1.Bölüm

441 19 0
                                    

|Yazarın Ağzından|

Her zamanki gibi Baekhyun alarmı sinirle kapattı. CEO'su olduğu Samsung Şirket'ine gitmesi gerekiyordu yine. Ne kadar şikayet etsede işinde gayet başarılıydı. Hazırlanmak için yatağından kalktı. Kıyafet dolu yerde yürümesi epeyce zordu. Ayağıyla bir yandan yürümesi için yer açarken diğer yandan telefonlara cevap veriyordu. Sonunda gardolabına ulaştı ve takım elbiselerini alıp giyinmeye başladı. Artık hazırdı. Fazla geç kaldığını fark edip arabasına binip şirketinin yolunu tuttu. Kısa sürede şirketine varmıştı. Siyah spor arabasını park edip şirketten içeri girdi. 

Her zamanki gibi herkes onu izledi. Muhteşem bir yakışıklılığı ve çekiciliği vardı. Herkes Baekhyun'a hayrandı. Sonunda odasına gelmişti. Çok işin biriktiğini görünce oflasada hemen bitirmekten yanaydı. Bugün şirkete yeni sekreterinin geleceğini hatırladı. 

'Umarım işini ciddiye alan biridir' diye geçirdi içinden. İşlerine dalmıştı, kıyamet kopsa ruhu duymazdı. Kapı 1 kere çaldı, 2 kere çaldı ses vermedi. 3. ve 4'üncü çalışta dikkati dağıldı ve

"Gel!" diye bağırdı. İçeri uzun boylu, onun gibi takım elbise giymiş yakışıklı kepçük bir Yoda girdi. Baekhyun yüzüne takılı kalmıştı. Gerçekten çok yakışıklıydı.

'Kendine Gel!' dedi kendi kendine. O sırada uzun boylu konuştu.

"Merhaba Ben Chanyeol. Şirketinizin yeni elemanı ayrıca sizin sekreterinizim efendim." ve gülümsedi. Sol yanağındaki gamzesi çıkmıştı gülümseyince. Baekhyun'un içi bir tuhaf olmuştu. Saçmaladığını düşünüp cevap verdi.

"Oh... Hoşgeldin Chanyeol." Neden garip hissediyordu ki? Sonuçta o bir erkekti ve bu normal değildi. Pekala erkek sekreteri kendi istemişti ama bu biraz tuhaftı. Erkekler işlerine daha düşkün, daha düzenli ve başarılı olur diye düşündüğü içi erkek sekreter istemişti. Kızlardan hoşlanmadığı için değildi. Ama şuan ondan hoşlandığı bir gerçekti. 

*Geçici bir durumdur.* diye düşündü. Bir yandan da sekreteri olması hoşuna gitmişti...

|Chanyeol'ün Ağzından|

Odadan içeri girdiğim anda gördüğüm yüz karşısında kalbim hızlı atmaya başladı. 

*Ne oluyordu bana böyle* Ne yazıkki konuşabilmiştim. Ben kendi yerime geçerken sürekli onu izliyordum. Çünkü etkilenmiştim. O öleli 1 sene oldu, ve ben sadece onu düşündüm. Onu sevdim. Ama o öldü değil mi? Artık kalbim başkası için hızlı atıyor. Bunu sana yapmak istemezdim. Ama elimde değil.Üzgünüm sevgilim...

Sonunda çıkış saatim gelmişti. Göz ucuyla Baekhyun'a baktım, hala gitmemişti. Hemen toparlanıp odasının kapısını tıktıklattım. Harika sesiyle..

"Gel!" diye bağrdı yine. Sesi huzur veriyordu, içim yine bir tuhaf olmuştu. İçeri girdim hemen. Beni görünce gözleri parladı sanki. Ne yani beni görünce mutlu mu olmuştu ?

~2 Hafta sonra~

|Baekhyun'un Ağzından|

*Yemeğe davet etsem mi acaba ? Bencede davet etmeliyim.* 2 hafta boyunca aklımdan çıkmadı. Hemen odama çağırdım. Kapı çalınca geldiğini anladım ve hemen

"Gel!" diye bağırdım. İçeri girdi ve kapıyı kapattı. Şuan dudakları... o kadar öpülesi duruyorki... ama kendimi tutmam gerek. Onun da bende hoşlandığın biliyordum ama birşeyler engelliyordu. Buna izin vermicem. Bende ayağı kalktım.

"Bir sorun mu vardı efendim ?" demesiyle ona daha da yaklaştım. Nefesimi dudaklarına vererek..

"Yalnızken bana 'efendim' deme." dedim. Bana ismimle seslenmesini istiyorum. Aramızdaki anlamsız boşluğu kapattım ve kulağına uzanıp..

"Akşam bir yemeğe ne dersin ?" diye soru yönelttim. Ufak bir tebessümle..

"Olur." dedi. Sevinmiştim. Uzaklaşıp..

"Akşam bekle beraber çıkalım" dedim. Odadan çıkışını izledim ardından son kalan işlerimi bitirmek için dikkatimi verdim.

Saat 8:30'du. Acaba Beklemişmiydi ? derken kapı çaldı.

"Gel!" diye bağırdım. İçeri Chanyeol girdi. Beklemişti yani.

"Yemek için çıkmamız gerekmez mi?" dedi. Gamzesi konuşurken bile çıkıyordu. Orayı yalamayı unutmamalıyım. Hemen hazılanıp yola koyulduk. Restorana gelmiştik. Arabadan inip içeri ilerledik. Her yerde gazeteciler olsa girebilmiştik Yemeğimizi sipariş ettik. Bir kaç rakı içtik. Fazla sarhoş değildik. Demekki önceden çıktığı biri vardı. Demek ki benimde şansım var Onu evine bırakacaktım. Evine gelmiştik. Teşekkür edip indi. Bende peşinden indim ve arkasından..

"Chanyeol!" diye bağırdım. Arkasını döndü, koşup hemen dudaklarına yapıştım. İçinde hem sevgi hemde şehvet vardı. Hemen karşılık verdi. Öpücüğü daha da derinleştirirken bir alkış sesi duyuldu boş sokakta. Dudaklarımızı ayırıp alkışın geldiği yere döndük. Chanyeol'ün gözleri pörtlemişti ve dolmaya başlamıştı. Minyon tipli bir çocuktu. Korkunç bir şekilde sırıtıyordu. Çocuk bana baktıktan sonra Chanyeol'e döndü ve..

"Ölen sevgilini ne çabuk unuttun." dediği anda Chanyeol'un yanağından bir damla süzüldüğünü gördüm. Bakışlarım ikisi arasında giderken üzerimdeki şoku yüzümdeki şaşkınlığı atmaya çalışırken Chanyeol konuştu.

"Minseok?"

Merhaba arkadaşlar .^^ Umarız beğenizsiniz.^^ Guessing Game 'i iki kişi yazıyoruz birkaç bölüm sıkıcı gelebilir ama  diğerki bölümlerde işler çok karışıcak. Byee~^^

-Lisa

Guessing Game |Baekyeol|Where stories live. Discover now