8.Bölüm

9.6K 436 7
                                    

"Kızım Allah aşkına tam 50 dakikadır restoranda oturmuş sizi bekliyorum.Alel acele hiç bir şey söylemeden niye ortadan kayboluyorsunuz.Şansıma sizi ararken burda olduğunuzu gördüm.Madem ayakkabı alacaktınız bana neden söylemediniz.Bu deli oğlanın ne yapacağı belli olmaz.Senin için endişelendim.Neyse ki iyisin.Ayakkabılarında pek yakışmış.İşiniz bittiyse gidelim artık."

Başımı sallayarak oturduğum yerden çıkış kapısına doğru yürüdüm.Yusuf çoktan parayı ödemiş eski ayakkabılarımı da paketletip bize doğru geliyordu.Yanımıza geldikten sonra eski ayakkabılarımı vermek istemediğim için poşeti bana uzattı.

"Kusura bakma babaanne yemekten sonra sizi yanlız bırakacağım.Belki unutursunuz diye almak istedim.Fakat bazı aksaklıklardan dolayı geç kaldık."

Tabi ya ne aksaklık ama!

"Peki oğlum.İyi yapmışsın ama keşke önceden haber verseydiniz.Bende gidip dakikalarca restorantta oturdum.Nedense kimseler yoktu.Siz gelmeden sipariş vermek istemedim.Zaten gelen gidende olmadı.Meğer tadilat nedeniyse restorant kapalıymış.Zaten akşam olmak üzere.Birazdan eve geçeriz.Ama Oylum kızımın karnı çok acıkmış.Bari pizza yiyelim.Sever misin Oylum haa ne dersin?Yiyelim mi?"

Asıl amacım yemek yemekten ziyade bulduğum ilk fırsatta burdan tüymekti.Evet karnım acıkmıştı.Fakat abartılacak kadar da acıkmamıştım.Evlerine gitmeden bir yolunu bulup kurtulmalıydım.Zaten işler gittikçe sarpa sarıyordu.Şimdilik el üstünde tutup iyilik meleği gibi her istediklerimi hatta istemediğim şeyleri yapıp vicdan azaplarını bir nebze olsun dindirmek istiyorlardı.Başımı Emine teyzeye çevirdim ve yapmacık bir şekilde gülümsedim.Şu sıralar çok sık yaptığım hareketi bir kez daha tekrarlayarak başımı aşağı yukarı salladım.

Pizzacıya girdiğimizde neredeyse bütün masalar doluydu.Oturacak bir masa ararken ileride masadan kalkan bir aile gördük.Onların kalkmasıyla dört kişilik masaya yerleştik.Hemen yanımda Emine teyze karşımda Yusuf oturuyordu.İçeriye göz gezdirdiğimde kalabalıktan dolayı bunaltılı bir sıcaklık vardı.Neyse ki nereden estiğini anlayamadığım soğuk hava dalgası yüzüme çarpıp rahatlamamı sağlıyordu.

"O zaman siparişleri vereyim ben."

"Ver,tabi oğlum.Yiyip kalkalım hemen.Daha çok işimiz var."

"İki orta boy pizza siparişi vereceğim.Yeterli değil mi?"

Onaylamam için yüzüme bakıyordu.Başımı tamam anlamında salladım.

"Pekala ne içiyoruz hanımlar?"

"Ben meyve suyu istiyorum oğlum."

"Tamam bir cola iki meyve suyu söylüyorum."

Masadan kalkıp görevliye siparişleri veriyordu.Benim adıma nasıl da kararlar alabiliyordu.Meyve suyuymuş.Gerçi sorsada öyle söylerdim ama.Dönüp tekrar bize doğru geldi ve masaya doğru biraz eğilerek konuştu.

"Oylum içerisine her şeyden koyduruyorum.Sevmediğin ya da istemediğin bir şey var mı?"

Bütün yediklerimi bir çırpıda çıkartmamak için cebimden kalem ve kağıdı çıkardım.Sevmediğim ya da artı olarak istediğim şeyleri yazdım.Madem yemek yiyorduk ve nasıl sevip sevmediğimi soruyordu istediğim gibi yemeliydim.Çünkü gerçekten de çok acıkmıştım.Bebeğim için düzgün beslenmeye burada adım atabilirdim.Kağıda bir şeyler karalayıp Yusuf'a uzattım.

"Mantar ve zeytin istemiyorum.Üzerinde biraz mısır olursa güzel olur."

Yazdıklarımı gülümseyerek okudu ve pizzaları yaptırmak için tekrar gitti.Pizzalar pişene kadar etrafa bakınmam da bir sorun yoktu her halde?Kapının hemen girişinde evli olduğunu tahmin ettiğim bir çift oturuyordu.Kadının minik bir bebeği vardı.Pusetinde oturmuş kendince bir şeyler mırıldanıyor etrafa gülücükler saçıyordu.Bebeğin anne babası yemek yemekten ziyade birbirleriyle sohbet ediyor arada minik kızlarına bakıp gülümsüyorlardı.Elimi karnıma götürdüm.

BELA ÇİÇEĞİNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