15.Bölüm

9K 392 24
                                    

"Yusuf oğlum neler oluyor anlatsana.Kaç dakikadır arabadayız  bir şey anlatmanı bekliyorum ama konuşmuyorsun.O adamlar kimdi?Ayrıca bu kucağında ki baygın kız kim?"

"Selim sen olmasan ne yapardım hiç bilmiyorum.Çok teşekkür ederim aslanım ama şimdi hiç sırası değil.Uzun hikaye.Sonra anlatacağım.Şu arabayı biraz daha hızlı süremez misin?"

"Yusuf kafan güzel mi senin?Ya da kafana çok vurmuşlar heralde.Kaç bastığıma bir bak.Hepimizi gebertmek mi istiyorsun?"

Arabanın ibresine baktığımda neredeyse 200 ü gösteriyordu.Arabanın arka koltuğunda oturmuş dakikalardır baygın olan Oylum'u kucağımda  tutuyordum.Gittikçe nefes alış verişleri yavaşlıyordu.Ne kadar ayıltmaya çalışsamda bütün uğraşım boşa gitmişti.Bugün tatil olduğu için hastanede anca nöbetçi doktor olurdu.En iyisi onu eve götürüp bir doktor çağırmaktı.

Selim ani bir frenle arabayı durdurduğunda kapıyı açarak Oylum'u eve taşıdım.Arkamdan Selim de geliyordu.Oylum'un uyandıktan sonra korkmaması için onu göndersem hiç fena olmazdı.Ha bir de Serra derdim vardı.Sabahtan beridir beni arayıp mesaj atıyordu fakat hiç birine cevap vermemiştim.Evimi basması an meselesiydi.Şimdilik birisi onu oyalasa hiç fena olmazdı.

"Selim senden son bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi oğlum sorman hata."

"Sabahtan beri Serra'yla hiç konuşmadım.Biraz daha aramalarına cevap vermezsem muhtemelen evi basacak.Oylum'u şu halde görmesini istemiyorum.Lütfen yanına gidip bu gecelik onu oyalar mısın?Şuan onu bir tek sen kandırabilirsin.Her zaman takıldığımız bardadır."

"Sen hiç merak etme.Ben onu nasıl oyalayacağımı çok iyi biliyorum.Neyse haberleşiriz."

Bir elimle Oylum'u tutmaya çalışıyor diğer elimle evin anahtarını çıkarmaya çalışıyordum.Oylum'un kıpırdanmasıyla evin kapısını aceleyle açıp onu yukarı kata taşıdım.

----------888888888-----------

Kendimi hala o sıcak kollar arasında hissediyordum.Bu Erendi.Ölmemişti.Bizi bırakmamıştı.Kollarında olduğun kişinin Eren olduğunu bildiğim için yanağına bir öpücük kondurdum.Gülümseyerek bana baktı.Son gördüğümden bu yana sakalları çıkmıştı.Yüzünü avuçlarımın içine alarak sakallarını okşadım.Özlediğim gözlerine bakarak konuşmamı sürdürdüm.

"Seni çok özledim aşkım.Niye daha çabuk gelmedin?Öldüğünü sanmıştım.Ahh çok aptalım.Seni orda nasıl bırakabildim ki?Çok aradın mı beni?"

Kaşlarımı çatarak onu azarlamaya başladım.

"Az kalsın bebeğimiz düşüyordu.Onu kaybetseydik ne yapardık?"

Eren cevap vermiyor önüne bakarak beni taşımaya devam ediyordu.Heralde uzun bir zamandan beridir uyuyordum.Ispartada ki evimize gelmiştik.Eren yatak odamızın kapısını açtı ve yatağımıza doğru yürüdü.Yavaşva yatağın üzerine beni bıraktıktan sonra sağıma o da uzandı.Başımı ona doğru çevirip yüzüne bakmaya başladım.Elleriyle yüzümü okşuyor,saçlarıma öpücükler konduruyordu.

"Eren bir daha gitmeyeceksin değil mi?"

Gülümsedi ve yattığı yerden doğrularak yatağa oturdu.Neden kalktığını anlamamıştım.

"Eren neyin var?Yanlış bir şey mi söyledim?"

Bana sırtını dönüp pencereye doğru yürüdü.Pendeyi sıyıyarak yansımamıza baktı.Gördüğüm kişiyle çığlık atıp yatakta geri geri gitmeye başladım.Eren yoktu.Ölmüştü.Başından beri Eren sandığım kişi Yusuf'muş.

BELA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now