16-"Gölge"

22 4 0
                                        


---

Felix, ikinci bebeğe hamile olduğunu öğrendikten sonra evde daha çok dinlenmeye başlamıştı. Hyunjin ise işe geri dönmüştü. Seul’de yeni açılan bir mimarlık ofisinde freelance projeler alıyordu. İşyerinde oldukça dikkat çeken biriydi: karizması, zekâsı, gülümsemesi… derken kısa sürede ofisin ilgisini üzerine çekmişti.

Ama bir kişi vardı ki… ilgisi fazlaydı.
Adı Yuna’ydı.
Hyunjin’in yaşlarında, uzun siyah saçlı, keskin bakışlı ve ne istediğini bilen biriydi.

Bir gün kahve molasında Hyunjin’in yanına yanaştı.
“Sen evliydin, değil mi? Yani… hâlâ mı?” dedi gözlerini kısmış şekilde.

Hyunjin kaşlarını kaldırdı. “Evet. Eşimle birlikte yaşıyoruz. Bir de oğlumuz var. Ve… bir bebek daha yolda.”

Yuna başını sallayıp bir yudum kahve aldı. Sonra cesurca sordu:
“Mutlu musun?”

Hyunjin’in içi hafifçe ürperdi. Bu soru… fazla doğrudandı.
“Sana garip gelebilir ama… evet. Hayatımda ilk kez bu kadar tamam hissediyorum.”

Yuna hafifçe gülümsedi. “Tamam hisseden biri neden bana bu kadar güzel bakıyor sence?”

Hyunjin bir an donakaldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, Yuna gülümseyerek uzaklaştı.

---

O gece

Hyunjin eve geldiğinde, Felix koltuğa uzanmış kitap okuyordu. Karnı yavaş yavaş belirginleşmeye başlamıştı.
Hyunjin sessizce yanına oturdu. Başını Felix’in omzuna yasladı.

Felix fısıldadı: “Bugün nasıldı?”

Hyunjin yutkundu. “Yoğundu. Ama seni özledim.”

Felix kaşlarını kaldırdı. “Bir şey olmuş gibi. Anlatmayacak mısın?”

Hyunjin, bir süre sustu. Sonra dürüstçe anlattı. Yuna’yı. Sorularını. Bakışlarını.
Felix önce sessiz kaldı. Sonra ciddi bir şekilde, “O kızın seni istiyor, değil mi?” dedi.

Hyunjin başını eğdi. “Ama ben istemiyorum. Sadece seni istiyorum.”

Felix’in gözleri doldu ama sinirli değildi.
“İnsanların ne istediğini durduramayız, ama neye izin verdiğimizi biz seçeriz, Hyunjin.”

Hyunjin onun elini tuttu.
“Sadece sana izin veriyorum. Her zaman.”

---

Ertesi gün

Yuna, ofiste Hyunjin’in masasının yanına geldi.
“Ne cevap verdin kendine? Gerçekten mutlu musun hâlâ?”

Hyunjin gözlerini ona çevirdi, sesi net ve kararlıydı.
“Hiç bu kadar emin olmamıştım. Ben bir aileye sahibim. Bir yuvaya. Beni seven ve benim sevdiğim birine… Daha fazlasını istemem.”

Yuna bir an durdu. Sonra omuz silkip uzaklaştı.

---

Hyunjin, eve döndüğünde, Felix’in kucağında uyuyan Minho’yu gördü. Karnı hafifçe kalkıp iniyordu.
Yanlarına yaklaşıp sessizce fısıldadı:
“Dünyadaki en büyük başarı buymuş meğer: eve gelince seni bulmak.”

Felix gülümsedi.
“Ve seni kaybetmeyeceğimi bilmek.”

---

One Step Away ^HyunLix^Where stories live. Discover now