Ben hastayım Alp te benim ilacım.

50 5 0
                                    

*** ### *** ### *** ###

medya da alp'in miray için seçtikleri...

### *** ### *** ### ***

- eveeet, diye haykırdım.

*** *** *** *** ***
Ertesi sabah erkenden kalktım. Bu sefer erken kalktım canım. Saat 10. zaten bütün gece uyuyamadım. Alp'in bana evlenme teklifi etmesini düşündüm. Parmağımdaki yüzüğe baktım. Mesut bir şekilde kendimi uykuya verdim. Ama karnımdaki kelebekler bir türlü rahat vermedi. Derin bir nefes aldım. Odam Alp'in parfümü gibi kokuyordu. Yatağımdan kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kapımı açarak merdivenlere çıkan holde yürümeye başladım. Ayağıma değen yumuşak şeyle önce çığlık attım. Sonra bastığım şeye bakmak için başımı yere eğdim. Bu ne be. Kırmızı Gül yaprağı. ALP. Aşkım benim yaa. Yoluma güllerde serpmiş. Gülden oluşan yolumda ilerledim. Bir de bunları temizlemek var. Daha kahvaltı da hazırlayacağım. Mutfağa yöneldim. Masadaki kahvaltı tepsisini görünce yüzümde mutlu, işten Kurtulmuş, her şey ayağına geliyor diye çok mesut olan bir gülümseme oluştu. Tepsiye baktım. Bir bardak portakal suyu, kalp şeklinde doğranmış domates ve salatalık, yine kalp şeklinde olan bir omlet tabağı. Tabağın etrafı kalp, kelebek ve başka şekillerdeki reçellerle süslenmiş. bir dilim kelebek şekilli ballı Kaymaklı ekmek. Ve son olarak, kalp şeklindeki bir kaç ekmek. Yiyeceklere bakarken göremediğim ekmeklerin üstündeki kartı elime aldım. " sevgilim seni seviyorum. "
Tepsiyi de alarak Gülden oluşan yolumda ilerledim. Beni masaya götürdü. Çok lezzetli görünen bu yiyeceklerin tadına bakmaya başladım. Ve hepsini yiyerek tepsiyi mutfağa götürdüm. Odama tekrar çıktım. Dolabımın üstündeki nota baktım. "12' de evinin önündeyim." Hemen dolabı açtım sadece bir tane kombin vardı. Diğerleri yoktu. Askıyı elime aldım. Elbise deki nota baktım. " senin ne kadar kararsız olduğunu biliyorum bu yüzden elbiseyi ben seçeyim dedim. Hemen hazırlan. Bence saçlarını doğal şekilde bırak. "
Her şeyi düşünmüş. Elbiseyi üzerime geçirdim. Siyah ayakkabılarımı da giydim. Alp'in seçtiği inci küpeyi ve gümüş kalpli yüzüğü taktım. Telefonumu aramaya başladım. Tabi bulamadım. Kombin deki çantaya baktım. Her zaman yanımda bulundurduğum eşyalarım içindeydi. Telefon, makyaj malzemeleri, makyaj aynası ve birkaç bir şey daha. Kumral ve dalgalı saçlarımı doğal halinde bırakıp önüme gelmemeleri için hafif topladım. Biraz makyaj yapıp güneş gözlüğümü kafama taktım. Boy aynama bakmak için arkama döndüm. Boy aynamın önündeki valiz dikkatimi çekti. Üzerinde de not vardı.
"Eşyalarını topladım. Izmir'e gidiyoruzz."

Ne Izmir'e mi gidiyoruz? Aşağıdan gelen korna sesi ile camdan dışarıya baktım. Beyaz Lamborghini'min önünde siyah bir Lamborghini vardı. Bu araba Alp'in. Hızla aşağı kata indim. Kapıyı açtım. Dışarı çıktım. Güneş gözlüğümü gözüme indirdim. Anahtarımla kapıyı kilitledim. Çantama attım. Alp arabaya yaslanmış ben izliyordu.

- ama ben bunun bu kadar kısa olduğunu bilmiyordum.

Kolumdan tuttu ve eve geri götürmeye başladı.

- ne oluyor be?

- o elbise derhal değişecek.

- fark ettiysen elbiseyi seçen sensin. Hem hepsini valize koymuşsun. O kadar aradım bulamadım. Hem...

- off hadi bin. Ver valizi.

Valizi aldı ve bagaja koydu. Alp'in arabasının kapısını açtım. Arabaya geçtim. Kapıyı kapattım. Emniyet kemerimi de taktım. Alp te arkamdan arabaya geçti. Sessiz geçen 20 dakika boyunca yolu izledim.

- neden İzmir'e geri dönüyoruz?

- herkese evleneceğimizi söyleyeceğiz.

- babam izin verir mi sence? Bir daha?

Kalbimin Anahtarı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin