H.V-12

79 14 4
                                    

Medya:Ege

Öyle insanlar vardır ki mutlu olduklarında sanki alışılmamış bir şeymiş gibi bakılır. Çünkü onlar baştan sona mutsuz olmuştur . Sanki hep mutsuz olacakmış gibi . Huzur elle tutulamayan bir şey olmasının yanında özel bir insanla keşfettiğimiz en güzel histir. Huzur yalnızlık değildi , huzur sessizlik değildi , peki ya huzur neydi ?

Huzur kelimelerle anlatılamaz bir şeydi. Benim hayatımda ilk defa yeni yeni hissettiğim bir şey . Tıpkı mutluluk gibi .İnsanlar sizin değiştiğinizi sanıyordu . Fakat farkında değillerdi , aslında hayatlarınızın değiştiğinin .

Acı tüm bedenimdeydi belki ama uyuşmuş gibi hissediyordum . Yolun sonu diye düşündüm ama ilk değildi bu . Sahi kaç kez yolun sonuna gelmiştim ? Barlas... Bekliyordum , kapıdan girip herkesi alt etmesini ve beni çekip buradan kurtarmasını . Günlerdir buradaydım . Her gün ayrı bir işkenceye maruz kalıyordum . Bugün buzlu bir küvetteydim. Ne hoş! diye düşündüm . Kimse kurtarmayacak. Ne öz annemin ne öz(!) babamın umrundayım . Aklıma gelen isimle gözümden yaş geldiğini hissettim. Sadece hissettim istemsizce ağlıyordum çünkü . Barlas...

O , bile gelmedi daha kim gelebilir ? Belki haberi bile yoktur . Koskoca  5 gün! O'nun yüzünden buradaydım beni çıkarması gereken biri varsa o kesinlikle Barlas'tı. Beni koruyordu kendince . Ne olmuştu ? Koruyamamıştı... Sol yanımda ki sızı , şiddetlenen titremelerim . Hayır acının etkisi değildi bu Barlas etkisiydi. Korkuyordum ama ölmekten değil yaşamaktan korkuyordum .

Bir haykırış koparmak istiyordum . Artık dayanamayacak kadar kötüydüm . Gözlerim kapanıyordu , zorla açık tutmaya çalışıyordum . Ne gelirdi elden beklemekten başka ? Gülümsedim . Geçmişi düşün Sanem. Ne geçmişi dedi sonra acı bir gülümsemeyle sürtük tarafım . Senin geçmişin yok ki geleceğin olsun . Boşuna umut bağlama ne gelen var ne giden ... Haklıydı . Düşündüm ölmezsem diye düşündüm . İmkansız olduğunu bildiğim için güldüm yine . Ölmezsem seni yaşatırım . Sürtük Sanem oturduğu duvardan indi . Memnuniyetle...

Saatler geçmiyordu ölüme yaklaşıyordum ama saatlerle değil senelerle . Kapı kırılması , ayak sesleri , bağırışlar , silah sesleri . Gözüm hala açıktı . İçimde ufacık bir parça yine Barlas dedi. Büyük kısım ümitlenme dedi... İçeri giren bir karartıyla daha fazla direnemeyeceğimi anlayıp kapadım gözlerimi.

"Aç gözlerini ne olur aç..." bu cümleyi duymadım hissettim adeta. Ölmek istedim ama yaşamayı da istedim aynı zamanda . Ölmek istedim sırf bir şeytanla sözleşme yaptığım için , yaşamak istedim sırf O'nun için , sırf geçmişimi gram olsun güzelleştirdiği ve geleceğimi güzelleştireceğini bildiğim için.

***

Genç adam günlerdir arıyordu . Bir boşluk vardı içinde . Dindiremiyordu acısını . Telefonunun sesiyle yerinden fırladı . Genç kız kaybolalı 3 gün olmuştu . Belki kızın ailesini geçiştirmişti ama kendini geçiştiremiyordu . Korkuyordu artık umutsuzdu. "Aramana izin veriyorum." duyduğu sesle buruk bir tebessüm etti. O kadar yorgundu ki bu tebessümle bile gözlerinin yanında çizgiler oluşmuştu.  "Şartımı kabul etmiş olman güzel. Yoksa o kızı aramana kimse izin vermezdi...Mamafih benim hala içim rahat değil. Kız kaçırıldıysa onunla işimiz bitmiştir sonuçta. Diğerlerinde olduğu gibi." genç adam cümlelerin verdiği sinirle tok sesini iyi bir şekilde kullanıp "O size ait değildi , ben size aittim." dedi. Haklıydı , başından beri onların iznini bile beklemeden genç kızı bulup her yeri yakıp yıkmalıydı ,  bunu yapanları süründürmeliydi...

