordun amına kodumun piçi!?"
Karşımdaki beden titriyordu. Eee, normaldi. Sonuçta neler yapacağımı bilen biriydi. Yeni başlayan korumam.

"Y-yemin e-ederim s-sa-sadece para i-için yap-yaptım. B-ba-başka b-bir şey y-yok." İnanmıyordum. Bu kadar ucuz numaralara kanacak biri hiç değildim ve olmamıştımda. İlk önce bunu bilmeliydi. Ama belli ki geldiği yerden bu bilgiyi noksan bir şekilde öğrenip gelmişti. Yazık. Neden mi? Çünkü şuan yanında o geldiği yerde ki tembihlendigi adamlar yoktu. Elbette ki bulucaktım kimin gönderdiğini. O zaman görüşecektik.

Backtracking tk'Where stories live. Discover now