16.Bölüm

8.6K 373 14
                                    

Multimedya merak
edenlere:D

Selimden

Yusuf'un isteğini belli etmesemde seve seve kabul etmiştim.Madem sabaha kadar Serra hanımı oyalayacaktık bunu layıkıyla yapmalıydım.Islık çalarak arabama bindim.En son esmer bombamı dün görmüştüm.Çok uzun bir zaman olmasada onu özlemiştim.Kollarımı direksiyona koyarak nerede olabileceğini düşündüm.Muhtemelen her zaman takıldığım barda oturmuş sinirinden kudurarak Yusuf'u arıyordur.Emniyet kemerimi de taktıktan sonra arabayı çalıştırdım ve gaza yüklendim.Hava çok güzeldi.Ya da bana öyle geliyordu.Radyoyu açıp müziğin sesini sonuna kadar açtım.Sonuçta yolda gürültüden rahatsız olabilecek bir sürücü yoktu.Serra benim sahip olamadığım ilk ve son aşkımdı.

Yusuf'u sevdiği ve onunla nişanlanağı düşüncesi aklıma geldikçe boğazıma bir yumru oturuyor içimden bir şeyler kopuyordu.Bunu her ne kadar Serra'ya belli etmiyor olsamda ümitlerim gittikçe tükeniyordu.

Yıllardır onun sevgisini kazanabilmek için elimden gelen her şeyi yapmıştım ama kazanan taraf Yusuf olmuştu.Yusuf Serra'yı benim kadar sevemezdi.Serra'yı kimse benim kadar sevemezdi.Onu beş yaşımdan beri seviyordum.Biz beraber büyümüştük.Onu en iyi ben tanıyordum.Belki bu yaptığım doğru değildi.Ama ben onu gördüğüm ilk anda aşık olmuştum.Onun da bana karşı boş olmadığını biliyordum.Fakat ne hissettiğini kendisi bile bilmiyordu.Aramızda ki tek engel Yusuf'tu.Belkide o olmasa...

Gerisini düşünemiyordum.Yusuf benim hiç olmamış erkek kardeşim gibiydi.Onun Serra'yı mutlu edebileceğini biliyordum.Fakat gözüm Serra'dan başkasını görmüyordu.Yine de belki belki bir gün bana gelir ümidiyle yaşamaya devam ediyordum.

Onunla nasıl tanıştığım aklıma gelince gülümsedim.

Annem balkondan bana sesleniyordu.

"Selim oğlum hadi eve gir.Akşama bir yere davetliyiz.Üzerini değiştirmemiz lazım.Hadi oğlum köpeğinle sonra oynarsın."

"Anne ben hiç bir yere gitmek istemiyorum.Siz babamla gidin.Ben burada paşayla oynarım.Söz siz yokken odanıza girip eşyalarınızı karıştırmam."

"Üzgünüm kuzum ama bunu en son söylediğinde eve kadar nasıl geldiğimi bir ben bilirim.Tel tokamı prize sokmak da neyin nesiydi.Elektriğin nasıl çarptığını unuttun heralde?"

"Yaa ama anneciğim o bir kere olur.Ne yapayım tel tokayı oraya sokunca ışık çıkacağını sanıyordum.Ama canım çok yanmıştı."

Ben paşayla oynayıp konuşmaya devam ederken annem çoktan yanıma gelmiş beni kucağına almıştı.

"Yaa anne bıraksana beni erkek adam kucağa mı alınırmış.Kocaman adam oldum ben."

"Oyy benim sarı kuzum.Mavi boncuğum."

Annem gıdıklamaya başladığında ellerimle ona engel olmaya çalışmış sonunda odama kadar kucağında gitmeye razı olmuştum.Annem üzerimde ki tişortü çıkarırken konuşmaya devam ediyordum.

"Anne paşada bizimle gelsin."

"Oğlum köpeğin ne işi var,başkasının evinde?"

"Ya ama anne..."

"Uzatma Selim,daha bir sürü işim var."

Annem takım elbisemi giydirip saçlarımı şekillendirmişti.Babamın işten gelmesini bekliyorduk.Arabanın korna sesini duyduğumuzda evden çıktık.Ama ben her zaman ki gibi bir muzurluk yaparak evdeyken ceketimin ve pantolonumun cebine oyuncak arabalarımı saklamıştım.Bizim evimize benzer bir evin önüne geldiğimizde yeni arkadaşımla tanışmak için sabırsızlanıyordum.Kapıyı çalmadan annem kulağıma eğilmiş uslu durmamı tembihliyordu.Kapıyı annemin yaşlarında bir kadın açtı.

BELA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now