1. Bunun Burada Ne İşi Var?

Start from the beginning
                                    

Bana anlamayan gözlerle baktıktan hemen sonra konuştu.

"16" dediğinde, iyice sinirlendim.

"Sevgilin 16 yaşında ve araba mı kullanıyor?"

"Yok sen yanlış anladın. Arabayı o değil, abisi kullanıyor. Abiside artık bizim okulun öğrencisi." dediğinde derin bir nefes alıp verdim.

"İyi o zaman sen git." dediğimde, kaşlarını yukarı kaldırdı.

"Hayır yürümek istiyorum." dedim, hızla.

"Geç kalırsın." dediğinde, omuz silktim.

"Birşey olmaz sonuçta ilk ders Salih Hocanın, kandırırım ben onu dert etme." dedim ve göz kırptım.

"İyi madem hadi görüşürüz." dedi ve yanağıma uzandı.

Anında geri çekildim.

"Biliyorsun Cansu, sevmiyorum öyle öpücük felan." dediğimde, bozuldu.

"İyi, peki." dedi ve arkasını döndü.

Daha bir adım atmışken, kolundan tutup kendime çevirdim ve yanağımı uzattım. O da vakit kaybetmeden hızla öptü.

"Bunu asla unutma, bir gün koz olarak kullanacağım." dedi ve koşarak yanımdan uzaklaştı

Bende onun bu haline gülümsedim ve arkamı döndüm. Bazen cidden, çocuk olabiliyordu.

Yolun ortasında öylece kaldığımı fark ettiğimde, Kulaklığımı takarak yola koyuldum. Birkaç adım sonra kulaklığım biri tarafından kulağımdan çekildi.

Çekene bakmak için kafamı kaldırdığımda, bir çocukla karşı karşıya geldim. Ben çocuğun kim olduğunu anlamaya çalışırken, konuştu.

"Niye bizimle gelmiyorsun?"

"Anlamadım?" dedim, hayretle.

Az önceki BMW' yi gösterdi.

"Gelmiyor musun?"

"Hayır, yürümeyi tercih ederim." dedim, havalanan kaşlarımı indirirken.

"Hava soğuk." dedi, ellerini cebine koyup etrafına göz gezdirirken.

"Bu seni değil, beni ilgilendirir." dedim, düşünceli halini tersliyerek.

"Öyle tabii, ama -"

"Cansular bekliyor," diye hatırlatma yaptım. "Gitsen iyi olur, çünkü ben gelmiyorum."

Aralanan ağzını görmezden gelerek arkamı döndüm ve  kulaklıklarımı takıp, yürümeye devam ettim.

Okula vardığımda, direk bizim yerimize gittim. Yani bizim tayfanın yeri.

Neresi mi?

Spor Salonu.

Zaten bizden başka bir yer, beklenilemezdi. Her sabah çantamızı bile bırakmadan buraya gelir, biraz vakit geçirdikten sonra derse girerdik ama ben bugün, biraz geç kalmıştım. Sude bana derse girmediklerini ve yerimizde olduklarını, mesajı atmıştı.

Spor salonuna girdiğimde her zamanki gibi bağdaş kurarak yere oturmuş bir dörtlü ile karşı karşıya geldim. Hepsine günaydın dedikten hemen sonra bende çantamı bir kenara fırlatıp, bağdaş kurarak yere oturdum.

"Ee ne yapıyorsunuz gençler?" dedim ellerimi arkadan yere sabitlerken.

Cem "Trolleniyoruz kanka, sen?" dediğinde gözlerimi devirdim .

"Valla hormonlusun sen, cidden bak." dediğimde, Burak, Kuzey ve Sude gülmeye başladılar. Tabi kısa bir süre sonra bende onlara eşlik ettim. Birkaç dakika sonra bu gülme, kahkahalara dönüştü.

Biz böyle gülerken spor slonunun kapısı açıldı. Tabii reflex olarak hepimizin kafası o yöne çevrildi. Biri içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı. İçeri giren kişi arkasını döndüğünde, gözlerim kocaman açıldı.

Yok artık!

Bu, o değil miydi?

Ya da, daha önemlisi.

Bunun, burada ne işi var ?

Bana ulaşmak için ;

İnstagram: Gizemlipremsess

Twitter: Gizemlipremsess

Youtube: Gizemlipremsess

Snapchat: Gizemlipremsess

Tumblr: ironikbirii

SAHADAKİ PRENSES Where stories live. Discover now