***

2 gün aradı genç adam içindeki boşluğu dolduracak kızı . Yoktu hiçbir yerde yoktu... "Çık artık ortaya be güzelim." dedi kendi kendine. Ona doğru gelen Ege'ye baktı "Ağabey Sanem bulunmuş." önce sevindi genç adam sonra içinde yanardağ misali patladı öfkesi neler yapmışlardı kim bilir o narin bedenine . Tüm suç bende diye düşünüp yola koyuldu .

İçeri 2 grup halinde dağıldıklarında Ege Barlas'ın omzunu sıvayıp "Sen Sanem'i bul biz burayı hallederiz." dedi. Genç adam elbette hesabı daha sonra görecekti ama şimdi Sanem'i bulmalıydı . Tüm odalara girdi yoktu . Hiçbir oda da yoktu. Son bir oda kalmıştı orada bulmak umuduyla girdi ama orada da yoktu... Aklına gelen şeyle hemen bodrum kata indi , bodrumun kapısını kırdıktan sonra karşısına gelen herkesi fırtına misali yere devirdi . İstediği şeyin önünde engel olmamalıydı . Karşısında ki manzarayla yere çökmemek için zor tuttu kendini  . Kızın bedeni buzlu bir küvette duruyordu . Beyaz teni melekleri kıskandıracak kadar beyazlaşmıştı sanki mümkünmüş gibi. Dudakları mosmor olmuştu . Üşüyordu titremesi durmuştu bu kızın uzun zamandır suda olduğu anlamına geliyordu . Daha fazla sinirlendi . Genç kızı kucağına alıp binadan çıktı.

Hastaneye gidemezdi çünkü aranıyordu. Sahile sürdü. Her şeyin başladığı yere. Kız yaşıyor mu bilmiyordu ama hala tedirgindi onu kaybetmekten dolayı . Sahile geldiklerinde kızı kucaklayıp kızın önceden kaldığı motele girdi. Anahtarlarını aldı ve odaya çıktı. Ne yapacağını bilmiyordu . Aşağıda bulunan teyzesi kızı yakında ki hastaneye götürmüştü . Barlas son kez baktı kıza. Başka çaresi yoktu . Ya gidecekti ve bu kız güvende olacaktı ya da kalıp kendi koruyacaktı. Önceden koruduğu gibi... Koruyamamıştı onu yapamamıştı .

1 hafta sonra

Büyük bir olay atlattım , ölümden döndüm fakat orta da Barlas yok . Ayrıca bulunmam bile tesadüfenmiş . Yoksa orada ölecekmişim. Barlas beni tam anlamıyla bırakmıştı , kaybolmuştum ama umrunda bile olmamıştım . O yoktu...

Kapıdan elinde çiçek ve çikolatayla gülümseyerek giren Ege'ye karşılık verip gülümsedim. "Nasılsın?" dediğinde 'Nasıl görünüyorum zaten günlerdir baya aksiyon yaşadım fazlasıyla kötüyüm.' gibi bir cevap vermek istedim ama sadece "İyiyim." demekle yetindim. "Uyandığına göre artık bu çikolataları ye çünkü ben kendimi günlerdir zor tutuyorum." diyerek elinde ki çikolata ve çiçeği uzattı . Gülümseyerek "Büyük bir zevkle." dedim ve aldım. "Kız istemeye gider gibisin Ege." diyerek kıkırdadım. "O da olur be yakında." deyip göz kırptı. "Nasıl yani?" dediğimde "Sen baya uyuduğun için bilmiyorsun Eylül'le çıkıyoruz sanırım." dedi buruk  bir şekilde . "Nasıl sanırım ya? Siz benim favori çiftim  olacaktınız. Sanırımı falan yok bal gibi birliktesiniz." dedim çikolata kutusundan bir çikolata alıp . "İyi öyle olsun Sanem." diyerek Ege'de çikolatadan yedi.

Onu görünce aklıma Barlas geliyordu. Ama dedim yemin olsun eskisi gibi olmayacağım . Söz vermiştim ölmezsem seni yaşatırım diye ben şeytan Sanem'e. "Bu arada ," diyerek ayağa kalkan Ege'ye baktım cebinden mektup gibi bir şey çıkarıp bana uzattı "Bu senin." ona öylece baktım . "Görüşürüz." dedi ve yanağımdan öpüp odadan çıktı. Anlaşılan ciddi bir şeydi. Mektubu açtığımda Barlas'ın kokusuydu. Gözümden yaş geldi. Bunu kaldırabilir miydim bilmiyordum...

"MEKTUBU FARKLI BİR BÖLÜM OLARAK YAYIMLAYACAĞIM. KESİNLİKLE ORDA PAYLAŞACAĞIM ŞARKIYLA OKUYUN :)"

HAZAN VAKTİ #WATTYS2015Where stories live. Discover now